Diriliş Postası Muhabiri Gökhan Yılmaz

“Suriye’de ne işimiz var”, “Esed’le diyaloğa geçilsin”, “Kanal İstanbul yapılmasın”, “Yerli araba yerli değil”, “PKK terör örgütü değil” gibi sözlerle Türkiye’nin milli menfaatleri söz konusu olduğunda muhalefet etmeyi adet haline getiren CHP, son olarak Libya’da meşru hükümeti devirmek için ABD, İsrail, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) desteğiyle saldırı başlatan Vahhabi ve Selefi çetelerin lideri, darbeci General Halife Hafter’e ‘Seküler ve makul’ sözleriyle sahip çıktı.

Açıkça Türkiye düşmanlığı yapan bir çete liderinin, Türkiye’nin ana muhalefet partisi tarafından sahiplenilmesi CHP’yi Türkiye düşmanlarıyla olan ilişkisini sorgulamaya açtı.

DOĞU AKDENİZ KAYNIYOR

ABD’nin 11 bin kilometre öteden gelip işgal ettiği Suriye’ye ‘terör planlarını’ bozmak için giren Türkiye’ye “Ne işimiz var Suriye’de” sözleri ile karşı çıkan CHP, Libya meselesinde de benzer bir tavır sergiliyor.

Türkiye, Libya ile imzaladığı Akdeniz’deki ‘deniz yetki alanlarını’ belirleyen tarihi anlaşma ile Yunan tezlerine göre hazırlanmış Sevilla Haritası’nı çöpe attı. Türkiye’yi Akdeniz’de yaklaşık 41 bin kilometre karelik alan hapsetmeyi planlayan ve Avrupa Birliği’nin de desteklediği söz konusu planın suya düşmesinin ardından Libya’nın mevcut durumu yeniden gündeme geldi. Libya’da meşru hükümeti devirmek isteyen Hafter’e destek oldukça büyük.

Şaşırtmadılar

İç politikada ‘Kemalizm’ etiketinin arkasından heykel dikmekten öteye bir vizyon koyamayan, dış politikada ise AK Parti hükümetinin yürüttüğü politikalara kayıtsız, şartsız karşı çıkan CHP, Libya meselesinde de şaşırtmadı. Lügatinde ‘yapılmasın, edilmesin’den başka kelime bulunmayan CHP, ‘Libya’ya asker gönderilmesin’ dedi. CHP’nin kronik muhalefet hastalığı anlaşılır bulunsa da Türkiye-Libya ilişkileri konusunda çalışmaları ile bilinen merhum Necmeddin Erbakan’ın kurucusu olduğu Saadet Partisi’ne genel başkan olan Temel Karamollaoğlu’nun CHP’yle aynı hizada yer alması yadırgandı.

CIA İLE ORTAK ÇALIŞTI

Bir yandan uluslararası tanınırlığı bulunan meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), diğer yanda ise ABD, İsrail, BAE ve Rusya’nın açık bir şekilde silah ve para yardımı yaptığı darbeci Hafter yer aldı. 1969’da Kral İdris’in devrilmesinde Muammer Kaddafi’nin yanında yer alan Hafter, cephe komutanlığı yaptığı Libya-Çad savaşında esir düştü. ABD tarafından Çad’dan kurtarılan ve Zaire’ye getirilen Hafter, yurtdışında faaliyet gösteren Kaddafi muhaliflerine katıldı. İsrail’in eğittiği muhalif grupların silahlı kanadının başına geçen Hafter, daha sonra ABD’de CIA’in merkezinin bulunduğu Virginia’ya yerleşti.

Sevilla planı nedir?

Avrupa Birliği’nin ‘Türkiyesiz deniz’ planının bir adımı olan Sevilla Planı bir fantezi girişimden öteye gitmese de küresel güçlerin Türkiye’yi dar bir alana hapsetme istediğini ortaya koyuyor. Sevilla Üniversitesine ısmarlama bir şekilde hazırlatılan söz konusu harita ile Kıbrıs tek bir devlet olarak gösterilirken, Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRY) kıta sahanlığı üzerinden Türkiye’nin Antalya Körfezi’nden dışarı çıkmasını engellemek isteniyor.

SÜRGÜNDEN İŞGALCİLİĞE UZANAN YOL!

