Diriliş Postası Haber Müdürü Muhammed Şimşek/Analiz-Yorum

Yedi düvelin Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol rezervine göz diktiği bir ortamda Libya ile el sıkışarak uluslararası karasularını binlerce kilometre genişleten Türkiye’nin verdiği mücadele içeride CHP’yi gerdi. Sömürgecilerin rahatsız olduğu mutabakat üzerinden ülkenin milli menfaatlerini bir kenara atma pahasına Cumhurbaşkanı Erdoğan’a muhalefet eden CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, skandal açıklamasıyla bu kez küresel terörizmi yüceltti. Ülkedeki dengeleri tamamen yanlış okuyan Altay, “Trablus yönetimi cihatçı eğilimli bir yönetim. Tobruk yönetimi (Hafter) ise daha makul, seküler bir yönetim” ifadelerini kullandı.

HİÇ ŞAŞIRMADIK!

Daha önce de Suriye krizinde yüz binlerce sivili varil bombaları ve türlü işkencelerle katleden Esed ile masaya oturmayı hükümete teklif eden CHP’nin Libya’da darbeci Hafter’in yanında saf tutması hiç şaşırtmadı. Bugüne kadar kendisini finanse eden küresel baronlar adına Türkiye’ye defalarca tehditler savuran CIA ajanı Hafter’e övgüler düzen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Birleşmiş Milletler’in meşru kabul ettiği Trablus hükümetini “cihatçı” diye yaftalarken zihinlerindeki İslam düşmanlığını kustu. Altay, aynı zamanda Libya’yı kan gölüne çeviren ABD’nin silahlandırarak ülkeye gönderdiği terörist Hafter’e “seküler” güzellemesi yaparak kimden yana olduklarını gözler önüne serdi.

Malezya dönüşü bu noktada CHP’ye yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Hafter meşru bir siyasetçi değil, adam gayrimeşru. Ona meşruiyet kazandırmanın gayreti içinde olanlar var. Serrac ise meşru bir lider, meşru bir temsilci. Onu ise yok farz etmenin gayreti içerisine giriyorlar” ifadelerini kullandı.

HAFTER’İN TEHDİTLERİ

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de dengeleri değiştiren mutabakatı imzalamasının ardından CHP’nin “seküler” Hafter’i kendisine bağlı unsurlara “Türk gemilerini batırın” talimatı vermişti. Ancak ideolojik meselelere saplanarak milli menfaatleri görmezlikten gelen CHP’nin grup başkanvekili Altay, “Trablus yönetimi cihatçı eğilimli bir yönetim. Tobruk yönetimi daha makul, seküler bir yönetim. AK Parti tercihini yaparken, Türkiye’nin hak ve menfaatlerine göre değil, AK Parti’nin ve Tayyip Erdoğan’ın ideolojik menfaatlerine ve yaklaşımlarına göre değerlendirme yapıyor” sözleriyle mevcut tabloyu siyasi algı malzemesine dönüştürdü.

İç savaş aparatı Halife Hafter kimdir?

Hafter, Muammer Kaddafi döneminde ordu içindeki önemli komutanlardan biriydi. Libya-Çad savaşının da cephe komutanıydı ancak esir düştü; Amerikan ordusunun yardımıyla kurtarıldı.

Sığınma hakkı tanınmasıyla Amerika’ya yerleşen Halife Hafter, CIA’in merkezinin bulunduğu Virginia bölgesinde ikamet etti. O günden sonra ülke dışında Kaddafi karşıtı faaliyetlere başladı.

1993 yılında CIA’in desteklediği başarısız darbe girişimini yönettiği gerekçesiyle ülkesinde idam cezasına çarptırılmıştı. Hafter, Kaddafi’nin devrilmesinin ardından bir kez daha ortaya çıktı. 2014 yılında Milli Kongre’ye yönelik başarısız bir darbe girişiminde daha bulundu.

CHP KİMDEN YANA?

Türkiye’nin gelecek yüzyılına ve sonrasına damgasını vuracak Doğu Akdeniz’deki alan hâkimiyeti ve buradaki rezervlerin ülke menfaatleri doğrultusunda atılan mutabakat hamlesine karşı ses CHP, İP ve HDP’den gelmesi madalyonun arka yüzünü ortaya koydu. Zira Libya ile imzalanan “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası’na bu üç parti Meclis’te “hayır” oyu verdi. Aynı mutabakata ABD, Rusya, Avrupa Birliği, Mısır, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve BAE’nin de karşı çıktığı bir ortamda bu tavır bir kez daha milli bir meselede akıllara zarar bir fotoğrafı ortaya koydu.

Libya’da güç dağılımı nasıl?

Trablus ve çevresini savunmaya çalışan Ulusal Mutabakat Hükümetinin elinde sınırlı sayıda silahlı güç var. Halife Hafter ise Libya’da düzenli orduya sahip tek güç. Hafter, 30 bin asker, 20 savaş uçağı, 20 saldırı uçağı, 27 askeri helikopter, 5 kargo uçağı, 530 zırhlı askeri araç, 300 tank, 1 firkateyn ve 4 devriye gemisine sahip. Bu noktada darbeci generalin kim ya da kimler tarafından desteklendiği sorusu gündeme geliyor. Hafter, kamuoyuna da yansıdığı şekliyle, Mısır, BAE, Sudan ve Suudi Arabistan tarafından destekleniyor. İddialara göre bu eksene Batı’dan Fransa da dahil olmuş durumda. En başta ABD’den destek alan Hafter’e daha sonra Rusya’nın verdiği füze hava savunma sistemiyle Amerikan İHA’sını düşürdü. ABD insansız hava aracını istemesi üzerine Hafter ile ilişkiler gerilse de ülkede menfaatleri buluşan ülkeler çözümü hep birlikte destek vermek de buldu. Hâlihazırda küresel şer güçlerin hepsini arkasına alan Hafter, Libya’daki meşru hükümeti tehdit etmeye devam ediyor.

“NE İŞİMİZ VAR LİBYA’DA”

Etrafındaki ülkelerde küresel oyunların çıkardığı yangından korunmak için Türkiye’nin büyük oynamak zorunda olduğu gerçeğini bir türlü kabul etmeyen CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise hemen her dış meselede “bataklık” ifadesiyle hükümete salvolar sallamıştı. Türkiye’nin kendi bölgesinde varlık göstermesinin bir sonucu olan Libya’ya verilen desteği eleştiren Kılıçdaroğlu, siyasi ufkunu “Ne işimiz var Libya’da? Suriye batağında ne işimiz vardı? Siyasi iktidarın Suriye batağında yaşananlardan ders alması lazım” sözleriyle ortaya koymuştu. Aynı şekilde CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, mutabakata çamur atarak Türkiye’nin Libya’daki taraflar arasında “gerilim unsuru olmaya devam etmesi halinde” bölgeye barış ve istikrar gelmeyeceğini savunarak adeta küresel sömürgeci blokun ekmeğine yağ sürmüştü.

Editör: TE Bilisim