İbrahim Tığlı – Analiz

Muhalefetin bir süredir istifasını istediği Keita, televizyonların karşısına çıkarak “kan dökülmesini istemediği için” istifa ettiğini belirterek meclisin ve hükümetin feshedildiğini söyledi. İmam

Dicko öncülüğünde Haziran ve Temmuz aylarında hükümete karşı geniş katılımlı gösteriler olmuş, en az 11 gösterici hayatını kaybetmiş, 100’ün üzerinde gösterici de yaralanmıştı. Ayrıca 5 bin kadar Fransız askeri, G5 Sahel Gücü, 10 binden fazla personelle sahada olan BM misyonununa rağmen güvenlik sorunlarının artış göstermesi Keita yönetimini sarsıyordu.

Mali’deki siyasi krizi, ne Cumhurbaşkanı Keita’nın başbakanı geçici olarak görevden alması, ne seçimlerin sonucunda verdiği kararla sert eleştirilere maruz kalan Anayasa Mahkemesi’nin feshedilmesi, ne de Gana, Senegal, Nijerya devlet başkanlarının çabası sona erdirebildi, aksine daha da derinleştirdi. Çünkü muhalefet, Keita başta olmak üzere Başbakan BoubouCisse’nin görevi bırakmasını istiyor, ülkenin kötüye gidişinden her ikisini de sorumlu tutuyordu.

Keita’nın 2013’de göreve gelmesinden beri Mali’nin göreceli bir şekilde siyasi istikrarı sağladığı iddia edilse de, ekonomik durumu iyileştirme ve kuzeyde devam eden iç çatışmaları sona erdirmede başarılı olduğunu söylemek zor. Düşük bir seçmen katılımı ile seçilmesi, Anayasa Mahkemesi’nin geçici sonuçlara göre seçilemeyen Keita’ya yakın 30 milletvekilinin seçildiğini duyurması, terör örgütleri tarafından kaçırılan bir muhalefet liderinin kurtarılması için çaba sarf etmeyişi bardağı taşıran son damla olmuştu.

PANDEMİ TUZ BİBER EKTİ

Pandemi dolayısıyla birçok Malili işini kaybetmiş, ekonomik zorluklar içerisinde yaşayan halk daha da fakirleşmişti. Korona salgını dolayısıyla gelen yardımların nasıl kullanıldığı ve kimlere dağıtıldığı konusunda hükümetin şeffaf hareket etmemesi, artık Keita yönetiminin yolun sonuna geldiğinin de işaretiydi. İmam MahmudDicko, 19 Ağustos’ta tüm Malilileri gösterilere çağırmış, devlet başkanı ve hükümetin sonunun geleceğini iddia etmişti. İmam Dicko ve muhalefet bu büyük gösterinin hazırlığını yaparken, asker erken davranarak 18 Ağustos’ta başkent Bamako’ya yaklaşık 15 km uzaklıktaki Kati garnizonundan hareket ederek darbe girişimini başlattı.Darbenin Fransa tarafından ya da Fransa’ya karşı yapıldığını söylemek için çok erken. Yalnız doğru olan şu ki, Fransa darbe yapılacağını biliyordu ve önlemini almıştı. Darbeden birkaç gün önce Fransa üslerindeki askeri hareketlilik dikkat çekiciydi.

DARBENİN ARKASINDA KİMLER VAR

Askerler neden düzenlenecek büyük gösteriden bir gün önce darbeyi yaptılar? Bu bir soru işaretidir. Askerin erken davranmasının nedeni ne olabilir? Asker Çarşamba günü düzenlenecek gösteride daha fazla kan döküleceğini düşündüğü için kansız bir şekilde gerçekleşmesi için darbeyi erkene mi aldı? Yoksa askerin darbe hazırlığında olduğundan devlet başkanı ve hükümetin haberi mi oldu?

Şimdilik, Fransa’nın darbenin ne kadar içinde veya dışında olduğunu söylemek zor. İddia edildiği gibi bu darbenin Fransa tarafından yapıldığını hatta Fransa’ya karşı yapıldığını söylemek için de çok erken. Yalnız doğru olan şu ki, Fransa darbe yapılacağını biliyordu ve önlemini almıştı. Darbeden birkaç gün önce Fransa üslerindeki askeri hareketlilik dikkat çekiciydi. Zaten Mali yönetimi ve ordusunda kontrolü olan Fransa’nın darbenin yapılacağını bilmemesi imkânsız gibi. Yalnız aynı hareketlilik sadece Fransa’da değil ABD’de de görüldü. Bir süre öncesinde ABD büyükelçiliği ABD’li vatandaşların dikkatli olması çağrısında bulundu bulundu ve birkaç gün önce bazı ofislerini boşalttı.

KAOS TÜCCARI FRANSA İŞ BAŞINDA

Mali’de, Fransa ve ABD’nin yanı sıra Almanya ve Rusya, hatta son zamanlarda Çin’in artan siyasi ve ekonomik varlığı söz konusu. Darbecilerden henüz 20’li yaşların ortalarındaki Malik Diaw’ın bir süre Rusya’da askeri eğitim aldığı, iki hafta öncede Rusya’ya ziyarette bulunduğu iddia ediliyor. Gösterilerde Rusya’ya ve Putin’e göndermeler yapılması da bu iddiaların dikkate alınması gerektiğini gösteriyor. Darbecilerin en yaşlılarından olan General Fanta Dembele’nin Almanya ile ilişkileri olduğu söyleniyor. Fakat bunlar şimdilik birer iddiadan ibaret. Ordunun bütün unsurlarının darbeyi yaparken birlikte hareket etmedikleri, daha sonra uzlaşmaya vardıkları görülüyor.

