Gökhan Yılmaz / İstanbul / Özel Haber

İslam’a ve Hz. Muhammed’e (s.a.v) yönelik çirkin saldırıların ardından, Fransa’da ‘Bıçaklı’ saldırılar yaşanmaya başladı. Ülkede 16 Ekim günü, Paris banliyölerinden Conflans-Sainte-Honorine’de Samuel Paty isimli bir öğretmenin başı kesilerek öldürülmesinin ardından İslami kuruluşlara yönelik baskılar daha da arttı. Söz konusu saldırının failinin,  18 yaşındaki Çeçen kökenli Müslüman Rus mülteci Abdullah Abuyedoviç Anzorov olduğu açıklanırken, Anzorov’un saldırının hemen ardından polis tarafından 9 kez kurşunlanarak öldürüldüğü duyuruldu.

KİLİSEDE BIÇAKLI SALDIRI

Fransız makamlar söz konusu saldırıyı “İslami terör” olarak tanımlarken, benzer bir haber de bu kez Nice şehrinden geldi. Nice’teki Notre Dame Kilisesi’nde gerçekleştiği belirtilen bıçaklı saldırıda 2 kişi öldürüldü. Fransız basınında yer alan haberlere göre, 1 kadının cesedi de başı kesilmiş halde bulundu. 3 kişinin öldürüldüğü bıçaklı saldırıyla ilgili Reuters ajansı, bir kadının başı kesilerek, bir adamın ise boğazı kesilerek öldürüldüğünü aktardı. Saldırıda çok sayıda yaralı olduğu bildirildi.

Saldırıya ilişkin ortaya çıkan detaylara göre, saldırgan saat 09.00’da kiliseye girdi, 09.10’da ise polis tarafından etkisiz hale getirildi. Söz konusu saldırganın 10 dakika içerisinde 3 kişiyi bıçaklayıp, birinin de başını nasıl kestiği merak konusu oldu.

Türkiye saldırıyı kınadı

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Nice’te üç kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı kınadığı açıklamada, “Hiçbir sebep şiddeti meşrulaştıramaz” ifadesini kullanarak, Fransız halkı ile dayanışma mesajı verdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Fransa’daki saldırıyı şiddetle kınayan ve Fransız halkına başsağlığı diledi. Kalın, şunları kaydetti: Nice’deki Notre-Dame kilisesinde gerçekleşen menfur terör saldırısını kınıyor, Fransız halkına başsağlığı diliyoruz. Terörün dini, dili, rengi yoktur. Terörün ve aşırıcılığın her türüne karşı kararlılıkla ve dayanışma içinde mücadele edeceğiz.”

“ALLAHU EKBER” DİYE BAĞIRMIŞ!

Yakalanan saldırganın bir kadının kafasını kestiği iddiasını ilk olarak Fransız siyasetçi Marine Le Pen parlamento konuşması sırasında dile getirdi. İddia polis kaynakları tarafından da doğrulandı. Söz konusu saldırı beklendiği üzere, yaşanan menfur olay İslam ve Müslümanlarla ilişkilendirildi. Nice Belediye Başkanı Cristian Estrosi, olayın terör saldırısı olarak değerlendirildiğini ve saldırganın “Allahu Ekber” diye bağırdığını açıkladı. Estrosi, “Kilisenin içinde öldürülen iki kişi var … ve sığındığı kiliseye bakan bir barda üçüncü bir kişi var” dedi. “Yeter artık, bu İslamo-faşizmi topraklarımızdan çıkarmalıyız” diye konuştu. İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise  Twitter hesabından, Estrosi ile görüştükten sonra Bakanlıkta saldırıya ilişkin “kriz toplantısı” düzenlendiğini aktardı. Fransa Terörle Mücadele Savcılığının da saldırıya ilişkin soruşturma başlattığı kaydedildi.

MACRON ZOR DURUMDA!

