Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, son üç ayda Birlik olarak neler yaptıklarını, sorularımız eşliğinde şöyle anlattı:

Belediyelerimiz ve TBB pandemi sürecini nasıl karşıladı?

İlk önce Cumhurbaşkanımızın liderliğinin, yaşanacak sorunları önceden görmek ve önlemleri almak noktasındaki önemini belirtmem gerekiyor. İlk adımda bir Bilim Kurulu’nun oluşturulması ve bu kurulun tavsiye kararlarıyla hareket edilmesi ile diğer ülkelere kıyasla Türkiye süreçten en az zararla çıktı. Tabii bunda son 18 yılda oluşturulan sağlık altyapısının, Türkiye’de yetişmiş hekimlerin ve sağlık çalışanlarının eğitimlerini ve tecrübelerini bu mücadeleye yansıtmasının da çok önemli katkısı oldu. Konuya belediyeler cephesinden bakacak olursak; belediyelerimiz, hizmet ettikleri şehir halkının bu pandemiden etkilenmemesi için tüm önlemleri almak, Bakanlıklarımızın, valiliklerimizin koordinasyonunda şehirdeki çalışmaları yapmak zorundaydılar. Bunu da, büyük oranda başardılar. Hem ülke genelinde hem şehirlerin içinde valilikler, STK’lar, belediyeler ve halk güven esaslı bir koordinasyon içindeydi. Türkiye’de güçlü bir dayanışma ve güven altyapısı oluşturuldu. Bu bize ülkemizi en az zararla çıkarma fırsatı verdi. Belediyelerimizin çalışmaları COVID-19 salgınıyla mücadelenin önemli bir parçası. Buradaki çalışmalar halkımızın sağlığını ve hayat kalitesini de doğrudan etkiliyor. Salgının ülkemizde kontrol altına alınması ile ekonomik ve sosyal etkilerinin en aza indirilmesi sürecinde belediyelerimiz ve tabi ki Türkiye Belediyeler Birliği yoğun çalışmalar yürüttü. Bir belediye başkanı ve TBB’nin de başkanı olarak yapılan çalışmaları yakından takip ettim.

Bu dönemde TBB yönetimi süreci nasıl yönetti?

TBB Başkanı sıfatımla bu coronavirüs meselesi ilk çıktığı andan itibaren Genel Sekreterimiz Birol Ekici ile istişare ettim. Bu istişareye daha sonra genel sekreter yardımcılarımız ve bölüm müdürlerimiz de katıldı. Nasıl bir yol haritası çizebileceğimizi konuştuk. İlk aklımıza gelenler doğal olarak tüm belediyelerimizin bu süreçten nasıl etkilenebileceği oldu. Tecrübeli belediye başkanlarımızla görüştük, daha önceden belediye başkanlığı yapmış deneyimli isimlerle konuştuk. Anladık ki bazı mevzuat düzenlemeleri yapılmazsa hayatın neredeyse durma noktasına geldiği, geleceği bu dönemde belediyelerimiz çok büyük sıkıntılar yaşayacak.

Buna müteakip günlerde, Mart sonuna doğru TBB Encümeni’ni telekonferansla topladık ve önemli kararlar aldık. Bu kararların önemini TBB Başkanı olmamdan değil, aynı zamanda Türkiye’nin büyük şehirlerinden birinin başkanı olduğum için biliyorum. Mesela;

-Belediyelerimizin borçları nedeniyle merkezi idare genel bütçe vergi gelirleri paylarından yapılan kesintilerin Nisan ve Mayıs aylarında yüzde sıfır olması,

-Belediyelerin içme suyu hizmetlerinin kesintisiz yürütülmesi için birikmiş elektrik borçlarının yapılandırılması,

-Belediyelerin geçmişe dönük borçlarından dolayı haciz ve icra takiplerine maruz kalmaması için düzenleme yapılması,

-Belediyelerin ve su kanal idarelerinin İller Bankasından çekmiş oldukları teminatlı krediler dahil, kredi borçlarının kredi ve faiz ödemelerinin 2020 yılı sonuna kadar ertelenmesi,

-Belediyelere, İLBANK ve kamu bankalarından faizsiz veya düşük faizli kredi verilmesi,

-Belediyelerin toplu taşıma araçlarında kullanılan akaryakıttaki ÖTV ve KDV oranının yüzde 1’e indirilmesi, bu araçlarla taşınan yolcu başına da destek verilmesi,

-Belediyelerce işletilen raylı sistemlerde kullanılan elektrik için düşük tarife uygulanması,

-Belediye personelinin bir kısmı izne ayrıldığından dolayı kısa çalışma ödeneğinden belediyeler, bağlı kuruluşları ve belediye şirketlerinin de faydalandırılması için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının (İŞKUR) tedbir alması,

-Nisan ve Mayıs aylarında yapılacak olan belediye meclis toplantılarının yapılıp yapılmaması kararının belediye başkanının takdirine bırakılması gibi konularda oy birliğiyle tavsiye kararı aldık.

