Bir konunun haber olması için illaki İstanbul’da gerçekleşmesi beklenir oldu. Anadolu’nun bir köşesinde deprem meydana gelse, “İstanbul depremini tetikler mi?” şeklinde haberleştirilirken, Türkiye’nin gündeminde henüz kar haberleri yer almıyor. Haber konusu olsa da genellikle, “Felaket, zahmet, ölüm” üçgeniyle zihinlere nakşedilen karın rahmet olduğu unutturuluyor.

KAR FELAKET DEĞILDIR!

Yolunu şartlara uygun yapmadığı için yolda kalan, binasını jeolojik ve ekolojik ortama aykırı yaparak felakete davet çıkaran, sekülerizmin dayattığı tabiatperestlik hastalığı sebebiyle rahmani olan her şeyde kusur arayan insan, bu latif rahmeti de felaket olarak değerlendiriyor.

Meselâ, “kar”ı pek bâridâne (Soğuk, çirkin) ve tatsız telâkkî ederler. Hâlbuki o bârid, tatsız perdesi altında o kadar hararetli gayeler ve öyle şeker gibi tatlı neticeler vardır ki tarif edilmez.

Susuzluk, kuraklık uyarılarının yapıldığı şu günlerde yer altı ve yer üstü su rezervlerinin en mühim kaynağı olması hasebiyle; evet kar rahmettir. Tarım arazilerinin koruması ve nemli tutmasında konusunda gördüğü vazifeden dolayı; evet kar rahmettir

Kar suyu topraktaki potasyum, kalsiyum, demir gibi mineralleri çözerek bitkilerin beslenmesini sağladığından; evet kar rahmettir. Karda bulunan amonyak, karın erimesiyle birlikte toprakta kalır. Bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılar. Bitkiler üzerinde koruyucu bir örtü oluşturur. Her bir kar tanesi diğerlerinden farklı şekle sahiptir, yani hiçbiri birbirine benzemez dolayısıyla kar mucizedir. Tane tane yağdırılıp, latif görüntüsü ve birbirinden farklı şekillerde oluşuyla Ehadiyet’in mührüdür.

Sorumluyuz!

İçinde yaşadığımız toplum olarak her birimiz bunca nimetin altında tedbirini alamamış Allah’ın kullarından sorumluyuz. Tedbire imkân bulamamış olanların imkânı olmak, bize verilenlerden onların da istifadesini sağlamak bizim için nimetin felaket olmasının önüne geçmektir. Kar bir nimettir, felaket olan şey bizim örtülü vicdanlarımızdır. Vicdanlarımızın üstündeki örtüleri geceleri yatmadan önce mahallemizi kolaçan edip sokakta kimsenin olup olmadığını kontrol etmek gibi küçük bir faaliyetle aralayabiliriz.

Editör: TE Bilisim