TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) ve Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi AŞ (TÜLOMSAŞ) ortaklığı ile tamamı yerli teknoloji ile geliştirilen “E1000 Yerli Elektrikli Lokomotif” düzenlenen törenle tanıtıldı.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Eskişehir’deki Hasanbey Lojistik Merkezi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, projede emeği geçenlere teşekkür etti.

Türkiye’nin demiryolu serüveninin 2. Abdülhamid zamanına dayandığını anımsatan Işık, bu serüvenin en önemli kavşaklarından birisinin de Eskişehir olduğunu vurguladı.

Işık, kentte, “Devrim otomobili”nin hikayesini bilmeyenin olmadığını anlatarak, şunları kaydetti:

“TÜLOMSAŞ’ın kuruluşu, yanlış bilmiyorsam 1894’tür. TÜLOMSAŞ’ın merhum 2. Abdülhamid’in yerli araba üretme talimatıyla kurulduğunu kitaplardan okuduk. Türkiye’de yerli araba serüvenin başlangıcı da Eskişehir’dir. Türkiye’de ısrarla ‘yerli üretim’, ‘yenilikçi üretim’, ‘yeşil üretim’ diyoruz. Türkiye’nin koalisyonlarla geçen kayıp 10 yılları, ülkenin bu noktada çok zaman enerji ve güç kaybetmesine sebep oldu. Şu anda yerli otomobilde yeni bir kavşaktayız. Otomobil teknolojisinde bir paradigma değişimi var. Bir teknoloji yerini başka bir teknolojiye bırakıyor. Artık, otomobil teknolojilerinde mekanik aksamın ağırlığı azalıyor. Batarya sistemleri, yazılım ve donanım, elektrik motoru, digital powertrain dediğimizi aksamların ağırlığı artıyor. Böyle bir konjonktürde Türkiye kendi markasını, yerli otomobili üretmeli. Türkiye yerli marka oluşturursa bu yarışta varolur. Türkiye, otomotiv yan sanayisinde tedarikçi olmaktan çıkar, stratejik ortak konumuna yükselir. Yerli otomobil, yerli elektrikli otomobil, yeni otomobil teknolojileri için de aynı zamanda bir platform özelliği ve niteliği taşıyor. Batarya teknolojisi bize sadece otomobilde lazım değil. İnsansız hava aracında da ileride akıllı evlerde batarya lazım. Yerli otomobili, üretmek içini çok büyük bir gayret gösteriyoruz. Yerli otomobil üretmekte Eskişehir’in önemli bir rolü üstleneceğine inanıyorum.”

Kolaylıkla yüksek hızlı tren cer sistemlerini yapabiliriz

Bakan Işık, raylı sistemlere her geçen gün dünyada talebin arttığını, Türkiye’nin de önümüzdeki dönemde 18 milyar dolar yatırım yapacağı bir alan olduğunu vurguladı.

Raylı sistemler konusunda Türkiye’nin önünde iki yolun bulunduğunu anlatan Işık, şöyle konuştu:

“Şimdi önümüzde iki yol var. Ya ithal edeceğiz ve tüketeceğiz ya da üreteceğiz kendi ihtiyacımızı karşılayacağız ve kullanacağız. Tren yaparsınız, bütün mekanik aksamları yaparsınız, bunun katkı değeri bir ise bunun ‘cer sistemi’nin katma değeri 5’tir. ‘Cer sistemi’ni yapamıyorsanız, ‘treni yapıyorum’ diyemiyorsunuz. Yazılımını ve donanımını siz geliştiremiyorsanız, siz kumanda edemiyorsanız, ‘bu treni yüzde 100 yerli yaptık’ diyemiyorsunuz. İşte, bugün bunu başarmanın gururunu yaşıyoruz. Milli trenlerde en önemli parça olan ‘cer sistemleri’ni yüzde 100 yerli imkanlarımızla yapmayı başardık. Bundan sonra Türkiye, çok kolaylıkla yüksek hızlı tren ‘cer sistemleri’ni yapabilir. Önümüzdeki hedefimiz budur.”

