Diriliş Postası Haber Müdürü Muhammed Şimşek – Analiz

Göze ve kulağa çarpan içeriklerle her geçen gün dozajı artan eğlence dünyasına davet edilen milyonlarca insanın, ruh dünyası esir alınıyor. Bu kadarla da yetinmeyen sistem, kullanıcıların en mahrem bilgilerini bıraktıkları dijital izler üzerinden satışa çıkararak metalaştırıyor.

NESİLLER KURGULANIYOR

Son yıllarda özellikle bu dijital dünyanın içine doğan yeni nesli tek tipleştirerek beyaz cama mahkûm eden sistem, ülkelerin ve toplumların değer yargılarını hiçe sayıyor. Bu kirli eko sistemde medeniyet kodlarından kopuk tamamen konformist ve zevkçi bir nesil tasarımlanıyor.

YASAL SINIRLAR ŞART

Bir bakanın evlat sevincini kokuşmuş ağızlarıyla karalamaya cüret edenler bu platformlarda toplanabiliyor. Temsil noktasındaki insanların itibarına kast edenlerin “it sürüleri” halinde gezindiği mecralara dönüşen bu dijital platformların, artık yasal sınırlar içine çekilmesi gerekiyor.

Yeni medya imkanları, toplumu bilgilendirmek ve gündelik hayatı kolaylaştırmak gibi saymakla bitirilemeyecek avantajlarının yanı sıra üzerinde durup düşünülmesi gereken hayati tehlikeleri de barındırıyor.

Özellikle son dönemde kin ve nefret çukuruna dönüşen Twitter’dan tutunda her türlü ahlaksız paylaşımların yapıldığı facebook, instagram gibi sosyal medya fenomeni platformlar her geçen gün daha fazla kullanıcıya ulaşıyor. Eşcinsel sapkınlığın propagandasının yapıldığı ve günde milyonlarca insana ulaşan Netfilx benzeri platformların günde kaç körpe zihini zehirlediğini hesap etmek dahi çok zor. Artık sosyal medya olmaktan ötede dijital bir dünyaya dönüşen bu ağlar ülkelerin ve toplumların geleceği üzerinde söz sahibi olmaya çalışıyor.

DİJİTAL KÖLELİK

Her geçen gün dozajı daha da artan eğlencenin dünyasına davet edilen milyonlarca insanın, gözüne ve kulağına çarpan içeriklerle ruh dünyası esir alınıyor. Bu kadarla da kalmayan sistem, esir aldığı bu insanların en mahrem bilgilerini de nezarete atılmış bir mahkûm gibi girip çıktığı platformlarda bıraktığı dijital izler üzerinden kaydederek satışa çıkarıyor. Böylece insanlar hem kullanıcı olarak köleleştirilirken hem kişisel verileri akla hayale gelmeyecek alanlarda bir meta gibi alınıp satılıyor.

NESİLLER KURGULANIYOR

Son yıllarda özellikle bu dijital dünyanın içine doğan yeni nesilleri tek tipleştirerek beyaz cama mahkûm eden sistem, ülkelerin ve toplumların değer yargılarını hiçe sayıyor. Kendi evreninde tamamen konformist, zevkçi ve bencil bir nesil inşa eden bu dijital platformlar, gelinen noktada bugün çağın en karanlık yüzünü temsil ediyor. Sapkınlığın zihinlerde meşrulaştırıldığı, aile, din, kültür gelenek, medeniyet ve insani her türden değerin rafa kaldırıldığı bir ortamda yeni nesil, özünden bir haber, hafızası kopuk ve dili küfürlere müptela hale getiriliyor.

İTİBAR SUİKASTÇILIĞI

Damarlarına enjekte ettiği eğlenceyle pençesine aldığı neslin büyüklerinin yani anne ve babalarının iradelerini ise algılara oynadıkları profesyonel kara propaganda, itibar suikastları, korku ve kehanet yaygaralarıyla ele geçirmeye çalışan ve bunda da ciddi orada başarılı olan bir sistemle yüz yüzeyiz. Günün neredeyse 24 saati başucumuzdan ayırmadığımız akıllı telefonlarımız, masalarımızın üzerinden eksik etmediğimiz bilgisayarlarımız modern günün  koşullarında bizi her türlü operasyona maruz bırakıyor.

Bir ülkenin bakanlık makamındaki bir ismin evlat sevincini kepaze ve kokuşmuş ağızlarıyla karalamaya cüret edenler bu platformlarda toplanabiliyor. En nihayetinde temsil noktasındaki insanların itibarına kast ederek toplumu aşağılayanların “it sürüleri” halinde gezindiği mecralara dönüşen bu dijital platformların, artık yasalsınırlar içine çekilmesi gerekiyor.

ÇİN’İN “TİKTOK” HIRSIZLIĞI

Bugün bütün bu iç karartan tabloda Batı ile Uzakdoğu arasındaki meşru teknoloji ve ticaret alanındaki rekabet kendini kirli rant hesaplarının döndüğü kişisel veri hırsızlığında da göstermeye başladı. Özellikle Çinli yazılımcıların icat ederek son yıllarda 7’den 70’e toplumun her kesimini eğlence tuzağına çektiği TikTok adlı

sosyal medya platformunun kullanıcılara ait bütün verileri depoladığı iddiası ortaya atıldı. Aslına bakarsanız mevcut dijital ortamda bunun iddiadan öteye geçtiği çok rahat söylenebilir. Diğer taraftan Reddit adlı bir kullanıcının ortaya attığı iddiaya göre Çin icadı bu platform kullanıcıların telefonlarına kaydettiği bütün bilgileri kopyalıyor.

