Diriliş Postası Muhabiri Batuhan Gülşah/Atina

Türkiye’yi ana tehdit olarak gören Yunanistan’ın “Türkler’i savaşta yenebiliriz” tezine Yunan medyasında da tepki sesleri yükselmeye başladı. Atina, matematiksel farklılıkar ve caydırıcılık farkları bir kenara dursun, en temel askeri malzemelerde dahi eksiklikler yaşamasına rağmen maksimalist talepleriyle Ege ve Doğu Akdeniz’i germeye devam ediyor.

ASIL TEHDİT ERDOĞAN’MIŞ

Askeri ve siyasi kaynaklara yakınlığıyla bilinen militaire.gr haber sitesi, ülkede mermiden savaş uçağına kadar çok derin eksiklikler olduğunu vurgulayan bir haber yaparak bu duruma dikkat çekti. “Türkiye barış olacağını iddia eden sözde neo-liberaller şimdi kafalarını tahtaya vuruyor. Siyasetçilerimiz ve medya, ordumuzun çok büyük mühimmat açıkları olduğunun şimdi farkına varabildi!” ifadelerini kullandı. Mühimmat alma sürecinin yıllar sürdüğünü hatırlatan militaire.gr “Medyamız ve politikacılar, savaş uçağı alma sürecini araba almak gibi bir şey sanıyorlar herhalde! Şimdi anlaşmayı yapsan bile yıllar sonra eline ulaşan bir süreçten bahsediyoruz. Ancak bizim bu silahlara ve uçaklara şimdi ihtiyacımız var. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bize savaş tehditlerinde bulunuyor ama bizim sipariş ettiğimiz uçaklar birkaç yılda elimize ulaşabilir. İşte böylesine tehlikeli bir ortamda bulunuyoruz” denildi.

ALMANYA’DAN YUNAN İDDİALARINA DESTEK

Yunan haber sitesinin askeri kaynaklara dayandırdığı bilgiye göre Fransa ile temmuz ayında el sıkışılan savunma ittifakı, Almanya ve ABD’nin müdahaleleriyle engelleniyor. Almanya, Yunanistan’ın Fransa ile yakınlaşmasını ve bölgede Paris’in Atina’nın ana müttefiki olmasını istemiyor. Bu nedenle de Türkiye karşısında daima kırılgan bir yapıda tutarak Atina’nın Berlin’e bağımlı kalması için uğraş veriyor. Bu kanı Yunan kamuoyunda ve halkta da son derece yaygın. Almanya, belki de bildiği bu imajı yıkmak için harekete geçti. Ülkenin Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “Yunanistan’ın egemenliğini savunacağız. Akdeniz’in istikrarsızlaştırılmasını kabul etmiyoruz. Bu krizden çıkmanın tek yolu diyalog” diyerek Türkiye’ye mesaj verdi.

Meis üzerinden sınır çekilemez

Uluslararası Kamu Hukuku Profesörü Alman Nele MatzLück, Akdeniz’de yaşananlara ilişkin yaptığı değerlendirmede, deniz alanlarının tamamının yalnızca Yunanistan’a ait olduğunun söylenemeyeceğini ifade ederek Türkiye’nin ortaya koyduğu tezlerde haklılık payının bulunduğunu söyledi. Matz-Lück, “Asıl sorun olan Türkiye kıta sahanlığının sınırları, hem de Yunan Münhasır Ekonomik Bölgesinin sınırları belirsizliğini koruyor. Yani genel olarak bu deniz alanlarının tamamının yalnızca Yunanistan’a ait olduğu söylenemez. Yunan adalarının çokluğu nedeniyle Türkiye iyi bir noktaya sahip. Örneğin, Türkiye’nin hemen önünde bulunan Meis Adası sorunu bir karar mercisine taşındığında, kararın Atina’nın lehine olacağını düşünemiyorum. Küçücük ada, Türkiye kıyılarından üç kilometreden daha az bir uzaklıkta ve Türk kara sularına doğru uzanıyor. Burada ortadan sınır çekilemez” dedi.

HUKUK TANIMIYORLAR!

Türkiye, kendi kıta sahanlığı içinde arama faaliyetleri yürütse de bundan ragatsız olan ve Türkiye’yi uluslararası hukuku çiğnemekle suçlayan Yunan kanadı, Ege adalarını silahlandırarak açık bir şekilde Lozan ve Paris anlaşmalarını ihlal ediyor. Yunanistan’ın Antalya’ya 2 km mesafedeki Meis Adası’na asker göndermesi söz konusu hukuk tanımazlığı gözler önüne serdi. Paris Antlaşması’nda Yunanistan’ın bu adaları “silahlandırmayacağı” açık hükümler halinde belirtiliyor. Bu ifade, Yunanistan’ın Meis ve diğer adalarda asker bulundurarak yasa dışı hareket ettiğini açıkça gözler önüne seriyor. Yunanistan, Türkiye’nin itirazlarına rağmen antlaşmalardan doğan yükümlülüklerini ihlal ediyor. Atina yönetimi, 1960’lardan beri adaları silahlandırarak Ege Adaları’nın silahsızlandırılmış statüsüne aykırı hareket etmekte ısrar ediyor.

“YUNANİSTAN MASUM DEĞİL”

Yunanistan’ın söz konusu hukuk tanımazlığı Alman basınında da gündeme geldi. Markische Oderzeitung, Yunanistan askeri girişimlerde bulunduğuna dikkat çekerek, Yunanistan’ın “masum olmadığını” ifade etti. Handelsblatt gazetesi ise, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve almanya Başbakanı Angela Merkel’in “iyi polis, kötü polis” stratejisinin gerilimi tırmandırmaktan başka bir işe yaramadığına dikkat çekti.

Editör: TE Bilisim