İbrahim Seçkin Talaş / Ankara / Özel Haber

Eğitim-Bir-Sen, Türkiye’de eğitimin güncel durumunu ve politika önerilerini ortaya koymak amacıyla uluslararası kuruluşların standartlarını kullanarak ve veri temelli analiz ilkesi gözeterek 2016 yılından bu yana hazırladığı Eğitime Bakış rapor serisini yayımladı.

DEZAVANTAJLI AİLELERE ÜCRETSİZ EĞİTİM TALEBİ

Memur Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, bu yıl beşincisini yayımlanan “Eğitime Bakış: 2020 İzleme ve Değerlendirme” raporu kamuoyuyla paylaştı. Aynı zamanda Eğitim Bir Sen Genel Başkanı olan Yalçın, rapora ilişkin önerilerini sıraladığı konuşmasında, son yıllarda erişim oranı artsa da özellikle ortaöğretim düzeyinde bölgelere ve cinsiyete göre farklılıklar olduğu görüldüğünü belirterek, ortaöğretimde okullaşma oranının düşük olduğu dezavantajlı bölgelerde genel olarak okullaşma artırılması gerektiğini, özelde de kız çocuklarının okullaşmasını artırmaya öncelik veren projeler geliştirilmesi ve uygulanması gerektiğini söyledi. Yalçın, rapora ilişkin diğer önerilerini ise şöyle anlattı: “Okul öncesi kademesindeki okullaşma oranı son yıllarda artmasına rağmen, halen ulusal hedefler ve OECD ortalamasından düşüktür. Bu kapsamda özellikle okul öncesi eğitim kurumlarının az olduğu yerlerde yeni okul öncesi kurumların açılmasına öncelik verilmeli ve dezavantajlı ailelerin çocuklarının okul öncesi eğitime katılımını artırmak için bu çocuklardan ücret alınmayan bir mekanizma tesis edilmelidir”

Yalçın, açık öğretim sisteminin, başarısız öğrencilerin yerleştirildiği bir okul türü olmaktan çıkarılması ve yüz yüze eğitim imkânlarının kapasitesi artırılması gerektiğini söyledi. Yalçın, “İlköğretime göre ortaöğretimde, kızlara göre erkeklerde özel eğitim alan öğrenci sayısı fazladır. Kızlara ve ortaöğretim düzeyine öncelik verilerek, özel eğitim ihtiyacı olan çocuklara yönelik kapasite artırılmalıdır” dedi.

BAŞVURAN-YERLEŞEN ARASINDA MAKAS AÇILDI

Türkiye’de üniversiteye giriş sınavına başvuran ve yerleşen aday sayısı arasındaki makasın gittikçe açıldığının altını çizen Yalçın, son sınıf düzeyinde başvuran adayların ancak üçte birinin bir programa yerleştiğini, her altı adaydan ancak birinin bir lisans programına yerleştiğini, yükseköğretime yerleşmedeki sorunlu arz talep dengesinin ciddi oranda bozulduğu dikkate alınarak, yükseköğretim programları toplumsal talebi karşılayacak şekilde hazırlanması gerektiğini, özellikle lisans programlarına ayrılan kontenjanların daha da artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Editör: TE Bilisim