Kati karargâhında, darbenin silahlı çatışma ile başladığı, darbeyi başlatan iki farklı grubun olduğu, bir de darbe karşıtı grubun olduğu tutuklanan askerlerden anlaşılıyor. Darbenin yapıldığı Salı günü Malik Diaw ve SadioCamara öne çıkarken bir gün sonra AssimiGoita kendini darbeyi gerçekleştiren cunta lideri olarak tanıttı. Burada darbe devam ederken ikinci bir darbe mi yapıldı sorusu akla geliyor. AssimiGoita’nın da İmam MahmudDicko ile yakın olduğu hatta öğrencisi olduğu söyleniyor. 2012’de Tuareglerin isyanı sırasında Azavad Kurtuluş Hareketi tarafından esir alındığı ve bu esaretten İmam Dicko’nun yardımıyla kurtulduğu biliniyor.

Fransa’nın Mali’de kaybedeceği çok şey var. Maden yataklarından enerji santrallerine birçok yatırımı var. Fransa mevzi kaybetmemek için askeri darbenin hiçbir şekilde kendi aleyhine dönmesine izin vermemeye çalışacaktır.

Darbeye ilk tepkiler ne anlama geliyor

Darbe girişiminin başlamasından itibaren ilk tepkiyi verenler ABD, Batı Afrika Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), Fransa ve Avrupa Birliği oldu. Tepkiler yalnızca Keita ve başbakanla birlikte tutuklananların serbest bırakılıp sivil yönetime geçilmesine yönelikti. Genellikle her darbe yönetimine verilen tepkiye benzer bir tepki verildi yine. Ama ECOWAS ve Afrika Birliği’nin Mali’nin üyeliğini askıya almada erken davranmaları Afrika’nın daha sert bir tutum içinde olduğunu gösteriyor.

Fransa ve Nijer’in de konuyu BM Genel Kuruluna taşımak istemesi darbeyle birlikte bölgesel güvenlik endişelerinin arttığını ortaya koyuyor. Fakat, bundan sonraki süreç daha önemli. Arabulucu olarak giden ilk Batı ülkesi hangisi olacak? Fransa daha önceki darbede erken davranmış ve darbecilerle diyalog kuran ilk Batılı devlet olmuştu. Mali’de muhalefetin darbeden genel olarak memnun olduğuna kuşku yok, hatta Mali’den gelen görüntülere bakıldığında halkın da çok fazla rahatsızlık duyduğu söylenemez. Şu anda hava yeterince açık değil, puslu bir görüntü söz konusu.

Henüz Mali halkında darbenin devlet başkanı ve çevresine yapıldığı algısının hâkim olduğu ve darbeyi değerlendirmede acele etmedikleri görülüyor. Darbe girişimini ilk duyuranlardan biri Alman basını oldu. Almanya yayın organları darbe girişimi başladıktan sonra 20-30 dakika içinde askeri bir hareketin başladığını duyurdular.

Fransız basını daha ağırdan alarak bir süre darbe girişimini görmemeye çalıştı. Fransız basınının, diğer ülkelerin basın kuruluşlarına oranla Mali’de daha güçlü olmasına rağmen neden geç kaldığı ve darbeyi rutin bir gelişme gibi duyurmayı tercih ettiği, üzerinde durulması gereken bir konu. Bölgede BM barış gücü askerleri, Fransız askerleri, Avrupa ülkelerinden askerler ve Sahel güçleri bulunmakta. Sadece BM, barış ve güvenliği sağlamak için 2013’ten bu yana 1,3 milyar dolara yakın para harcadı. Bu darbe, bir anlamda harcanan bu paraların boşa gitmesi demek.

İmam Mahmoud Dicko kimdir?

İmam Dicko darbe sırasında çok öne çıkmamayı tercih ederek asıl sorunun Keita yönetimi olduğunu, onların görevden alınması ile sorumluluğunun sona erdiğini açıklayarak artık evine döneceğini söyledi. Eğer İmam Dicko’nun bu darbede rolü varsa bu gerçekten sorunlu bir durum ortaya çıkarır. Sudan’daki Turabi deneyimi bir kez daha gerçekleşir ki, halk üzerinde popüler de olsa meşruiyeti sorgulanır. Dicko şimdiye kadar siyasi bir parti temsilcisi gibi görünmekten uzak durdu, hareketinin hep sivil olduğunu dile getirdi. Askerlerle ittifak yapmış olması bu sivilliğine de gölge düşürecektir. İmam Dicko şimdiye dek zekice bir profil çizdiği için bu şekilde davranmaması muhtemel. Yalnız şu gerçeğin de altını çizmeli ki, İmam Dicko camisine geri döndüğünü söylese de ismini daha çok duyacağız.

Askerlerin bir süredir Keita’nın yönetiminde rahatsız olduğu da biliniyordu. Maaşlarını zamanında alamıyor, tehlikeli görevlere Fransız askerler değil Malili askerlerin gönderildiğini sıklıkla belirtiyorlardı. Geçen yıl Ekim ayında Burkina Faso sınırındaki iki kasabada Malili askerlere düzenlenen saldırıda 38 Malili askerin öldürülmesi, ilk defa askerin darbe yapacağı söylentilerini gündeme getirmiş, Keita ise kesin bir dille darbe iddialarını yalanlamıştı.

Editör: TE Bilisim