Gündemin en önemli konusu ‘Berlin Konferansı’nda hangi ülkeler var, Berlin Konferansı’nın konusu nedir?’ Libya’daki gelişmeleri ele almak üzere dün Berlin’de gerçekleştirilen konferansın detayları vatandaşlarca merak ediliyor. Konferans’ta Libya hususunda kalıcı bir çözüm için herhangi bir anlaşmaya varılamadı ama, en azından çatışmasızlık ortamıyla ilgili bir anlaşma çıktı. Önce demiştik ki, ‘Gözler Moskova’da. Moskova’dan bir sonuç çıkmamıştı, demiştik ki, ‘Gözler Berlin’de.’ Berlin’den de bir sonuç çıkmadı. Şimdi diyoruz ki, ‘Gözler Cenevre’de!..’

Berlin Konferası’nın olduğu sıralarda, çatışmasızlık anlaşması yapılıyordu, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin, Merkel, bu konuda açıklamalar yapmıştı… Ama Hafter saldırıları devam ediyordu… Küçük de olsa taciz saldırıları ve rastgele havan atışlarıyla Hafter tarafları, süreci sabote etmeye çalıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin heyetler arası bir görüşme gerçekleştirdi. 1 saat süren görüşmenin sonunda yapılan açıklamada denildi ki;

“Çatışmasızlık önemli, siyasi anlaşma önemli ve hem Türkiye hem de Rusya tarafı samimiyetle çözüm arıyorlar.”

Berlin Konferansında hangi ülkeler var, Berlin Konferansı konusu ne?

Berlin Konferansıyla ilgili tüm detayları 10 madde ile özetleyelim. Süreç şöyle başladı;

Libya’yla, yani Ulusal Mutabakat Hükûmeti Sarraj’la Türkiye arasında uluslararası bir deniz anlaşması imzalandı. Bu anlaşma sayesinde Türkiye, orada artık baş aktördü. Bu anlaşmayı koruyabilmesi adına Libya, asker talep etti. Türkiye dedi ki, Peki, biz tezkere aldık Meclis’ten. Muharip birlik şu anda yok ama, oraya stratejik destek vermeye, eğitim desteği vermeye gideriz.

Bunun üzerine dünyada ortalık karıştı. Herkes dedi ki, biz niye aktör değiliz orada, Türkiye iş çeviriyor.

İlk toplantı Moskova’da planlandı ve Moskova’daki toplantıya Hafter gitti. Fayez el Sarraj’la anlaşma imzanacaktı ancak, ‘hayır’ dediler. İmza yok! Kim dedi bunu? Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri dile getirdi, İsrail… Neden? Çünkü soru şuydu; Borrell dedi ki, özür dilerim bu söyleyeceklerim sizi üzecek ama 6 ay önce burada olmayan Türkiye ve Rusya artık bu konuda baş aktör ve maalesef AB’den kimse söz etmiyor, AB yok hükmünde!..

Bu itirafın ardından denildi ki, ‘AB’yi işin içine sokmamız lazım.’ Nasıl? Hafter, anlaşmayı imzalama! Nerede imzalarsın? 19 Ocak’ta, Berlin’de imzalarsın…

Gözler Berlin’e çevrildi. Berlin’e gidildi, Berlin’de de bir anlaşmaya varılamadı. Ancak ‘ateşkes’ diyelim hadi ama genel anlamda bir imza atılmadı. Şimdi de, ‘Gözler Cenevre’ye çevrildi’ diyorlar.

Peki ne oldu Berlin’de?

Berlin’de olan şeyi şu 10 maddede özetleyelim;

1- Bir karar açıklandı. Açıklanan kararda denildi ki, ‘Merkezi ve sivil otoritenin kontrolünde Birleşik Libya Hükûmeti kurulsun ve bir otorite oluşsun. Libya’daki bütün güvenlik güçleri, asker ve polisler, bu tek otoriteye bağlansın, tek çatı altında toplansın.’

Bu çok önemli. Buna uyulursa, çok büyük bir kazanım.

2- Zirvede, yabancı müdahalenin durdurulması ve Libya’ya yönelik silah ambargosuna saygı gösterilmesi.

Bunu Guterres dillendirdi. Silah ambargosuna saygı duyulması, bu konuda ‘aman göndermeyin silah’ demiş oldu.

Peki, akla gelen soru şu; Kim gönderiyor zaten oraya silahı? 1-Mısır, 2-BAE, 3-Fransa, 4-İsrail, 5-Rusya.

Aslında beş ülke sayıyoruz ama dört ülke. Neden? BAE teknik olarak kağıt üzerinde bir ülkedir. Gerçek hayatta BAE diye bir ülke yok; bir kartondan, İsrail kuklasından söz ediyoruz. Onu saymazsak 4 ülke deliyordu ambargoyu. Aslında bu vurgu, BM’deki bu vurgu; Rusya’ya , Mısır’a ve Fransa’ya söylenmiş oldu.

3- Bu bildiride denildi ki; BM insiyatifinde Berlin’de koordinasyonu sürdürmek için bir uluslararası izleme komitesi oluşturulsun. BM, izleme komitesi kuracakmış ve BM’nin askeri gücüyle de bu izleme komitesi aktif hale gelecekmiş.

Peki, böyle bir şey mümkün mü? Yani, BM’nin izleme komitesinden herhangi bir hayırlı sonuç çıkması mümkün mü? 1970’lerden bugünlere kadar baktığımızda, 6 defa dünya çapında izleme komitesi kurulmuş ve hepsinde insanlar ölmüş.

Hiçbir yere varamamışlar.

Örnek; Bosna! Hollandalılara teslim olmuştu Bosnalılar, hatırlayın! Hepsi toplu mezarlarda şu an!..

