Polonya Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro, sapkınlığı meşrulaştıran ve aile kurumunu yok etmeyi amaçlayan İstanbul sözleşmesinden çekileceğini duyurdu.

HAFTAYA RESMİ GİRİŞİMLERE BAŞLANIYOR

Ziobro, çocuklara cinsiyet eğitimini zorunlu kılan maddelerin tepki çektiğini söyledi. Polonya Çalışma ve Aile Bakanlığı’nın sözleşmeden çekilmek için gerekli prosedürü önümüzdeki hafta başlatması bekleniyor.

Sözleşmeyle ilgili “zararlı olduğunu düşündüğümüz ideolojik unsurlar içeriyor” şeklinde konuşan Polonyalı Bakan hükümetin çekilme kararını savundu.

İktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi’nden (PiS) Cumhurbaşkanı seçilen Andrej Duda, seçim kampanyasında sapkınlığa karşı dik duruşuyla dikkat çekmişti.

iSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR? NEYİ AMAÇLIYOR

11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi (kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi), 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdi. Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan sözleşme, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylandı. Türkiye adına İstanbul Sözleşmesini dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu imzalamdı.

Ancak toplumsal cinsiyet kavramının sık sık vurgulandığı İstanbul Sözleşmesi’nde bu kavram üzerinden dini hassasiyetler de hedef alınıyor. Dinin ataerkil bir yapıda olduğunu savunan bu anlaşmaya göre, inanç sistemleri kadınları ikinci plana atıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin Temel Haklar, Eşitlikler ve Ayrım Gözetme bendinde, cinsel yönelim ve cinsel kimliğe yönelik ayrım yapılmaması adına, bu olgular legallik elde ediliyor. LGBTİ örgütleri sözleşmenin bu kısmına dayanarak azgınlıklarına ve sapkınlıklarına meşru zemin oluşturuyor.

Editör: TE Bilisim