2018 Eylül ayından, pandeminin başladığı döneme kadar geçen süreçte, benzin zammı sebebiyle yaklaşık 1,5 yıl protesto edilen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, emeklilik reformu ile de halkın geniş bir kesiminin tepkisiyle karşılaşmıştı. Afrika’daki sömürge ülkelerinden her yıl Fransa kasasına akıtılan 500 milyar Avroluk kaynağa rağmen, ekonomik zorluklar yaşayan ve halkın tepkisini çeken Macron, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dönemindeki başarısızlığı ile halkın gözünden iyice düştü. Fransa ekonomisi pandemi döneminde yüzde 13 küçülürken, virüs vakalarının günlük 40 bin civarında olması durumu daha da zorlaştırıyor. Salgınla baş etmek için ülke genelinde 30 Ekim’den 1 Aralık’a kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi beklenirken, yasakların ekonomik çöküşü hızlandıracağı belirtiliyor.

KURTULUŞ ŞİFRESİ: TERÖR

İşte tam da bu noktada, ‘Laiklik’ bahanesiyle İslam’a saldırı konusunda oldukça geniş bir sabıkası bulunan Fransa’da Müslüman düşmanlığını kaşımaya başlayan Macron, İslam’a saldırmaya başlayarak algıları başka bir yöne kaydırmaya başladı. Sözde mizah dergisi Charli Hebdo’nun tahrik kokan çizimlerine sahip çıkılmasının” İllaki bir karşı tepki getireceğini” hesaplayan Macron ve ‘Derin Fransa’ ilk fitili, Paris’te ateşledi.

Öğretmen Patty’nin 16 Ekim’de başının kesilerek öldürülmesi, saldırgan olarak ismi açıklanan Anzorov’un söz konusu saldırının hemen ardından 9 kurşunla öldürülmesi olayın üzerindeki şüpheleri arttırıyor. Nice’de gerçekleşen saldırının failinin de polis tarafından yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı belirtiliyor. Her 2 saldırı için de “İslami terör” tanımlaması yapıldı.

Le Pen’e gün doğdu

Her İslam ve Müslümanlar konusunda Cumhurbaşkanı MAcron’dan daha saldırgan olan İslam düşmanı siyasetçi Marine Le Pen, ‘İslamcılığı ortadan kaldırmalıyız” diye konuştu. Müslümanların Fransızlara yönelik saldırılarını arttırdığını öne süren Le Pen, “Vatandaşlarımıza ve ülkemize karşı İslami savaş eylemlerinin dramatik hızlanması, liderlerimizin İslamcılığı toprağımızdan ortadan kaldırmayı amaçlayan küresel bir yanıt vermesini gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

İÇERİDEN TEPKİLER DE GELİYOR

İslam karşıtlığını canlandırarak şimşekleri üzerinden atmak isteyen Fransız Cumhurbaşkanı ve hükümetine tepkiler gelmeye başladı. Gelir eşitsizliği üzerine yaptığı araştırmalar ve “Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital” adlı kitabıyla tanınan Fransız ekonomi profesörü Thomas Piketty, Fransa Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer’in “İslamo-solculuk yapmak ve yıkımda bulunmak” ile suçladığı Fransa Öğrenciler Ulusal Birliğini (UNEF) hedef almasını Twitter’daki hesabından yaptığı paylaşımla kınadı.

Piketty, “Siyasilerin çıkarları için terörü kullanmaları ahlaksızlıktır. Bu, milliyetçi Hinduların 10 yıldan bu yana Müslüman azınlığı savunan herkesi terörle iş birliği ve vatana ihanetle suçladıkları stratejidir.” ifadesini kullanan Profesör Piketty, Fransa Eğitim Bakanı Blanquer, Fransa İçişleri Bakanı Gerard Darmanin ve filozof Pascal Bruckner gibilerin, bu tip söylemlerine son vermelerini istedi.

LAİKLİK TARTIŞMASI BAŞLIYOR

Avrupa Parlamentosunun (AP) Fransız milletvekili Manon Aubry de Fransız Mediapart internet sitesindeki yazısında, inanç özgürlüğünün, korunması gereken temel özgürlük olduğunu anımsattı. “Laiklik, sabah, öğlen ve akşam Müslümanlara nefretini kusmak için bir bahane değil.” ifadesini kullanan Aubry, polisin hükümetin hoşlanmadığı kişilere baskı yapmaması gerektiğini belirtti.

Editör: TE Bilisim