Sosyal Medya Uzmanı Deniz Unay

Suç ve Ceza, sadece bir roman mı, yoksa gerçekte var olan bir olgu mu? Her suçun muhakkak ki bir cezası vardır. Peki, ceza ne işe yarar? Aslında ceza sözlük anlamı olarak, “yasanın, topluma zarar verdiğini kabul ettiği eylemlere karşı öngördüğü yaptırım” olarak tanımlanır. Ceza olarak en çok uygulanan yöntem kişiyi hürriyetinden mahkum etme şekli olan hapis cezasıdır.

CEZAEVLERİNİN DOĞUŞU

Daha önceki asırlarda kişi yapmış olduğu bir suçtan sonra uygulanacak olan idam cezası ya da cismani cezanın infazı gerçekleşene kadar bir yerde bekletilirdi burası zindan olarak tanımlanan şartları çok zor olan mekanlardı. Daha sonraları, idam ve cismani cezalara karşı yapılan eleştiriler neticesinde kişilerin suçlarının karşılığındasüreli hapis cezaları ile cezalandırılmaları ve bu süreçte ıslah edilmeleri ve bu suçları bir daha işlememeleri için yeni bir düzene geçildi. Bu sistemin savunucuları, idam cezası yerine getirilecek süreli hapis cezalarının hem suça karşı toplumu koruyup tatminini sağlayacak ve hem de suçluyu rehabilite ederek,cezasının tamamlanmasından sonra toplumda ki yerini almasıydı.Bunun için 16. yüzyılda ilk uygulamaları görülen hapishaneler ya da cezaevleri olarak adlandırılan ve yapısı, zindandan farklı olan bir uygulamaya geçildi.

Bugün geldiğimiz noktada cezaevinden izinli çıkan, açık cezaevinden kaçan ya da geçmişi suçlarla dolu ve defalarca cezaevine girip çıkmış kişiler resmen ülkede terör estiriyorlar. İzmir’de 600 metre aralıkla para isteyip vermeyince işi yağmaya döküp 2 insana kıyan bir cani hemen ardından polisle çatışıp bir memuru yaralanıyor, Manisa, Turgutlu’da açık cezaevinden izinli çıkan biri eşini 20 yerinden bıçaklamak suretiyle öldürüyor, Ordu’da bir cani açık cezaevinden kaçarak rastgele bir cana kıyıyor. Şimdi bu insanlar topluma geri döndüklerinde uyumlu olacak şekilde bir rehabilite programına alınıp psikolojik destek aldılarmı?

PSİKOLOJİK DESTEK GEREKLİ

Aslında onca yaşanan olayın ardından şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki, cezaevine giren ve orada işlediği suçun karşılığı olan cezayı çekerken herhangi bir psikolojik destek almadıkları yani rehabilite olmadıkları görülüyor. Bu bize geçmişte sadece suçunu çekmek için bir yere yani zindana atılan ve orada zamanını bekleyen bir mahkum ile bugün cezaevlerimizdeki mahkumların hemen hemen aynı mantıkla tutulduğu kanısı ortaya çıkarmaktadır, sadececezasını çeksin..!

HAPİSHANEDE UZMAN SUÇLU YETİŞİYOR!

Yasalarda suçların ve suçluların sınıflandırılması vardır. Fakat görüyoruz ki, bir suçu ilk kez işleyen biriyle defalarca işlemiş birinin cezasının infazını aynı yerde yerine getirmek ne kadar mantıklı? Siz bu şekilde davranarak orada suçluyu rehabilite etmek yerine resmen suçta uzmanlaştırma programına almış gibi oluyorsunuz. Çünkü,aynı suçu ya da farklı bir suçu defalarca işleyip bunu kendine bir meslek gibi seçen kişi ya da kişiler, suç konusunda daha yumuşak olan bireye yakınlaşma, empoze etme ya da psikolojik baskıyla suçu en ince detayına kadar anlatıp öğretiyor. Cezası biten bu birey, topluma cezasını çekmiş, rehab ilite olmuş biri gibi değil bir suç makinasına dönüşmüş olarak çıkıyor.

Burada cezaevlerinin tamamının aynı mantıkla çalıştığını söylemek doğru olmaz ama bir şeylerin eksik ve hatalı olduğu net bir şekilde ortadadır. Bazı cezaevlerinde mahkumlara meslek edindirme yöntemiyle ya da el becerilerini geliştirme gibi birçok program uygulanıyor. Bu uygulamalara eğer suç ve suçlu sınıflandırma sistemi uygulanır ve psikolojik destek aynı zamanda istihdam sağlanırsa ve tüm cezaevlerine uygulanırsa o zaman kişi gerçekten topluma rehabilite olarak döner ve normal bir yaşam geçirebilir.

Bize ne oldu böyle?

Yaşanan olaylar sonrası, “ Bize ne oldu böyle?” Sorusunun cevabını aramak ve bunun üzerinde çalışmak gerekmektedir. Gelişen internet, sosyal medya platformları, film ve dizi sektörü bizlere sanal bir dünya sunuyor, bu dünyada şiddet baş aktör. Şiddete başvuran kazanıyor imajı ve popüler olarak lanse edilmesi toplum üzerinde algıya sebep olduğu ortadadır. Doğal olarak şiddete yatkın bireyler yaptıklarını normal karşıladıkları gibi birde kendilerini farklı konumlandırarak pişmanlık emaresi göstermiyorlar. Buna örnek olarak Ordu’da Ceren Özdemir’i katleden caniyi gösterebiliriz, az bile yaptığını, fırsatı olsaydı birkaç kişi daha öldüreceğini söyleyerek bu durumu kanıtlıyor.

Yasa koyucuların var olan yasaları işleterek ya da yeniden düzenleyerek tedbir almaları gerekmektedir. Aksi takdirde canımızı sıkan ve bizi üzen bir çok olay katlanarak büyüyecek hatta birgün bizim de canımızı yakacaktır. Yıllardır söylediğimiz şeyi tekrar tekrar söylüyoruz, “Toplum olarak bizi biz yapan değerlerimize dönmeliyiz ve onları korumalıyız”

SOSYAL YAKINLAŞMA

İnsanoğlu tarihinde hiç olmadığı kadar birbirine çok yakın bir hayat sürüyor. Mesafeler oldukça kısaldı, dünyanın herhangi bir yerinde olan bir olay saniyeler içinde tüm dünyaya yayılıp öğrenilebiliyor. Bu insanların sosyal olarak yakınlaşmalarını sağladı ve değişik kültürlerin birbirleriyle olan etkileşimini hızlandırdı. Bazen toplum yaşayışına uygun ve geliştirici bir unsur olurken bazen de topluma göre ters olan bir çok değeri yaşayışımıza kattık.

Sosyal Medya Uzmanı Deniz Unay

Editör: TE Bilisim