Telefon rehberiniz, aile fotoğraflarınız, görüşmeleriniz, gittiğiniz yerler, görüştüğünüz insanlar, alışveriş yaptığınız veya film izlediğiniz siteler vs bir kullanıcı olarak dijital ortamdaki her bir hareketiniz detaylı bilgiler halinde depolanıyor.

BÜTÜN MAHREM BİLGİLER DEPOLANIYOR

İşin içi yüzünde tehlikenin çok daha büyük olduğunu ileri süren Reddit adlı kullanıcının anlattıklarına göre telefondan silinmiş bilgiler dahi kopyalanmakla kalmıyor telefon kapalıyken ses ve görüntü kaydı da yapılabiliyor.

Uzmanların verdiği teknik detaylara göre ise kullandığınız networkle alakalı ne varsa IP’niz, yerel IP’niz, bağlandığınız Wifi, yazılım kısıtlamasını kaldırmak için JAILBREAK yapıp yapmadığınız gibi bütün her şey kaydediliyor. 30 saniyede bir GPS PING’i yollayarak konum bilgileriniz neredeyse anlık olarak kaydedilerek depolanıyor. Buradan bakınca TikTok uygulaması, yüklü olduğu telefonların kullanıcılarının mahremiyetlerini yerle bir ediyor.

Uygulamayı yüklemiş olmanız yeterli

Bütün bu bilgilerden daha korkuncu buraya kadar saydıklarımızın uygulama kapalıyken dahi yapılabiliyor olması. Diyelim ki telefonunuza TikTok yüklü ve siz o uygulamaya hiç girmediniz. Böyle bir durumda bile uygulama telefonunuza erişim sağlıyor ve galerinizde bulunan medya dahil bütün bilgilerinize ulaşılarak farklı cihazlarda görüntülenmesi (transcoding) mümkün hale geliyor. TikTok üzerinden telefonunuzun kamera ve mikrofonuna da erişim sağladığını da düşündüğünüzde her türlü kayıt altındasınız.

Hepsinden tehlikelisi uzmanlar göre bu uygulama üzerinden birileri telefonunuza girerek uygunsuz içerikleri indirebilir ve sizi sapık olarak suçlayabilir.

“Biz ahlakı yüce bir milletin torunlarıyız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha birkaç gün önce son dönemde sosyal medyada ahlaksızlıkların artmasında hem mecraların kontrolsüzlüğünün hem de organize

saldırıların kolaylaşmasının rolü olduğuna dikkati çekmişti. “Niçin YouTube, niçin Twitter, niçin Netflix, niçin şu, bu gibi sosyal medyalara karşı olduğumuzun ne demek olduğunu anlıyor musunuz? İşte bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırabilmek için.” ifadesini kullanan Erdoğan, şu mesajı vermişti: “Sevgili vatandaşlarım, bunlar ahlak sahibi değil. Akif diyor ya, ‘Ahlakın izmihlali ne müthiş izmihlal, ne millet kurtulur zira, ne milliyet, ne istiklal’. Evet, biz ahlakı yüce, medeniyet değerleri yüce bir milletin torunlarıyız, evlatlarıyız. Bu millete layık olmayan bu gelişmeleri yaşamak istemiyoruz, görmek istemiyoruz.

Burada üzerinde durmamız gereken asıl konu, medya ve özellikle sosyal medya mecralarının nasıl olup da böyle bir kokuşmuşluğun aracı haline dönüştükleridir. Yalanın, iftiranın, kişilik haklarına saldırının, itibar suikastlerinin alıp başını gittiği bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Bu millete, bu ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor.

Onun için de bir an önce biz bunları parlamentomuza getirip, parlamentomuzdan bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz.”

Yere girsin böyle özgürlük

Dijital dünyada ortaya çıkan tehditler insanın kanını donduracak seviyeye yükselmişken Türkiye’de siyasi irade yasal bir düzenlemeye gideceğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birinci ağızdan bu kötü gidişe dur diyeceklerinin sinyalini verdi. Ancak gelin görün ki başta Avrupa olmak üzere onun yardakçısı pozisyonundaki her kesimden bir anda özgürlük naraları atılmaya başlandı. Gelecek nesillerin içine düşürüldüğü dipsiz karanlık kuyuları görmezden gelerek dijital esareti savunanların bunu yapması ne denli samimiyetten uzak ve ne türden kirli bir hesabın içine düştüklerini anlatmaya bile gerek yok.

Küresel baronların özgürlük anlayışını değil kendi öz Anadolu medeniyetinin değerleri arkasında durmayı bilmeyenlerin yuvarlanacağı uçurumu görmemek için kafalarını kuma gömen herkesin bu noktada durup başını iki elinin arasına alarak düşünmesi gerekiyor.

Editör: TE Bilisim