Diriliş Postası Muhabiri Batuhan Gülşah/Atina

NATO’nun kuruluşunun 70’nci yılında Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’da 3-4 Aralık’ta düzenlenen zirve, dünyada büyük ses getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu zirvede hazır bulundu. Libya ile Doğu Akdeniz’de imzalanan ve münhasır ekonomik alanları belirleyen mutabakat, Yunanistan ile yeni bir krize ortam hazırlamıştı. Zira Atina’nın hak iddia ettiği bölgelerle bu mutabakat örtüşüyordu.

PLANLAR ALTÜST OLDU

Komşu’da başbakan Kyriakos Miçotakis, Ankara ile anlaşmazlıkları Avrupa Birliği’nin ardından NATO’ya da taşıma parolasıyla Londra’ya gitmişti. Ancak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Yunan gazetesi Kathimerini’ye verdiği demeç, bu alandaki tüm planları altüst etti. Türkiye’nin Yunanistan egemenlik sahasını ihlal ettiğini, Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarıyla Kıbrıs Cumhuriyeti (Güney Kıbrıs) münhasır egemenlik alanına da girdiğini öne süren gazete, Stoltenberg’e, “NATO’nun bu konulardaki tutumu ne olacak?” sorusunu yöneltti.

CEVAP ŞOKE ETTİ

“İki değerli ülkemiz arasındaki anlaşmazlıklara karışmayız” cevabıyla Komşu’yu şoke eden Stoltenberg, “Çok kapsamlı bir oluşumuz. Dünyada güvenliği sağlamak için zirve örgütüz. Doğal olarak, bazı üyelerimiz arasında anlaşmazlıklar mevcut. Bunları bölgesel uzlaşmazlıklar olarak görüyoruz, müdahil olmamayı en doğru seçim şeklinde değerlendiriyoruz” diye konuştu. NATO’nun başarısının ardında işte bu siyasetin yattığını ifade etti.

TEK ADRESLERİ KALDI: AB

Stoltenberg’in demeci Yunan medyasında şok etkisi oluştururken, “Saldırgan Türkiye karşısında yalnızız” minvalinde başlıklar atıldı.

Yunanistan’ın uluslararası organizasyonlara gereğinden fazla güvendiği eleştirisi yapılırken, bundan sonraki süreçte elde bir tek Avrupa Birliği’nin kaldığına dikkat çekildi.

Editör: TE Bilisim