Diriliş Postası Gazetesi Ankara Temsilcisi Seda Şimşek – Ankara

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının özellikle Avrupa merkezli bir çok ülkeyi etkilemesinin ardından, Türkiye’de de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketi ile 100 milyar liralık kaynak seti devreye girdi. Özellikle idari tedbirlerle geçici süreyle faaliyetleri durdurulan iş yerlerini de kapsayan çalışma hayatına yönelik uygulanabilecek modeller, uluslararası ve ulusal sözleşmeler tartışılmaya başlandı.

“MUCBİR SEBEP”İN AÇILIMI

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, yaygın bir şekilde insanlığı tehdit eden salgını “pandemi” olarak ilan etmesinin ardından, salgının ekonomik hayatta “mücbir sebep” olarak sayılmasına yönelik düzenlemelerin ortaya çıkması bekleniyor. Mesela, virüsün ortaya çıkmasının ardından Çin Uluslararası Ticareti Teşviki Konseyi, Şubat ayında sözleşmelerindeki yükümlülüklerini ifa edemeyen şirketlerin başvurusu üzerine kendilerine “mücbir sebep sertifikası” vermişti. Viyana Sözleşmesi olarak adlandırılan, Türkiye’nin taraf olduğu Viyana Sözleşmesi’nde, “Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG)”nda, “Tarafl ardan biri yükümlülüklerinden birini ifa etmemesinin, denetimi dışında kalan bir engelden kaynaklandığını ve bu engeli, sözleşmenin kurulması anında hesaba katmasının veya engelden ve sonuçlarından kaçınmasının veya bunları aşmasının kendisinden makul olarak beklenemeyeceğini ispatlaması halinde, ifa etmemeden dolayı sorumlu tutulmaz.” hükmü yer almakta. Uzmanlar, salgın hastalıkların da bu kapsama girdiği görüşünde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi”nde yer alan tebdirler içinde “virüsün yayılmasına karşı alınan tebdirlerin etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşüleceği”ni açıklaması ile Türkiye’de de iş hukuku bakımından salgın hastalığın “mücbir sebep” olarak görülmesinin yolu açılmış oldu.

ÇALIŞMA MODELLERİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, kısa çalışma ödeneğine, uzaktan ve esnek çalışmaya yönelik yeni düzenlemeler yapılabileceğini belirtirken, telafi çalışma süresinin etkinleştirilerek, 2 aydan 4 aya çıkarıldığını ifade etmişti. Çalışma hayatında uygulamaya konulabilecek düzenlemelerden bazıları şöyle:

UZAKTAN (EVDEN) ÇALIŞMA:

İş Kanunu’nda tam olarak bulunmasa da işyeri sağlığı ve çalışanların sağlığı açısından özellikle virüsün yaygın olarak görüldüğü ülkelerde de sıklıkla başvurulan bir model. Uygulanabilmesi için öncelikle yapılacak iş uzaktan çalışmaya uygun olmalı. Uzaktan çalışmanın esaslarının şirket yönetimlerince belirlenmesi, bunların şirket çalışanlarına yazılı olarak bildirilmesi gerekiyor. Çalışanların onaylaması ve ilk aşamada ne kadar süreyle bu yola başvurulacağı belirlenmesi önem taşıyor. Bu modelde, iş ilişkisi aynen işyerinde ifa ediliyormuş sayılmakta. Çalışan işverenin talimatlarını aynen işyerinde olduğu gibi özenle ve bizzat yerine getirmekle, işveren de mali haklarını çalışanlara aynen sağlamakla sorumlu. İstikrar Kalkanı Paketi’nde, “bu modelin daha etkin hale getirileceği belirtiliyor.

ÜCRETLİ İZİN:

İşyerlerinde belirli bir süre kapatılma halinde ya da çalışanların sayısının azaltılması için “ücretli izin” uygulamasına geçilebilir. İş Kanunlarına göre bu uygulamaya geçiş işverenlerin kararına bağlı.

ÜCRETSİZ İZİN:

İdari tedbirler kapsamında geçici surette kapatılmasına karar verilen işyerleri, çalışanların yazılı onayını alarak ücretsiz izin uygulamasına gitmeyi tercih edebilir.

KISA ÇALIŞMA UYGULAMASI:

“Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi”ndeki tebdirler arasında yer alıyor. Bu uygulama, işyerinde 3 ayı aşmamak koşuluyla çalışanlara çalışmadıkları dönem için kısa çalışma ödeneği adı altında gelir desteği sağlanmasına dayanıyor. Böylelikle virüs nedeniyle faaliyetlerine ara vermek zorunda kalan işyerlerindeki çalışanlara gelir desteği verilirken işverenlerin de maliyetlerinin azaltılması amaçlanıyor.

TELAFİ ÇALIŞMASI:

“Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi”nde, telafi çalışma süresinin etkin hale getirilmesi ve 2 aylık telafi süresinin 4 aya çıkarılması öngörülüyor. İşverenlerin, işe ne zaman ara verileceğini, ne zaman tekrar başlanacağını ve telafi çalışmalarının hangi koşullarda ve zamanda yapılacağını planlayarak, çalışanlara yazılı olarak bildirmesi gerekiyor.

Editör: TE Bilisim