Sosyal Medya Uzmanı Deniz Unay

Birkaç yıldır köpeklere yapılan eziyetler kamu oyununu meşgul ediyor. Köpekleri bağlayıp araba arkasında koşturmak, kedileri asmak veya tekmelemek, masum hayvanları zehirlemek ve yakmak, bir hayvanı başka bir hayvana öldürtmek, sahiplenilmiş hayvanları terk etmek bu liste uzar gider vahşet konusunda insanoğlunun vukuat dosyası kabarıktır. Yaşanan bu tür olaylardan sonra hayvan sahiplenme ve sahiplenilen hayvanı terk etme üzerine bazı tedbirler alınmaya çalışıldığı ortadadır.

ZULÜM DİZ BOYU

Bugün baktığımızda hayvana eziyet ve vahşet Boyutu bir adım ileri gittiğini görüyoruz. Konya, Karatay’daki bir çiftlikte zehirli tavuk yedirilip dövülerek öldürülen 7 köpek, Yalova’da bir arazide 2’si kangal, 3’ü sokak köpeği toplam 5 hayvanın zehirlenerek öldürülmesi, Ankara, Polatlı’da 9 sokak köpeğinin zehirlenmesi, Bartın’da 2’si yavru toplam 6 köpeğin bir evin bahçesinde zehirlenerek öldürülmesi. Bu liste son dönemdeki hayvana karşı yapılan vahşetin boyutlarını ortaya koymaktadır.

Şikâyet ve uzlaştırma

Mevcut düzenlemede hayvanlara karşı işlenen suçlar TCK da mala zarar verme olarak düzenlenmiş olmakla, bu durumda hayvanlara karşı işlenen suçların mağduru, yasal olarak hayvan değil malın sahibi olan insan olacaktır. Bu durumda suç, mağdurun şikayetine tabi olmakla kalmayıp, aynı zamanda uzlaşmaya da tabi olacaktır. Hayvan sahibinin şikayetinin olmadığı ya da fail ile uzlaştığı durumlarda cezalandırma söz konusu olmayacaktır. Yapılacak düzenlemede sahipsiz hayvanlara karşı işlenen fiiller nedeniyle failin yargılanması şikayet şartına bağlanırsa bu durumda ilgili bakanlık ya da belediyelerin bu konuda yetkilendirilmesi yoluna gidilebilecektir.

PES YANİ!

Zehirleme en çok rastladığımız durum son olarak Kahramanmaraş’ta, bir kedinin kuyruğunu keserek görüntülerini çekmesi ve İzmir Mendereste bir köpeğin diri diri yakılması sosyal medya başta olmak üzere büyük bir tepkiye sebep oldu. İnsan bu vahşeti işlemesi ve yetmiyormuş gibi bir de bunu videoya alıp ardından paylaşması ne tür bir davranış tarzıdır resmen akıllara durgunluk verecek bir şey pes yani!!!

ONLAR DA BİR TOPLULUK

Bir insanın özellikle Müslüman bir kişinin hayvana eziyet etmesi inancına ters bir davranıştır. Bunu hem Kur’an-ı Kerim’den hem de Hadislerden net bir şekilde görüyoruz. “Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap’ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler” (Enam Suresi, 38) Bu ayette görülüyor ki, Hayvanlar da insanlar gibi bir topluluk olarak gösteriliyor Müslüman durduk yere bir topluluğa keyfince eziyet edemez, tecavüz edemez, ona zulümedemez.

 “HADİSLE HAYVANA ZULÜM MEN EDİLMİŞTİR”

Hz. Aişe Annemiz hırçın bir deveye binmişti. Hayvanı sakinleştirmek için onu sert bir şekilde ileri geri götürmeye başladı. Efendimiz (sas) Hz. Âişe’ye: “Hayvana yumuşak davran! Çünkü yumuşaklık nerede bulunursa orayı güzelleştirir. Yumuşaklığın bulunmadığı her davranış çirkindir” (Müslim, Birr, 78, 79) Dinimiz yumuşak huylu olmayı sadece insanlara karşı değil tüm canlılara karşı olmasıgerektiğini Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas) dilinden net bir şekilde ifade etmiş ve yumuşaklığın çirkinliği nasıl kovduğunu anlatmıştır. Bizler Müslüman olarak “yaratılanı, yaratandan ötürü sevmeliyiz”

 “HER OKULDA BİR EVCİL HAYVAN”

Milli Eğitim Bakanlığı hayvan sevgisini çocuklara aşılamak için güzel bir proje başlattı “Her okula bir evcil hayvan” projesi. Umarız ki, bu proje tüm yurt genelinde değer görür. Bu proje Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un attığı bir tweet ile hayata geçti. Okul bahçelerinde hayvan beslenmesinin önemini üzerinde duran Selçuk, “Pergel barınaktan geldi. Okullarımızın da alabilmesi için bir çalışma başlattık. ‘Bir bu mu kaldı?’ dediler. Emin olun, müfredata hayvan sevgisine dair bir yazı koymakla, okul bahçesine çocuğun seveceği, günaydın diyeceği bir can koymak arasında, ‘sevgi’ kadar büyük bir fark var.” Yurt genelinde yapmış olduğumuz okul seminerlerinde sorduğum ilk sorulardan biri “Okulunuzun bir hayvanı var mı?” Sürekli bu soruyu sorarak bu projeye katkı sağlamak istiyorum.

