Propolis faydalarının insan sağlığı üzerindeki etkileri oldukça çeşitlidir. Vücudun hemen her alanı için oldukça yararlı bir ürün olan ve arıların salgı bezlerinde salgılanan enzimlerin işlenmesiyle meydana gelen propolis, hem önleyici hem de tedavi edici bir özelliğe sahiptir.

Propolis Nedir?

Diğer adıyla arı zamkı olarak da bilinen propolisin tanımı, arılar tarafından peteklerinin sterilizasyonu sağlamak için üretilen madde şeklinde yapılmaktadır. Bu etken madde sayesinde dışarıdan gelen bakteriler virüsler ve böcekler peteklerden uzak durur. Aynı zamanda da peteklerin yıpranmaması ve daha kolay onarılması sağlamış olur. Aslında propolis, arıların öncelikle iğne yapraklı ağaçlar ve daha sonra diğer pek çok bitkiden topladıkları tomurcuklardan elde ettikleri salgının kendi salgıları ile bütünleştirilip biyokimyasal bir değişime uğratılmış halidir. Tüm bu değişiklik sonuçlandığında reçinemsi bir kıvam ortaya çıkar.

Üretildiği yere göre propolisin rengi değişiklik göstermesi mümkündür. Kimi zaman şeffaf  kimi zaman  ise yeşil, sarı ya da kırmızı renklerde  görülebilir ancak çoğunlukla alışılagelmiş olan propolis rengi kahverengidir.

Uzun yıllardan beri  insanlar tarafından sağlık sektöründe  sıkça kullanılan  bir etken madde olan  propolis  içeriğinde bulunan  vitamin ve mineraller  bakımından  oldukça zengindir. Öyle ki  bu sebepten dolayı  pek çok bilimsel araştırmaya da konu olmuştur. Propolisin içerisinde bulunan bazı mineraller şunlardır:

Kalsiyum Demir Çinko Bakir Magnezyum Potasyum Sodyum

Propolisin Faydaları Nelerdir?

İçeriği oldukça zengin olan propolisin faydaları şu şekilde özetlenebilir:

İçeriğinde etanol olarak bilinen bir ekstrat bulunmaktadır. Bu ekstrat; bağışıklık sistemini güçlendirir, iltihapları önler ve antibakteriyel bir özellik taşır. Taşıdığı antibakteriyel karakterin yanı sıra antiviral, antioksidan ve antifungal da olduğundan doğal bir lokal anestezi etkisi yaratır.

Propoliste bulunan bir diğer içerik ise kanseri önleyici niteliktedir. Bu içeriği oluşturan etken maddeler sırasıyla kafeik asit, fenil ester ve clerodane diterpenoidindir. Sağlıklı hücrelerin kanserli hücrelere dönme olasılığını indirgediği bilinmekte ve özellikle gırtlak, yumurtalık, meme, kolon ve cilt kanseri riskini azalttığı düşünülmektedir.

Propolisle ilgili yapılan diğer bilimsel çalışmaların neticesinde adenovirus ile domuz gribi (influenza) ihtimalinin de önüne geçtiği görülmüştür. Bunu sağlayan ana etmen, bioflavonoidlerdir.

Propolis, sindirim sistemi rahatsızlıklarında da önleyici işlevi görür. Ülser, ülseratif  kolit ve bağırsak kanserinden korunmaya yardımcı olur.

Aynı zamanda diş etlerinde bakteri oluşumu önlediği, yaraların iyileşmesini sağladığı ve karaciğer sağlığının korunmasına yardımcı olduğu için de özellikle küçük yaşlarda çocukları olan ebeveynler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir.

Propolis Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Propolis tüketiminde dikkat edilmesi gerekenler arasında ilk sırada ürünün balmumundan doğru şekilde ayrıştırılmış olması gelmektedir. Aksi takdirde kişilerin sindirmede güçlük çekmeleri mümkün hale gelecektir.

Bunun yanında kronik rahatsızlığı bulunanlar ve halihazırda ilaç kullanan bireyler de propolis kullanmadan önce mutlaka hekimlerine danışmalıdır. Bu ürünün kullanımında dikkat edilmesi gereken diğer hususlar şu şekilde sıralanabilir:

Diğer pek çok bitkisel üründe olduğu gibi propolis tüketiminde de kullanım dozu konusunda hassas davranmak önemlidir. Zira ürünler her ne kadar doğal olsa da fazla tüketilmesi halinde farklı bir takım sağlık problemlerini yol açmaları mümkündür. Propolis alkol ile birlikte tüketilemez. Bal alerjisi bulunan kişiler, propolis tüketiminden kaçınılmalıdır. Propolis içeriğindeki etken maddeler sebebiyle kan pıhtılaşmasına yol açabilmektedir. Dolayısıyla kişi herhangi bir cerrahi operasyona girecek ise propolis kullanımını birkaç hafta önceden sonlandırılmalıdır.

Propolis Türleri

Günümüzde propolis pek çok eczanede satılmaktadır. Bu sebeple temin etme konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanması mümkün değildir. Ancak satılan bu propolislerin çeşitleri tablet, kapsül, krem, damla, şurup ve sprey gibi formlara ayrılmaktadır. Kişilerin aklında hangisinin daha iyi olduğu yönünde bir soru işareti oluşmasına sebep olan bu ürün çeşitliliği kafa karıştırılmamalıdır. Çünkü propolisin cilt yüzeyine uygulanması ya da ağız yoluyla alınması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Farklılık yalnızca ürünün ne amaçla kullanılmak istendiğine göre değişiklik gösterir.

Uyku sorunu yaşayan ve bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen bireyler çoğunlukla tablet ve kapsül biçimindeki ürünleri tercih etmektedir. Bunun yanında ağızda oluşan aft ve tonsillit (bademcik itihabı) gibi sağlık problemleri yaşayanların ise daha çok damla propolisleri tercih ettiği ve gargara yapmakta kullandıkları bilinmektedir.

Son olarak propolisi ham hali ile tüketmekte zorluk çeken kişiler için toz şeklindeki propolislerin de mevcut olduğunu belirtmek gerekir. Bu tipteki propolisler, yoğurt ya da bal gibi gıdalara katılarak daha kolay tüketilebilmektedir.

Propolis Tüketiminde Yaş

Propolis günde birer damla olmak üzere 6. aydan itibaren çocukta herhangi bir bal alerjisi olmaması halinde kullanılabilmektedir. Sıklıkla önerilen propolis kullanma yaşı olan 6. aydan sonra ise her ay kullanım dozunu bir damla arttırmak gerekmektedir.

Burada en önemli unsur çocuğun alerjik olup olmadığını tespit etmektir. Bunun için de bileğin iç kısmına bir damla propolis ya da bal damlatılarak 15 dakika bekletilmesi yeterli olacaktır. Süre sonunda çocukta herhangi bir kaşıntı, tahriş ya da kızarıklık gibi bir belirti görülmemesi halinde çocuğun alerjik olmadığını söylemek mümkün olacaktır. Ancak elbette ki her ihtimale karşılık ürünün çocuk doktoruyla görüşülerek kullanılmasında fayda vardır.

Editör: TE Bilisim