İnsanoğlunun geliştirdiği son teknoloji internet ve bununla birlikte gelen süper güç. Teknolojiye hakim olanın ekonomik güce sahip olduğunu dile Sosyal Medya Uzmanı Deniz Unay ‘Siber Savaşlar’ konusunda ayrıntılar paylaştı.

Çağımızda, büyük devlet hatta süper güç olmanın en önemli göstergesi teknolojiyi ne kadar ve gelişmiş olarak nasıl kullandığınıza bağlı, bugün teknolojik olarak ileri seviyede olan ülkeler hem bilgiye hem de bu bilginin getirdiği ekonomik gücü kullanarak üstünlük sağlamaktadırlar.

“TEKNOLOJİ VE BİLGİNİN BAĞI”

Bilgi ve teknoloji doğru orantılı olarak artarlar, teknoloji geliştikçe bilgi giderek artar. Bilgi bir süre sonra değerli hale gelir ve güvenliğinin sağlanması gerekir. Burada da teknolojinin gelişmesi tehdit haline dönüşüyor. Ülkelerin teknik, askeri ve mali bilgiler, bir şirkete ait yatırım, borç ve alacak bilgileri, bir üniversitenin proje bilgileri, bir kişiye ait özel bilgiler hayati önemdedir.

“SİBER SAVAŞ”

Bugün baktığımızda yaklaşık 1.5 milyar internet kullanıcısı  ve günlük ortalama 250 milyar e-posta döngüsü var. Ortalama 10 milyar akıllı cihaz internette online durumda. Bu hareketliliğin içinde devlet kurumlarınızda olduğunu düşünürsek oluşabilecek güvenlik açığının ne gibi sonuçlara yol açacağını kestirmek gerçek zordur. En büyük sıkıntı, bireysel yapılan  “Siber saldırı” ve bunu organize bir şekilde yaparak başka bir ülkenin internet üzerinden, bilgisayar ağlarına sızma eylemine de “Siber Savaş” denir.

“SİBER SALDIRILARIN AMACI”

Siber saldırılar, casusluk ve istihbarat toplama, sisteme zarar verme, propaganda ve manipülasyon için yapılır. Bunu eski Amerikan istihbarat elemanı Snowden’ın ABD’nin siber istihbarat kurumu Ulusal Güvenlik Ajansı’nı (NSA) ifşa etmesiyle net bir şekilde görebiliriz. NSA’nın ABD büyükelçiliklerini kullanarak yabancı başkentlerde istihbarat topladığı, ülkelerin hükümet binalarını gizlice dinlediği ve kayıtlar tuttuğunu ortaya çıkmıştı.

“ABD’NİN OYUNLARI”

ABD bu siber savaşta sadece dinleme ve istihbarat toplama dışında kötü yazılım kullanarak birçok zarar verdiğinde ortaya çıktı bunların en dikkat çekeni, İran nükleer programına yapılan sabotajdı. İran fabrikalarının montaj hattı ve robot kollarını kontrol eden donanımlara aynı zamanda nükleer tesislerdeki madde ayrıştırma için kullanılan santrifüjleri kapasitesinden fazla dönerek bozulmasına neden oldu. Bu siber saldırı İran’nın nükleer programını 2 yol sekteye uğrattı. 60 binden fazla bilgisayarda saldırıda kullanılan virüs bulundu.

ABD, Çin, Rusya, İngiltere hacker, savunma ve saldırı timleri kurdular. Bu timleri aktif şekilde kullanmaktadırlar. İlk siber savaş karşımıza Rusya ile Estonya ve Gürcistan arasında 2007 ve 2008 yalında yaşandı. Rusya bu ülkelerin Resmi ve finans, basın iletişimini 3 hafta sekteye uğrattı. Ayrıca Rusya virüslü bir hafıza kartıyla ABD’nin Irak ve Afganistan operasyon komuta merkezine ciddi zararlar vermişti.

Hayatı olumsuz etkileyen ve bir ülkeye direk yapılan saldırı, son dönemde yaşadığımız ABD ve Venezuela arasındaki gerginlik esnasında yaşandı. Bir ülkenin yönetim kademesine doğrudan yapılan saldırılar iki ülke arasında çok ciddi sorunlara sebep olmuştu, başlayan protestolara destek verip Venezuela lideri Maduro’yu devirmek isteyen ABD, ülkenin elektrik alt yapı sistemine siber saldırı yaparak tüm ülkeyi 1 hafta karanlığa gömdü. Bu esnafa ülkede çok ciddi sıkıntılar yaşanması diğer ülkelere örnek olmalıdır.

Bu tarz saldırılar ülkemiz dahil dünyanın her yerinde artarak devam edecektir. Milli bir yazılım geliştirmemiz elzem halini almıştır. Özellikle resmi kurumların bunlar içinde gizli bilgi  ve kişisel bilgilerin, finans ve Ar-Ge çalışmalarının, kritik alt yapıların güvenliği son derece önemlidir bunun için adımların daha aktif ve daha agresif şekilde atılması gerekir. İş işten geçmeden önleyici tedbirlerimizi almalıyız.

Editör: TE Bilisim