TBB Encümeni’nde oybirliğiyle aldığınız bu kararları hükümete ve yetkili mercilere iletip, talep ettiğiniz kararları aldırabildiniz mi?

Bildiğiniz üzere Türkiye Belediyeler Birliği 1389 belediyenin üyesi olduğu ülke düzeyinde kurulan tek belediye birliği. Kuruluş amacı, parti ve bölge ayrımı gözetmeksizin belediyelerin menfaatlerinin korunması açısından merkezi idare ile yakın işbirliği içinde çalışmak. Bu çerçevede Cumhurbaşkanlığı ve tüm bakanlıklarla doğrudan temas kuruyoruz. Belediyelerin taleplerini gecikmeksizin aktarıyoruz. Bakanlıklarla irtibatlarını sağlıyoruz. Merkezi idare kurumlarla iletişimi sağlıyoruz. Bu çalışmaların da karşılığını alıyoruz.

Örneğin TBB Encümen toplantısının yapıldığı günün akşamı Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak borçların erteleneceğine ilişkin açıklama yaptı. İçişleri Bakanlığımız meclis toplantılarının ertelendiğine ilişkin genelge yayımladı. 16 Nisan’daki Resmi Gazete’de belediyelerimizin sonraki taleplerini de içeren 7244 sayılı Yeni coronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kabul edildi. Bunlar hep Türkiye Belediyeler Birliğinin Bakanlıklarla ve diğer kamu kurumlarıyla olan sıcak iletişimi sayesinde oldu.

TBB’nin pandemi sürecinde yaptığı çalışmalardan belediyeler ne gibi kazanımlar elde etti?

Örneğin 7244 sayılı Kanun ile belediyelerimizin salgın sürecinde yürüteceği çalışmalara ilişkin önemli kolaylıklar sağlandı. Kanunla, belediyelerin merkezi idareye ödemesi gereken ve 3,4 milyar liraya ulaşan vergi ve SGK borçlarının ödemesi ertelendi ki bu çok önemli bir karar belediyeler için. Belediyelere önemli bir kaynak meydana getirilmiş oldu. Ayrıca bazı vergi ve harçlar ile kiraların, satış bedellerinin ve su faturalarının tahsilinin ertelenmesi, toplu taşımanın desteklenmesine imkân verilmiş oldu.

Cumhurbaşkanlığımızca alınan önemli kararlar oldu. Bu dönemde belediyeler aleyhine haciz yapılmaması ve belediyelerin genel bütçe vergi gelirlerinden borçlarına mahsuben yapılan kesintilerin durdurulması gibi. Bu ve diğerleri belediye başkanlarımızın elini, parti ayrımı yapmaksızın çok güçlendiren bir karar oldu.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın verdiği kısa çalışma ödeneği sayesinde belediyeler ve şirketlerinde istihdamın devam etmesi sağlandı. Bu hem belediyelerin işgücünün devam etmesi hem de kimsenin işsiz kalmaması anlamında önemli bir destek oldu. Kısa çalışma ödeneği ile işçi giderlerinin bir kısmı İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabiliyor bildiğiniz üzere. Ayrıca belediyeler tarafından toplu taşımaya verilecek desteğe ilave olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ücretsiz ve indirimli taşımalar için ödenen toplu taşıma desteğinin artırılması, destek kapsamına belediye ve şirketlerinin de dâhil edilmesine yönelik talepte de bulunduk. İçişleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlıkları belediyelerin izin, ruhsat ve denetiminde olan işyerleri ve sundukları hizmetlerle ilgili Birliğimizin önerilerini de içeren çok sayıda genelge çıkardılar.

Yurt dışından belediyelerimize dönük fon sağlama girişiminiz oldu mu?

TBB’de proje ve finansman ile ilgilenen bir birim oluşturulmuş durumda. Bu bölümdeki arkadaşlarımız dünyada ve Avrupa’da belediyelerin kullanabileceği ekonomik destek paketlerini ve fonları takip edip, belediyelerimizi bilgilendiriyorlar. Gerektiğinde danışmanlık hizmeti de veriyorlar. Mesela Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen QUDRA Projesi var. Bu çerçevede salgın nedeniyle pilot belediyelere 125 bin Avro’luk ek kaynak sağlandı örneğin.

Belediyelerimiz, olası ikinci dalgaya hazır mı? TBB Başkanı olarak bundan sonraki yol haritanızı anlatır mısınız?

