Diriliş Postası Muhabiri Durim Abazi/İstanbul

Doğu Türkistan’daki Çin işgali yeni boyutlar kazanarak derinleşirken, bölgeden insan hakkı ihlalleri haberlerinin artması kaygı uyandırıyor. Bu kampların sayısı, nerede kuruldukları ve içeride neler yaşandığı konusunda Türkçede en kapsamlı insan hakları raporu İHH Mütevelli Heyeti Üyesi Murat Yılmaz tarafından hazırlandı. Toplantıda ayrıca bundan 11 yıl önce gerçekleştirilen 5 Temmuz 2009 Urumçi Katliamı da anıldı.

“DOĞU TÜRKİSTAN HALKI KURBAN VERİLDİ”

Sözü ilk olarak İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım aldı. “Söz konusu Doğu Türkistan olunca Çin’in ambargosu nedeniyle ne yazık kı sesimizi çok fazla duyuramıyoruz” diyen Bülent Yıldırım şunları söyledi:

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım

“Bu ümmet bugün itibariyle Doğu Türkistan halkını kurban vermiştir. Ama bu kurbanı vermeye devam edersek yarın bir gün tüm coğrafyamız aynı sonuçla karşılaşacak. Eğer bu açıklanacak rapora medyamız gereken önemi verirse Mavi Marmara’nın Filistin için yükselttiği sese benzeyecek. Tabi ki bu rapor yine Çin ambargosuna uğramazsa. Çin, bazı devletlere ekonomik kaynaklar aktararak kendini güvene alıyor.”

“ÇİN SİYASİ YÖNETİMİ MAHKÛM EDİLMELİ”

Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Ali Öner ise Doğu Türkistan’daki zulmün yeni bir şey olmadığını ve her geçen gün giderek arttığını ifade etti.

Ali Öner, “Doğu Türkistan’daki zulüm görmezden geliniyor. Kadınların ve çocukların ailelerinden kopartıldığı bir bölgeden bahsediyoruz. Ama ne yazık kı bu konu medyada es geçiliyor.” dedi.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya: “Çin’in zulmü söz konusu olduğunda birileri hemen devreye gidiyor ve Amerikan emperyalizminden bahsediyor. Dün bunu Hitler’in Almanya’sı yapıyordu bugün Çin yapıyor. Burada açık bir şekilde insanlara zulmediliyor. Asimilasyon insanlık suçudur. Buna karşı maalesef devletler, lal olmuş durumda ekonomik nedenlerden ötürü. Vicdan sahiplerinin daha fazla rol alması gerekiyor. Burada ortaya konan tepki bir nebze de olsa devletleri harekete geçirebilir. Bizlere düşen bu tepkileri çoğaltmak ve Doğu Türkistanlı mazlumlara sahip çıkarak Çin zulmünü ortaya çıkarmaktır.”

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı İbrahim Ergin: “Her vicdanlı insanın yüreğinde Çin siyasi yönetimi mahkûm edilmeli. Ve bu tepkimizi bir boykot şekli olarak hayatımızın her alanında uygulayalım. Herkes en azından bu katliamı yüreğinde buğz ederek Çin’i mahkûm etmeli.”

UMH Derneği Başkan Yardımcısı İbrahim Ergin

“URUMÇİ KATLİAMI BİR MİLATTI”

İHH İNSAMER Araştırmacısı Nureddin İzbasar: “Doğu Türkistan’dan götürülen kızlarımıza ne yazık kı saldırıda bulunuldu. Kimi öldürüldü kimi de tacize uğradı. Urumçi’de yapılan katliam, Doğu Türkistan’da bir milat oldu ve Çin zulmün dozunu artırdı. Hala hem toplama kamplarında hem de Doğu Türkistan’ın tüm alanlarında bu zulüm devam ediyor. 2009’daki katliam dönüm noktası olmakla beraber bugünkü zulümlerin de ön ayak sesiydi.”

“KAMPLARA KİMLER ALINIYOR”

Son olarak sözü alan Murat Yılmaz, “Doğu Türkistan Toplama Kampları: Adım Adım Soykırım” adlı raporu kamuoyu ile paylaştı. Raporu, görsellerle destekleyerek anlatan Yılmaz, “Kamplara Kimler Alınıyor” başlığı altında ortaya çıkan çarpıcı bilgileri şöyle sıraladı:

“Bir çadır ya da pusulaya sahip olmak, Mutfağında birden fazla bıçağı olmak, Pasaportu olmak ya da yurt dışına çıkmış olması veya yurtdışından biriyle konuşmak, Başkalarına günah işlememesini söylemek, Fazladan yiyeceğe sahip olmak, Güneş doğmadan önce kahvaltıyı yapmak, Alkol ve sigara kullanmaktan kaçınmak, Sakallı olmak ya da başörtüsü takmak, Camiye gitmek, namaz kılmak veya oruç tutmak, DNA örneğinin alınmasına izin vermemek, Bazı sosyal medya uygulamaları kullanmak, Okullarda veya resmi dairelerde anadilini konuşmak, Üzerinde ay yıldız bulunan tişört giymek veya bu sembolleri kullanmak.”

Editör: TE Bilisim