Işık, teknoloji üretmede, kamu alımlarını bir kaldıraç olarak kullanmayı parti programlarına yazdıklarını hatırlatarak “Teknolojik üründeki kamu alımlarında yerli fiyat yabancıdan yüzde 15 pahalı dahi olsa kamu artık bunu almak zorunda. Kanunu çıkarttık ve 6 aydır yürürlükte. Geçen yıla göre yerli yüksek teknolojili, orta yüksek teknolojili kamu alımı ikiye katlandı. Hedefimiz, burada ilk etapta yüzde 50’yi geçmek. Hedefimiz 2016 yılında bunu yüzde 50’ye kadar çekebilmek. Hedefimiz Türkiye’de yerli üretimi artırmaktır” ifadelerini kullandı.

Son terör operasyonlarının Türkiye’nin çok nitelikli bir askeri insan kaynağının bulunduğunun göstergesi olduğunu dile getiren Işık, sözlerini şöyle tamamladı:

“İnsan kaynağını, yüksek teknolojiyle buluşturduğunuz zaman sonuç alıyorsunuz. Artık, Göktürk-2 uydusu tamamen yerli imkanlarla geliştirildi. 2,5 günde bir Kandil’in üzerinden geçiyor. 2,5 günde oradaki herhangi bir fiziki farklılaşma varsa yazılımla onu tespit ediyoruz. Onun ne olduğunu yerel istihbaratla öğrenip, akıllı, güdümlü mühimmatla orayı imha ediyoruz. Son operasyonda hedefleri vurma isabetteki oran yüzde 99’u geçti. Bu çok önemli bir başarı. Artık, terörist mağarada sığınamaz. İki başlıklı nüfuz edici bombayı dünyada en etkili, en iyi bombayı TÜBİTAK’da geliştirdik. Artık, terör örgütü ve terör örgütleri düşünsün. Türkiye enerjide, ilaçta, ulaşımda kendi teknolojisini bugün geliştirme noktasında büyük mesafe aldı.”

Elektrikli lokomotifi hem de yerli malı yurdun malı sisteme dahil ediyoruz

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise yerli elektrikli lokomotifinin raya indirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bütün kentlerin raylarında söz konusu lokomotifi görmek istediklerini kaydeden Avcı, şöyle devam etti:

“Bazı şehirlerin hikayesinde demiryolu ağırlıklı bir yer tutuyor. Eskişehir bu kentlerden birisidir. Demiryolu ağları için malzeme üretmek üzere açılan fabrikalara ev sahiliği yapan bu şehirlerin kimliğinde, dokusunda demiryolu kültürü var. Ben de bir demiryolcunun çocuğu olarak, sabahın erken saatlerinden yola çıkan işçilerin, bu işçilere hizmet veren küçük aşçı dükkanlarının, fabrika önlerine dizilen sıra sıra bisikletlerin ve fabrika sirenlerinin renk ve hayat verdiği bu şehrin çocuğuyum. Türkiye’de birinci demiryolu hamlesini Sultan 2. Abdülhamid başlattı. Hicaz ve Bağdat demiryollarıyla milletçe bir rüyanın peşine düştük. Coğrafyamızın kadim şehirlerini birbirine bağlamanın rüyasıydı bu. O rüya bugün, AK Parti’nin başlattığı ikinci hamleyle devam ediyor, inşallah devam edecek. İpek Yolu’nu tren rayları üzerinden ihya etmeyi, Kafkasları ve Balkanları birbirine bağlamayı planlıyoruz. İnşallah, Hicaz ve Bağdat demiryolları da bir gün canlandırılacak. Anadolu’dan kalkan yüksek hızlı trenler asırlar sonra milletimizi yeniden kavuşturacak. Şimdi de elektrikli lokomotifi hem de yerli malı yurdun malı sisteme dahil ediyoruz.”

Editör: TE Bilisim