Pandemi sadece ülkemiz için değil tüm dünya için büyük bir tecrübe oldu. Neler yapıp yapmamız gerektiğini yaşayarak öğrendik. Salgının ilk günlerinde Cumhurbaşkanlığımız önderliğinde başlayan coronavirüsle mücadele sürecinden merkez ve yerel güç birliği yaparak en az zararla çıktık. Artık daha tecrübeliyiz, daha hazırız. İnşallah, ülke olarak aldığımız koruyucu ve önleyici tedbirlerle bir daha böyle bir süreç yaşamayız. Biz TBB olarak yurtiçi ve yurtdışı bu konudaki tecrübe ve bilgi paylaşımlarımıza devam edeceğiz. Krizler kendinizi imtihan etmek için bir fırsattır. Biz TBB olarak şemsiyemiz altındaki tüm belediyelerimizin hizmetlerini kesintisiz sunabilmeleri için onların menfaatlerini korumaya ve her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.

Bildiğiniz üzere ben aynı zamanda bir belediye başkanı olarak, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı olarak da belediyelerimizin yaşadığı sıkıntıları, sorunları iyi biliyorum. Bu sorunları ancak, bizim oraların deyişiyle “Damdan düşen anlar”. Ben de şu anda Gaziantep’te pandemi ile mücadele konusunda yaptığımız çalışmalarla bir “damdan düşen”im. Yani aynı zamanda Başkanlığını yaptığım TBB’nin çalışmalarına benim de, belediyemin ve şehrimin de ihtiyacı var.

Mücadele sürecine tüm belediye başkanlarının katkısı oldu mu?

Tabi ki. Ben en başından bu yana söylüyorum. “Kalkınma yerelden başlar” diyorum. Belediye başkanlarının katkısı, doğrudan katılımı olmadan bu çalışmaları yürütmemiz düşünülemez. Zaten mümkün de değil. Hiçbir ayrım yapmadan Türkiye’nin her tarafından gelen yapıcı eleştirilere, önerilere açık bir çalışma yöntemi geliştirdik.

Mesela tüm kadın belediye başkanlarının katılımıyla Nisan ayı başında COVID-19 salgınına karşı alınan önlemleri ve belediye hizmetlerinin geliştirilmesi konularının tartışıldığı bir toplantı düzenledik. “Sağlıklı Kentler ve Kadın Belediye Başkanları Toplantısı” çok verimli geçti. Kadın belediye başkanlarının bakış açısıyla coronavirüs önlemleri kapsamında hangi çalışmaları yapabileceğimizi tartıştık. 21 Nisan’da telekonferansla “Küresel COVID-19 Salgını Sonrası: Riskler ve Fırsatlar” başlıklı bir konferans yaptık. Konferansta, COVID-19 Salgını sonrası şehirlerin karşılaşacağı zorluklar, salgının ruhsal etkileri, koruyucu önlemler ve uzaktan eğitim sistemi gibi konular tartışıldı. TBB Akademi çalışması olarak belediyelerin pandemi mücadelesi ve başka pek çok konuda uzaktan eğitim faaliyetleri yapıldı. Mayıs ayı sonuna kadar 38 farklı konuda eğitim düzenledik. Arkadaşlarımdan en son aldığım katılımcı sayısı 19 bin 500’dü. Bunun büyük oranı belediye çalışanları tabiki.

Aynı dönemde yurtdışındaki belediye başkanları ve belediye birlikleri ile de çalışmalar yürüttünüz mü?

Biz bu dönem herkes güvende olana kadar kimsenin güvende olmadığı bilinciyle hareket ettik. Belediyelerimiz, hem kendi inisiyatifleri hem de TBB öncülüğünde büyük bir dayanışma örneği sergilediler. Ama TBB olarak bunun dışında sadece ülkemizdeki belediyelerle değil; Orta Doğu, Batı Asya, Türk Cumhuriyetleri, Balkanlar ve Afrika başta olmak üzere tüm dünyadan belediyelerle dayanışma içine girmeye gayret ettik. Ayrıca, biraz önce bahsettim; TBB, üyesi olduğu Dünya Belediyeler Birliği (UCLG), Başkan Yardımcılığını yürüttüğümüz Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi (CEMR) ve ulusal sekreterya görevini yürüttüğü Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (YBYK) ile yakın işbirliği içerisinde çalıştık.

COVID-19 salgını sürecinde tüm dünyadan belediyelerin çalışmaları konusunda istişare toplantıları düzenledik. UCLG Başkanı Mohamed Boudra, BM İnsan Yerleşimleri Direktörü Maimunah Sharif, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü ile görüşmeler yaptık. Bunlara bizzat ben katıldım. Ayrıca UCLG Yönetim Kurulu toplantısına da katıldık.

Editör: TE Bilisim