Çad’dan çıkarıldıktan sonra ABD tarafından CIA ile ortak hareket eden Hafter, Kaddafi’ye karşı yürütülen 2 başarısız darbe girişiminin ardından, Kaddafi’nin 2011’de devrilmesiyle birlikte yeniden Libya’ya döndü. BAE tarafından Batı’ya ‘Libya’ya istikrar getirecek güçlü lider’ yalanıyla pazarlanan Hafter’e Rusya, Fransa ve ABD’nin desteği arttı. Selefi ve Vahhabi çetelerin yanı sıra Sudanlı paralı askerlerin desteği ile 2014 yılında Milli Kongre’ye yönelik başarısız bir darbe girişiminde daha bulunan Hafter, 2019 yılının Nisan ayında başkent Trablus’u ele geçirmek için operasyon başlattı. Son olarak “Libya’nın toprak bütünlüğünü korumak için terör örgütleri DEAŞ ve El Kaide’ye karşı operasyon” gibi Batı argümanlarını olumlayan bir gerekçe üreten Hafter, ülkenin petrol zengini bölgelerini işgal etti.

KİMLER DESTEKLİYOR?

Libya’da meşru hükümeti devirmek isteyen Hafter’e destek oldukça büyük. ABD’nin esaretten kurtarıp Libya’nın başına bela ettiği Hafter, Fransa’dan açık bir şekilde askeri destek alıyor. Onca desteğe rağmen Trablus’a girme konusunda başarısız bir performans sergileyen Hafter güçlerinin üslerinde Fransa’ya ait ABD yapımı Javelin tanksavar füzesi bulundu. Son dönemde denkleme dahil olan Rusya ise doğrudan asker desteği göndererek Hafter güçlerinin ilerlemesini hızlandırmaya çalışıyor. UMH açıklamalarına göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakın bir oligarkın sahibi olduğu Wagner Grup adlı paralı asker grubu Libya’da Hafter saflarında savaşıyor.

Türkiye mutabakat ile planları bozdu

Türkiye’nin söz konusu Sevilla Planı’na karşı yaptığı hamle ile Libya’daki UMH ile imzaladığı, Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’nın ardından ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge ile Doğu Akdeniz’de suları yeniden ısıttı. Anlaşmanın ardından bölgede kurulan Türkiye karşıtı ittifak daha da belirgin hale geldi. Yaşanan gelişmeler; Fransa, İtalya, İsrail, Yunanistan, GKRY, Mısır, BAE, Suudi Krallığı ve Rusya’nın Hafter’le olan ilişkilerini daha fazla saklamaya gerek duymadığını ortaya koydu.

CHP HEP AYNI

İç politikada ‘Kemalizm’ etiketinin arkasından heykel dikmekten öteye bir vizyon koyamayan, dış politikada ise AK Parti hükümetinin yürüttüğü politikalara kayıtsız, şartsız karşı çıkan CHP Libya meselesinde de şaşırtmadı. Daha önce yaptığı açıklamalarla Libya’daki meşru hükümeti ‘Cihatçı’, Hafter’i ise ‘Seküler ve makul’ ilan eden CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay’a bu kez CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz akla ziyan gerekçelerle katıldı.

MİLLİ MESELELERE MUHALEFET

Kanal İstanbul yapılmasın, Suriye’ye girilmesin’den öteye lügatinde ‘yapılmasın, edilmesin’den başka kelime bulunmayan CHP, ‘Libya’ya asker gönderilmesin’ dedi. Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresine karşı olduğunu açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ABD, Rusya, İsrail, Yunanistan gibi uluslararası güçlerin bölgede faaliyet yürüttüğünü unutmuş olsa gerek, “Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesinin giderek bölgesel olmaktan çıkıp, uluslararasılaşmaya doğru evrilecek bir vekalet savaşına taraf olması sonucunu doğuracağını görüyoruz” dedi.

CHP ve Saadet nerede duruyor?

CHP, emperyalist ülkelerin meşru UMH’ye karşı desteklediği Hafter’e doğrudan destek açıklarken, Türkiye’nin bugünkü Libya planının belirleyicilerinden biri olan Milli Görüş lideri merhum Necmeddin Erbakan’ın partisi Saadet de CHP’nin yanında yer aldı. Kanal İstanbul projesine karşı olduğunu açıklayan SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Libya’ya asker gönderme tezkeresine ilişkin yaptığı açıklamada “Orada akan kanı her damlasında hesap verirsiniz Allah katında. Bedava mı zannediyorsun sen bu işleri” sözlerini kullanarak yine CHP ile aynı hizada konumlandı.

TARİHTEN HABERLERİ YOK!

Çeviköz, “Libya’da asker göndererek bu vekalet savaşına taraf olmak yerine, diplomasiye öncelik verilmesi gerektiğini düşünüyoruz” sözleri ile de Libya’nın Osmanlı bakiyesi bir ülke olduğunu olduğunu ıskaladı. Türkiye’nin bugünkü hamlelerinin de “Tarihten gelen sorumlulukları” kapsamında olduğundan bihaber olan Çeviköz’ün ifadeleri hizmet deyince aklına heykel gelen CHP’nin vizyonsuzluğunu ve dış politikadaki tavrını net bir şekilde ortaya koydu.

Editör: TE Bilisim