Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Dr. Agnes Callamard, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesinde “baş şüphelinin” Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman olduğunu söyledi.

Özel Raportör Callamard, İsviçre’nin Cenevre kentinde Kaşıkçı cinayetine ilişkin özel ve ses getirecek değerlendirmelerde bulundu.

“HİÇ YOKTAN İYİDİR”

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Kaşıkçı’nın katledilmesiyle ilgili haklarında yakalama kararı bulunan firari 20 sanık hakkında 3 Temmuz’da gıyabi yargılama başladığını anımsatan Callamard, “Bakın, sanıklar gıyaben yargılanıyor. Suudi Arabistan’ın sanıkların Türkiye’ye gitmesine izin vermeyeceğini biliyorduk ama yine de (bu yargılamanın) önemli olduğunu düşünüyorum. Sanıkların devlet tarafından atanan avukatlar tarafından temsil edildiğinin altını çizmek istiyorum. Hiç yoktan iyidir.” dedi.

“ADİL BİR DAVA”

Türkiye ve Suudi Arabistan’daki yargılamayı kıyaslayan Callamard, şöyle devam etti:

“(Türkiye’deki dava) daha önce de belirttiğim gibi Suudi Arabistan’da görülen daha adil bir dava. Başlangıç olarak, bu bir kamu davası ve medyanın buna erişimi var. Benim gibi insanlar bunu gözlemleyebiliyor, uluslararası sivil toplum kuruluşları da bunu izleyebiliyor.  Davaya ilişkin iddianame kamuoyuna açıklandı. O zaman hadi, bir şans verelim ve süreçten neler öğrenebileceğimize bakalım.”

“TÜRKİYE ÇOK CİDDİ SORUŞTURDU”

Callamard, cinayetin Türkiye’de gerçekleşmesinden dolayı Türkiye’nin cinayeti soruşturma zorunluluğu olduğuna işaret ederek, “Raporumda da belirttiğim gibi (Türkiye) Kaşıkçı’nın öldürülmesini bence çok ciddi şekilde soruşturdu. Soruşturmayı doğru bir şekilde yapmadıklarına dair hiçbir kanıtım yok.” diye konuştu.

“POLİTİK BİR MALİYETİ OLMALI”

Callamard, şunları kaydetti:

“Bu uzun bir maraton ve bu maratonun her adımında savaşmaya hazır olmalıyız. Muhammed Bin Selman’ın yarın yargıçlarla yüzleşebileceğini düşünmenin saflık olduğunu ve çok zekice olmadığını düşünüyorum. Bu (yakın bir gelecekte) olmayacak. Zaman alacak ve bu bilinçle savaşmalıyız. Hükümetlere, Kaşıkçı cinayetinin emrini veren birisinin elinde kan olduğunu hatırlatmak zorundayız. Kaşıkçı’nın öldürülmesinin politik bir maliyeti olmasını sağlamalıyız. Cinayetin yasal (hukuksal) bir maliyeti olmayacaksa, bunun politik bir maliyeti olduğundan emin olmamız gerekir. İşte sivil toplumun rol oynadığı yer tam da burası. İşte medya ve bazı iyi niyetli hükümetler burada rol oynayabilir.”

“MBS BAŞ ŞÜPHELİ”

Muhammed Bin Selman’ın, Kaşıkçı cinayetindeki rolüne ilişkin tartışmalara da açıklık getiren Callamard, “Bence, cinayet emrini kimin verdiği (azmettirdiği) veya teşvik ettiğini belirlemek açısından ‘baş şüpheli’ konumunda. Kesinlikle (cinayet) fotoğrafının içinde.” dedi.

Callamard, Selman’ın cinayeti azmettirdiğine dair elinde delil olmadığını, bununla birlikte bu tür bir cinayetin onun “katkısı olmadan” gerçekleşmeyeciğine dair “ikinci derecede delillere” sahip olduğu bilgisini paylaştı.

“HİKAYENİN SONU HENÜZ GELMEDİ”

Bir yıldan uzun bir süre önce verilen bilgilere göre, CIA’nın elinde Veliaht Prensi Selman’ın Kaşıkçı cinayetindeki rolüne ilişkin bilgiler olabileceğine inandığını vurgulayan Callamard, belki Türk makamlarının da duruşmaların bir noktasında kamuoyuna bu yönde bir bilgi açıklayabileceğini söyledi.

Callamard, “Bu hikayenin sonu henüz gelmedi. Daha fazlası gelecek. Tüm baskılara rağmen daha fazla tanık konuşmayı başaracak. Ve sonunda bunun aslını öğreneceğiz. Bu doğruyu söylemenin bir parçası. İşte bu yüzden Türkiye’deki dava önemlidir. Bu yüzden medyanın çalışması önemlidir. Bu yüzden sivil toplumun çabaları önemlidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Özel Raportör Callamard, BM tarafından Kaşıkçı cinayetini soruşturmakla görevlendirilmişti.

Editör: TE Bilisim