Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Ülkeleri Büyükelçileri toplantısında konuştu. Erdoğan, “İslam karşıtlığı, Avrupa’da yaşayan 6 milyona yakın insanımızın güvenliğini tehdit etmenin yanı sıra Avrupa değerleri açısından da büyük bir kara deliğe dönüşüyor.” dedi.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle:

Yaşadığımız süreç bize din, dil, ırk, bölge farkı gözetmeden tüm insanlığın aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır.

İnsan deneyi aşamasında olan yerli aşı çalışmamız, gerekli izinlerin alınmasının ardından milletimizin hizmetine sunulacak. Aşı çalışmalarına gönüllük esasına dayalı olarak uygulamaya yakında başlıyoruz.

Doğu Akdeniz’de hakkımız olmayan bir şeyi talep etmiyoruz, ülkemizin meşru menfaatlerini koruyoruz.

Doğu Akdeniz’i rekabet değil iş birliği havzasına dönüştürmeliyiz.

Hiçbir geçerliliği olmayan maksimalist haritalar üzerinden ülkemizin sahillerine hapsedilme girişimlerine itiraz ediyoruz.

Birlik dayanışması bahanesinin ardına sığınılarak Türkiye-Avrupa Birliği gündemi suistimal edildi. Bu yaklaşım, bir yandan köklü münasebetlerimizi esir alırken bir yandan Birliğin bölgesel ve küresel güç olma iddiasını da zayıflatıyor.

Son dönemde AB’nin Kıbrıs Türk tarafıyla hiçbir teması olmamıştır. AB, Kıbrıs meselesinin çözümünde nasıl kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir.

Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin içinde yer almadığı hiçbir denklemden Akdeniz barışı çıkmayacağı artık anlaşılmıştır.

Yunanistan’ı gerginliği artıracak faaliyetlerden vazgeçmeye davet ediyoruz. 25 Ocak’ta başlayacak istişafi görüşmeler inşallah yeni bir dönem olacak.

Kıbrıs’ta başarısız olmuş modelleri tekrar tekrar konuşmak yerine yeni ve gerçekçi alternatifleri tartışmamız gerekiyor.

İslam karşıtlığı, Avrupa’da yaşayan 6 milyona yakın insanımızın güvenliğini tehdit etmenin yanı sıra Avrupa değerleri açısından da büyük bir kara deliğe dönüşüyor.

(AB ile) Ülke olarak uzun vadeli bakış açısıyla olumlu gündem oluşturmak ve ilişkilerimizi yeniden rayına oturtmak için hazırız.

Ülkemizin 60 yılı bulan üyelik süreci nasıl bizim için stratejik bir tercihse AB’nin ülkemizi tam üyeliğe kabul etmesi de birliğin geleceği açısından ontolojik bir tercih olacaktır.

Türkiye yük olan değil, yük alan bir ülke. Avrupa’nın sığınmacı akınına uğramasının önüne geçmede gösterdiğimiz fedakarlığın asla unutulmaması gerekiyor.

Sayın Ursula von der Leyen Ankara’daki görüşmeyi kabul etti. Kendisine ‘Gelin Suriye’deki briket evleri de görün’ dedim.

AB liderleri zirvenin Türkiye’de yapılmasını kabul etti.

(Gümrük Birliği’nde güncelleme) Göç konusunda değişen gerçekleri göz önüne alacak, ilişkilerimize güven ve ivme kazandıracak şekilde yapılmalı.

Brexit ile beraber artan belirsizlik ancak Türkiye’nin Avrupa ailesinde hak ettiği yeri almasıyla giderilebilecektir.

PKK/YPG ile mücadelemiz sürerken batılı dostlarımız onları kendi ülkelerinde barındırıyor. Kusura bakmayın açık ve net konuşuyorum. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Terörle mücadelede biz hiçbir NATO ülkesini yalnız bırakmadığımıza göre acaba neden NATO’nun diğer ülkeleri bizi yalnız bırakıyor?

Libya’da darbeci Hafter’e karşı Berlin Konferansı yaptık ama sonuçlara uyulmadı.

2021 senesini AB-Türkiye ilişkileri açısından başarıya tahvil etmek elimizdedir.

Editör: TE Bilisim