Tutuklamalar yasal mı?

Yazılı ve görsel basından takip ettiğimiz bazı olaylarda sahipsiz hayvanlara karşı işlenen fiiller nedeni ile toplumsal tepkiler nedeni ile tutuklama gibi güvenlik tedbirlerinin uygulandığını takip etmekteyiz. Yukarıda açıklandığı üzere mevcut yasal düzenlemede sahipsiz hayvanlara karşı işlenen fiillerin TCK kapsamında suç teşkil etmediği için yine TCK 2. Maddede düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik prensibi” gereğince kanunda açıkça suç olarak düzenlenmemiş bir fiil nedeni ile kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz hükmü karşısında uygulanan güvenlik tedbirlerinin yasal olmaktan ziyade, kamuoyunun baskı ve talepleri doğrultusunda toplum vicdanının onarılması amacı ile verilen kararlar olduğu ortadadır. Bu durumda yapılması gereken hukukçuları yasa ve toplum vicdanının onarılması arasında sıkışmaktan kurtarıp, bir an önce, özellikle sahipsiz hayvanlara karşı işlenen eziyet ve öldürme fiillerinin de suç olarak düzenlenmesi ve hayvan haklarına dair etkin yasal düzenlemelerin kanunlaşması gerekmektedir.

HAYVAN HAKLARINI KORUMA KANUNU

İşte tamda burada kafalar biraz karışık kamu vicdanı hayvanlara eziyet edene daha ciddi yaptırımlar gelsin istiyor peki bizim durumumuz nedir?.. Avukat Kamil Ekinci’ye sorduk…

Yaşanan olayların ardından hayvan haklarını koruma kanunu 5 siyasi partinin uzlaşmasıyla beraber Meclis gündemine geliyor. Bu yasada, İşkence edenlere hapis cezası, evcil hayvanını terk edenlere yüklü para cezası verilecek, bu ceza 10 bin TL olacak. Artık hayvanlara karşı yapılan zulüm “kabahat” olarak kalmayacak ve TCK’ya göre işlem yapılacak ve hapis cezası gelecek. Sahipli veya sahipsiz hayvanlara çip takılarak takip edilecek. Hayvan severler derneği gibi görünüp hayvan dövüştürenlere ceza gelecek ve bu yetkide belediyelere verilecek. Ayrıca bu yasayla beraber “Hayvan Polisi” geliyor. Böylelikle yaşanacak olaya karşı hızlı ve etkin müdahale etmek burada ki temel amaç.

MEVCUT DÜZENLEME

Hâlihazırdaki mevzuat hükümlerine bakacak olursak, genel olarak ikili bir ayrım olduğunu görmekteyiz. Sahipli hayvanlara zarar verilmesi, ya da öldürülmesi TCK 151. Madde gereğince mala zarar verme suçu olarak düzenlenmiş olup, suç için 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezası belirlenmiştir. Zarar verilen hayvanın sahipsiz olması durumunda ise fail hakkında 151. madde gereğince işlem yapılamamakta ve sadece kabahatler kanununa göre idari para cezası uygulanabilmektedir.

YETKİ VE SORUMLULUK

Yapılacak yasal düzenlemede sahipsiz hayvanlara karşı işlenen fillerin de suç sayılması yönünde yapılması beklenen düzenleme ile birlikte bu hayvanların denetimi ve insanlara zarar vermeleri durumunda yasal olarak kimin sorumlu olacağı hususu da muhakkak düzenlenmelidir. Zira yetki her zaman sorumluluğu da beraberinde getirmelidir. Yasal düzenlemenin özellikle çocukların zarar görmelerinin önlenmesi anlamında etkin denetim ve sorumluluk mekanizmalarını da içermesi gerektiği açıktır.

Beklenti, İnsan hak ve özgürlükleri ile hayvan haklarının dengeli bir şekilde korunması ve her geçen gün insanlar tarafından yaşam alanları kısıtlanan hayvanların, insan eliyle yapılan ama insana yakışmayan işkence ve eziyetlerin önüne geçecek düzenlemenin bir an önce yasalaşmasıdır.

Unutmayalım ki, bu dünya sadece bizlere ait değil.

En küçük bir planktondan bir fil”e kadar boyut ne olursa olsun hayvanlarla, en küçük bitkiden bir ormana kadar her bitkiyle beraber paylaştığımız bir gezegendir.

Hayvanlar ve bitkilere zulüm edelim diye değil, onlar bizlere karşı boyun eğdirilmiş faydalanmamız için yaratılmış dostlarınızdır. Bu yüzden onlara karşı merhametli olalım ve koruyup kollayalım.

Editör: TE Bilisim