Savunmanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Tarhan’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Mahkeme, olay yerinde keşif yapılmasına da hükmetti. Uzman doktor Özgür Tarhan,Ayşe Karaman’ın öldürülmesiyle ilgili yeni açıklamalarda bulundu…

Tarhan, Karaman’ın başının ağrıdığını söylemesi üzerine damar yoluyla iki çeşit ilaç enjekte ettiğini ancak ölümüne sebep olduğu belirtilen ilacı kendisinin enjekte etmediğini öne sürdü. Savunmanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Tarhan’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Mahkeme, olay yerinde keşif yapılmasına da hükmetti.

Anestezi teknikeri Ayşe Karaman, 29 Temmuz 2019’da erkek arkadaşı uzman doktor Özgür Tarhan’ın Çankaya ilçesi Dikmen Mahallesi’ndeki evinde ölü bulundu. Olay yerinde çok sayıda şırınga ve ilaç bulunurken, şüpheli ölümle ilgili soruşturma başlatıldı.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Ramazan Hançer’in yürüttüğü soruşturma sonunda Tarhan hakkında “tasarlayarak öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle iddianame hazırlandı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın ilk celsesi tamamlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Özgür Tarhan, Ayşe Karaman’ın annesi Feride, babası Adem Karaman, taraf avukatları ve çok sayıda izleyici katıldı. Öğrencisi tarafından öldürülen Ceren Damar Şenel’in ailesinin avukatlığını yapan Çetin Arslan’ın sanık Tarhan’ın avukatlığını üstlenmesi dikkat çekti.

Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin özetinin okunmasının ardından sanık Tarhan’ın savunması alındı. Yaklaşık 15 yıldır anestezi uzmanı olarak görev yaptığını belirten Tarhan, bugüne kadar doktorluğuyla alakalı tek bir idari soruşturma geçirmediğini söyledi. Önceki ifadelerinin doğru olduğunu kaydeden Tarhan, “Savcılık iddianamesinde ‘tasarlayarak öldürme’ suçundan cezalandırılmam istenmiştir. Bırakın bir insanın canına kast etmeyi, böyle bir şeyi düşünecek bir insan dahi değilim. Ayşe ile tanışma sürecimde eşimle bir takım sorunlarımız vardı. Bir müddet sonra arkadaşlığımız duygusal bir birlikteliğe dönüştü. Ailesiyle, özellikle annesiyle problemleri vardı. Ayşe’nin üniversite sınavına hazırlanmasında ve İstanbul’da üniversite okumasında maddi ve manevi desteği kendisine sağladım” diye konuştu.

“AMPULLERİ DAMAR YOLU AÇARAK YAPTIM”

Olay gününü anlatan sanık Tarhan şunları söyledi:

“Dikmen’de bulunan eve gitmek üzere yola çıktım. Ayşe bana mesaj atmış ancak benim mesajı fark edememem üzerine beni aradı ve migreninin tuttuğunu ilaç getirmem gerektiğini söyledi. Mesajın içeriğine baktığımda Z…, A… ve P… isimli ilaçları talep ettiğini gördüm. Daireye gittiğimde Ayşe salonda uyuyordu. Sese uyandı ve kalktı. Migreninin tuttuğunu söyledi ve ‘bana A…’ yapar mısın’ dedi. Ben de çantamda bulunan iki adet A… ve bulantı ilacı Z… isimli ampulleri damar yolu açarak yaptım. Daha sonra ‘damar yolunu çekeyim’ dedim. Bana ‘başımın ağrısı geçsin ben çekerim’ dedi. Sonra birlikte yattık.”

“İÇERİYE GİRİNCE ACI TABLOYLA KARŞILAŞTIM”

Saat 03.45 sıralarında bir doktor arkadaşının aradığını, acil bir durumun olduğunu ve kendisini hastaneye çağırdığını kaydeden Tarhan, “Ayşe ‘ameliyat erken biterse gelir misin’ diye sordu. Ben de ‘erken biterse geleceğim’ dedim. Sonra çantamı aldım ve hızlıca çıktım. Ayşe de arkamdan kapıyı kilitledi. Ameliyat 5 gibi bitti. Sonra Dikmen’deki eve geri döndüm. Anahtarı takıp çevirince kapı açılmadı. Kapının üstten kilitlediğini anladım. Sonra Ayşe’yi aradım ama açmadı. Uyumuş olduğunu düşünüp hastaneye geri döndüm. Bir müddet sonra tekrardan eve döndüm, bu sırada Ayşe’yi aramaya devam ettim. Cevap alamayınca bina görevlisinin yanına gittim. Arkadaşımın kapıyı açmadığını, kapının üstten kilitli olduğunu söyledim. Çağırdığımız çilingir üst kilidin kırılması gerektiğini söyledi ve kırdı. İçeriye girince acı tabloyla karşılaştım. Ayşe’nin dudakları ve parmak uçları morarmıştı. Nabzı yoktu. Sehpa üzerinde enjektörleri gördüm. Ayşe’nin, enjektörleri ben uyurken veya duştayken çantamdan aldığını düşünüyorum. Evden aceleyle çıktığım için çantada eksik var mı diye hiç bakmamıştım” şeklinde konuştu.

Tarhan, A… ve Z… isimli ampulleri damar yoluyla Karaman’a verdiğini ancak P… isimli ilacı kendisinin vermediğini öne sürdü. Tarhan, “Delil ve tutanaklar Ayşe’nin ben evden gittikten sonra halen yaşadığını göstermektedir. Kendisiyle olan duygusal birlikteliğimiz hepimizin rızasıyla başlamış ve devam etmiştir. P… isimli ilaç bana aittir ama ben kendisine vermedim. Ayşe’nin uyuyabilmek amacıyla çantamdan aldığı P…, alkolün etkisiyle ölüme götürdüğünü düşünmekteyim” dedi.

Savunmanın tamamlanmasının ardından Tarhan’a sorular yöneltildi. Mahkeme başkanı, sanık Tarhan’a, “P… ilacını ben gidip alabilir miyim” şeklinde soru yöneltti. Tarhan, “2018 Mayıs ayına kadar eczanelerde satışı serbestti. Ancak sonra yasaklandı. Anestezi uzmanları olarak hastalarımızda kullanmak için bu ilaçları depolardan temin edebiliyoruz” diye yanıt verdi. Tarhan, bu ilaçları neden çantasında taşıdığına yönelik soruya ise “Hastanelerin ilaçlarını ve ekipmanlarını kullanıyoruz. Ama muayenelerde, dış polikliniklerde bu ilaç olmuyor. O yüzden yanımda taşıyorum. Çantamın içinde sadece bu ilaçlar değil hastaya gerekli tüm teçhizat bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Karaman ailesinin avukatı Tuğba Gültekin’in “Ayşe’nin ilaç bağımlılığı var mıydı, uyuşturucu kullanıyor muydu?” şeklindeki sorusuna Tarhan, “Ayşe’yi uyuşturucu kullanırken görmedim ama kendisi daha önce uyuşturucu kullandığını söylemişti. Ayşe uyuyabilmek için ve dikkat dağınıklığı için ilaç kullanmaktaydı. Benim yanımda P… kullandığına şahit olmadım. P… bağımlılık yapıcı ve uyuşturucu özelliği olan bir ilaç değildir” cevabını verdi.

Editör: TE Bilisim