Star Gazetesi’nden Fadime Özkan’a konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, dört anayasayla referanduma gidilebileceğini söyledi. Şentop, “Meclis’te grubu bulunan dört parti, dört ayrı anayasa hazırlar, bunlar millete götürülür, millet de seçimini yapar. Muhalefet Anayasa konusunda samimi ise bunun üzerine çalışılır.” diyor.

Bu teklif üzerine benim yorumum mecburen buraya geldiğimizdir. Çünkü bundan başka çare görünmüyor. Partiler uzlaşamıyorlar, anlaşamıyorlar, bir orta yol bulamıyorlar, buluşamıyorlar ya da siz ne derseniz deyin artık son tahlilde olmuyor yani. Şundan dolayı olmuyor, suçlusu bu, sorumlusu bu vesaire bunlarında bir önemi yok artık.

Meclis’te AK Parti’den başka bir iradenin Anayasa yazmak istemediğini dünya âlem biliyor artık. Ne öyle bir niyetleri var ne öyle bir cesaretleri… Hepsi mevcut sistemi kendi varlık zeminleri kabul ettiği için meseleye yok olmak olarak bakıyorlar. Bu korkuları onları statükocu yapıyor ve bu durumda, AK Parti devrimci, diğerleri muhafazakâr oluyor.

AK Parti mecburen tek başına yapacak Anayasa’yı. 14 yıldır olduğu gibi, bütün devrimlerde, bütün gelişmelerde olduğu gibi AK Parti tek başına yine sırtını millete dayayarak yapacak. Bu niyetsiz kapasitesizler her şeyde olduğu gibi bunun da dışında kalacaklar. Kalsınlar, benim şahsıma göre bu bir kayıp değil bilakis kazanım bile olabilir. Çünkü, CHP’den ya da HDP’den neyin neşet edeceği ortadadır.

Fakat çaresizlikten gelinen bu durum yani dört anayasadan birini seçme mecburiyeti öte yandan demokratik değildir ve üstelik 14 yıllık iddiayla çelişir. Çünkü tarih bize, “Hani elitler anayasası yapmayacaktınız” diye sorarsa bir sürü tevil bulabiliriz ama cevap bulamayız.

Bu şu demek oluyor. Dört farklı siyasi görüşün elitleri bir karar verecekler ve vatandaş olarak birinden birini mecburen seçeceğiz. Bu durumun AK Parti’nin temsil ettiği idealler bütününe yakışmadığını düşünüyorum.

Diyelim ki mecburen bunu yaptık ve AK Parti’nin teklifi kabul edildi. Dışarıda kalan bütün siyasi taraflar buna “AK Parti’nin anayasası” diyecekler. Hatta daha ileri gidecekler “Erdoğan anayasası” diyecekler. O gün geldiğinde “Yahu mendeburlar siz bin dereden su getirdiniz bu iş olmasın diye Meclis’e canlı bomba olup gelecektiniz neredeyse. Yapmadınız, kaçtınız,

dalaştınız, sataştınız” diyeceğiz ama bir işe yaramayacak. Aradan yıllar geçecek ve bizden sonraki nesiller, bizim şimdi Evren anayasası dediğimiz gibi, Erdoğan anayasası diyecekler. Bu, işte bizim gelecek nesillere bırakmak istemediğimiz bir miras. Ben oğlumun ve nasipse torunlarımın bununla oyalanmasını arzu etmiyorum.

İlk düğmeyi yanlış iliklediğimiz için şu anda çaresiz gibi görünen tablo, aslında bu kadar umutsuz değil. Herkesin kendisine ait hissedeceği bir anayasa yazabiliriz. Ve bunun için siyasi partilerin anlaşamıyor olması önemli değil. Önemli olmadığı gibi buna ihtiyacımız da yok aslında. Tarih bize bunu nasıl yapacağımızı gösteriyor. Anayasa işimizi şimdi tartışıldığı zeminden çıkaralım yani partiler bize sunmasın, yani tümdengelim değil tümevarım yapalım.

Yarın nasipse, tarihten bir örnekle bunu nasıl yapacağımızı istişare edelim inşallah…

Erem Şentürk

Editör: TE Bilisim