Diriliş Postası Muhabiri İbrahim Seçkin Talaş/Ankara

Ermenistan’ın kardeş Azerbaycan topraklarına yönelik saldırılar düzenlemesi, Güney Kafkasya’da yaşanan krizde bir kez daha suların ısınmasına neden oldu. Gazeteci Güngör Yavuzaslan, Kafkasya’da tansiyonu yükselten saldırıların ardından Ermenistan ve işgali altında bulunan bölgelere ilişkin çarpıcı tespitlerde bulundu. Yavuzaslan, “Ermenistan’ı Kafkasların İsrail’i” olarak değerlendirirken işgali altında tuttuğu yerlere milyonlarca insanın hayatını kaybettiği Suriye’den Ermenileri getirdiğini söyledi.

Gazeteci Güngör Yavuzaslan

AGİT SÜRECİ FİYASKOYLA SONUÇLANDI

Bişkek’te 1994 yılında imzalanan ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana Azerbaycan ve Ermenistan arasında defalarca diplomasiye kapı aralanmaya çalışıldığını ancak sonuç alınamadığını belirten Yavuzaslan, “Bu görüşmelerde, AGİT süreci tam bir fiyasko olarak devam etti. Ermenistan işgal altında tuttuğu yerlerde Suriye’den gelen Ermeniler için konutlar da inşa etti. Bunların çoğunluğu Karabağ bölgesinde yasadışı yerleşimci olarak getirildiler. Fransa ile üst düzey iş birliği içinde olan Erivan yönetimi ABD ile sıkı bir bağ kurmuş durumda. Ermenistan dışında yaşayan Ermeni Lobileri aslında Erivan’ın atacağı adımları birinci derece etkiliyor” diyerek Ermeni Diasporasına dikkati çekti. Azerbaycan ile Nahçivan arasına bir bıçak gibi inen, ‘Tarihi Zengezur’ bölgesinin Ermeni işgali altında olduğunu dile getiren Gazeteci Yavuzaslan, “Bu hat Türkiye’nin Türk Dünyası ile Nahçivan üzerinden kara bağlantısını da koparmış durumda. Bu bölge Azerbaycan kontrolünde olduğunda Anadolu hem Hazar ile hem de Asya’da bulunan bağımsız Türk Devletleri ile adeta birleşmiş olacaktı. Bugün Hazar bölgesi enerji koridoru Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye’ye ulaşmaktadır. Tovuz bu hatların kavşak bölgesi durumunda Bölgede yaşanacak istikrarsızlık enerji güvenliği de birinci derece etkileyecektir” dedi.

TOVUZ İKİNCİ KARABAĞ OLMAYACAK

Ermeni fanatizminin tüm saldırılarına rağmen Bakü yönetiminin temkinli adımlar attığına değinen Yavuzaslan, Tovuz’da yaşanan saldırıya askeri güç gösterilerek cevap verildiğini belirterek, Ermenistan hedefinde olan böl- gedeki tepelerin Azerbaycan Silahlı Kuv- vetleri tarafından savunulduğunu ve bölgede kısmi bir işgal engellendiğini sözlerine ekledi. Yavuzaslan, “Tovuz’un ikinci bir Karabağ olmayacağı tüm dünyaya gösterildi. Türkiye’den gelen üst düzey destek açıklamalarının ardından askeri iş birliği alanında yeni adımlar atıldı. Türkiye’nin yerli üretim milli silahları Azerbaycan tarafından da kullanılacak. Elbette Ankara’dan gelen ‘’Türkiye tüm imkânları ile Azerbaycan’ın yanındadır’’ açıklaması Kafkasya hattında yeni dengelere yol açacaktır. İleriki günlerde Bakü’nün cephe hattında atacağı adımlar tüm Güney Kafkasya’yı etkileyecektir. Rusya’nın bölgede yeni krizler istememesi ve iki ülkeyle ilişkilerini iyi tutmaya çalışması bir arabuluculuk çıkarmadı ve sonuç elde etmedi. İran’ı gelişmelerden uzak göremeyiz. Ülkesinde bulunan Türk nüfusu nedeniyle her zaman Erivan’ın yanında olan Tahran o bilinen derin ve sessiz diplomasisini yürütüyor. Unutulmamalıdır ki sözde Ermeni soykırımının anıldığı tek Müslüman ülke İran’dır” diyerek bölgede yaşanan krizi anlattı.

ERİVAN YÖNETİMİ PRİM PEŞİNDE

Ermenistan’ın iç politikada yaşadığı çıkmazları aşmak için çareyi, “Azerbaycan’a saldırıp sonra da Azerbaycan bize saldırıyor” diyerek dış politikada prim elde etmek istediğine değinen Gazeteci Yavuzaslan, Erivan yönetiminin bölgede üsleri bulunan Rusya’ya yönelik mesaj verme gayesinin bulunduğunu kaydetti. Yavuzaslan, “KGAÖ 7 Ekim 2002 tarihinde kurulan ve Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Beyaz Rusya ve Ermenistan’ın üye olduğu bir askerî bir yapı. Rusya’nın baskısı ile kurulan bu ittifakın Ermenistan dışındaki üyeleri soruna müdahil olmaktan çok uzaklar. Burada Rusya’yı ayrı tutmak gerekir. Bölge de üsleri bulunan Rusya Ermenistan’ın en büyük silah tedarikçisi durumunda. Ermenistan ise Rusya’ya şu mesajı vermeye çalışıyor, ‘KGAÖ hiçbir şeye yaramıyor. Bakın Azerbaycan bize saldırıyor, sizin sesiniz bile çıkmıyor. Bu durumda çareyi Batı’da aramak zorunda kalabiliriz’ ABD’nin dünyadaki en büyükelçiliğinin Erivan’da olduğunu unutmamak lazım” diye konuştu.

DİASPORAYA ANKARA ENGELİ

Azerbaycan sınırına yapılan saldırıların ardından Türkiye için Suriye, Irak ve Libya’dan sonra yeni bir cephe mi açılıyor söylemleri medyada yer aldığının altını çizen Yavuzaslan, Türkiye’nin 1991 sonrası yaşanan sıcak gelişmelerle Karabağ ve diğer Azerbaycan topraklarının işgalinde Bakü ile hareket ettiğini belirterek, Ankara’nın bugüne kadar kendi toprakları işgal edilmiş gibi bir pozisyon aldığını hatırlattı. Yavuzaslan, “Uluslararası alanda Erivan’ın işgali gayri meşru şekilde kabul ettirme hamleleri hep Ankara’nın engeline takıldı. Azerbaycan ve Türkiye büyük Türk Milleti’nin bağımsız iki devleti olarak aynı diplomasiyi her platformda devam ettiriyor. Sonuç olarak Azerbaycan sadece Azerbaycan değildir. Bugün işgal altında tutulan topraklar Türk tarihin derin sayfalarına medeniyetlerin izlerini taşıyor. Güçlenen Azerbaycan işgali sonlandırmak için mutlaka daha etkili adımlar atacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: TE Bilisim