Örnek; Afganistan! Bunun gibi 6 örneği var dünyada ve BM’nin izleme komitesinden de bir şey çıkmayacağı belli. Ama kuruldu mu? Kuruldu.

4 teknik çalışma grubu kurulacak, onun ardından bir askeri komite kurulacak, askeri komitenin de kim olacağına Cenevre’de karar verilecek… miş.

Libya’nın içerisindeki askeri komite nasıl oluşacak peki? 5 Sarraj, 5 de Hafter’den asker ile 10 askerlik bir komite kurulacak. haydi bakalım!..

5- Bu madde çok önemli bir gelişme! Libya’da ulusal petrol şirketi NOC; (Libya’daki bütün petrolü satma hakkı var) deniliyor ki, ‘NOC’nin kontrolü Ulusal Mutabakat Hükûmeti’nde olmalı. Ne demek bu? Yani Sarraj hükûmeti aslında Libya’nın petrolünü satabilir. Hafter bu konuda çok ayak sürüyordu. Her masada bunu öne sürüyordu, ‘NOC’nin kontrolü bize geçmeli’ diyordu. Çünkü, İsrail ve BAE böyle istiyordu. Buna ‘hayır’ denildi işte. Hatta bir liman kapatıldı. Liman’ın kapatılmasına Katar ve başka ülkeler çok ciddi tepki gösterdi. Amaç petroldü. Ulusal Mutabakat Hükûmeti’nin bu konuda yetkili olduğu dillendirildi.

Hafter’i meşrulaştırma çabası gözden kaçmıyor

6- Bir diğer mesele de; Türkiye, askeri tezkere kararıyla Trablus’u, zaten meşru bir hükûmet olan Trablus’un meşruiyyetini tescilletti. Hafter’in de isyancı darbeci konumu tescillendi ama metnin tamamına baktığınızda, Hafter sanki meşru bir tarafmış gibi de sürekli Hafter’den söz ediliyor. Hafter’i meşrulaştırma çabası da gözden kaçmıyor. Bu da kritik bir ayrıntı.

Hangisi ‘devlet’?

7- Bunun yanında aslında Berlin’de yaşanan tek bir olaydan yola çıkarak Hafter mi, Sarraj mı? Bunlar kim oluyorlar; bir fotoğrafta ortaya çıktı. Fotoğrafı tarif edelim; Sarraj oturduğunda masaya kiminle oturdu? Sarraj’ın yanında Dışişleri Bakanı vardı, İçişleri Bakanı vardı, meclisten bir temsilci vardı, Genelkurmay Başkanı vardı. Yani ‘devlet’ gibi oturdu oraya.

Sarraj çıktı salondan, Hafter girdi. Hafter’in yanında kim vardı? İki kişi vardı. Biri oğlu, biri de teyzesinin oğlu.

Hangisi devlet?..

Bu fotoğraf, aslında her şeyi anlatan bir fotoğraftı.

Kaddafi’nin paraları…

8- Kaddafi’nin uluslararası bankalarda paraları vardı. Çoğu Avrupa bankalarında… Aynı zamanda Libya devletinin de paraları vardı, uluslararası bankalarda. O paralara Kaddafi’nin ölümünün ardından ambargo yani tedbir konulmuştu, bloke vardı. O parayı kullanma hakkı Ulusal Mutabakat Hükûmeti Sarraj’da. Libya’daki önemli haber kaynaklarından edinilen bilgilere göre zaten paranın büyük bir kısmı İngiltere, Fransa, İtalya tarafından iç edilmiş. Kalan yarısı ki o da çok büyük bir para, bir kişi veya şirket için değil devlet için bile çok büyük bir miktardan bahsediyoruz. O kadar parayı kullanma hakkı Sarraj hükûmetine verildi. Bu çok önemli bir kazanımdı.

Yunanistan Berlin Konferansı’na davet edildi mi, edilmedi mi?

9- Yunanistan davet edilmedi. Bu şu demek; Yunanistan merkezli bir plan olan EastMED planına göre Akdeniz’deki gazı İsrail alacak, Yunanistan üzerinden dünyaya satacaktı. O hatta da EastMED diyorlardı. İşte o plan çöpe atıldı. O yüzden önemliydi, Yunanistan oraya davet edilecek mi edilmeyecek mi? Konu hamaset değildi. Çok teknik bir meseleydi.

10-Son madde; Türkiye barışın anahtarı derken bu cümlenin altında yatan anlamlardan biri de şuydu;

Libya’da iç savaş çok uzun zamandan beri devam ediyor neden Türkiye barışın anahtarı? Söyleyelim;

Çok uzun zamandır devam eden iç savaş var. Şu ana kadar çözüm için hiç müdahale edildi mi? Hayır. Herhangi bir şey yapalım denildi mi? Hayır. Kimse karışmadı, kimse ilgilenmedi. Ne zamana kadar? Türkiye bu işle ilgilenene kadar. Hatta Meclis’ten tezkere çıkana kadar . Ne zaman ki TBMM’den tezkere çıktı, ‘Biz Libya’ya müdahil oluyoruz‘ denildi; Allah Allah! Moskova, Berlin, Cenevre!.., Fransa neden yok!.. “Biz bu işin içinde neden yokuz?”, “AB öldü zayıfladı. Türkiye oraları ele geçirdi”, Pompeo’dan açıklama, Esther’den açıklama…

Ne oluyor? Siz neden heves ettiniz birden bire bu kadar, orayı çözmeye? Çünkü Türkiye, oraya müdahale etti!..

İşte, Türkiye barışın anahtarı cümlesinin altında yatan anlamlardan biri de budur. İşte, 10 maddede, Berlin!..

Budan sonra ne var? Bundan sonra gözler, Cenevre toplantısında!..

Editör: TE Bilisim