Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Toplu Konut İdaresi’nde düzenlenen İnşaat Faaliyetleri Değerlendirme Toplantısı’nda, Kanal İstanbul’un Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu’na (ÇED) ilişkin bilgi verdi.

“BÖLGEDE 500 BİN NÜFUS TASARLANDI”

“Kalan İstanbul Projesi, İstanbul boğazının özgürlük projesidir, koruma, kurtarma projesidir.” diyen Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü: “ÇED sürecinde sona yaklaştık, önümüzdeki hafta itibarıyla ÇED raporumuz çıkacak. Projenin yapılması noktasında hiçbir engeli kalmayacak şekilde hem ÇED raporunu hem de 1/100.000 ölçekli planlama sürecini, Bakanlığımız nezdinde yürütüyoruz. Yapacağımız proje, dünyada eşi benzeri olmayan örnek bir proje olacaktır. Yatay şehirleşme anlayışıyla yeni 500 bin nüfus tasarlanmıştır bölgede. Bu 500 bin nüfus da İstanbul’un dışından bir yerden değil buradaki rezerv konutların üretileceği, hastanelerimizin, üniversitelerimizin, okullarımızın yapılacağı alanlardan ibarettir. Bu çerçevede hassasiyetlerimiz en üst noktada yürümektedir. İnşallah önümüzdeki hafta itibariyle de ÇED sürecinin sonuna gelmiş olacağız.”

SU İHTİYACINA OLUMSUZ ETKİSİ YOK

Kanal İstanbul Projesi’nin hayata geçmesi halinde İstanbul’un susuz kalacağı iddialarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Bakan Kurum, “O bölgedeki su kaynaklarından İstanbul’umuzun yaklaşık yüzde 4’ünün suyu temin edilmektedir. Melen’den yapılan proje bittiği zaman İstanbul’un 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak tüm argümanlar düşünülmüş ve buna göre de projelendirilmiştir. Dolayısıyla bölgedeki su kaynaklarının azalması, İstanbul’un su ihtiyacını olumsuz noktada etkileyecek bir durumu oluşturmamaktadır.” dedi.

KATAR ŞEYHİ İDDİALARINA YANIT

Bakan Kurum, Kanal İstanbul etrafındaki inşaat alanlarının satıldığı iddiasına ilişkin ise “O bölgede de bir arazi takasına, arazi rantına müsaade etmeyiz, hiçbir projede de etmedik. Aksine vatandaşımızın daha çok kazanması, projelerden daha çok değer alması sürecini yürüttük. O bölgede de herhangi bir şekilde proje öncesinde toparlanmış, alınmış bir arazi durumu söz konusu değildir; bu çerçevede proje ilerlemektedir. Katar Şeyhi’yle alakalı böyle bir söylenti var. Ona ilişkin de 44 bin metrekare bir arsaları söz konusu. O da 6 ay önce veya 7, 8 ay önce alınmış bir arsa, dolayısıyla bu durum doğru değildir.” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim