Mersin’den 10 yıl önce Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Sağırkaya köyüne dönerek arıcılık yapmaya karar veren Yeter Gülmak, çevresindekilerin ‘yapamazsın’, ‘başaramazsın’ demesine aldırmayarak Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Genç Çiftçi Projesi’ne başvurdu.

Başvurusunun kabul edilmesi üzerine 40 arılı kovan desteği almaya hak kazanan Gülmak, eşinin de yardımıyla ilçenin 3 bin rakımlı yaylalarında organik bal üretmeye başladı.

İlkbahar aylarında zengin floraya sahip ilçenin verimli yaylalarına bıraktığı kovanlardan elde ettiği balı Türkiye’nin birçok iline gönderen Gülmak, bu sayede işlerini büyüterek kovan sayısını da 750’ye çıkardı.

Yılda ortalama 4 ton bal üreten Gülmak, elde ettiği gelirle hem işini büyütüyor hem de ailesini geçindiriyor.

Günlük ev işlerini yaptıktan sonra kovanların bulunduğu bölgeye giden Gülmak, gün boyunca özel giysilerini giyerek arı ve kovanların bakımını yapıyor.

‘Arılara da çocuklarım gibi şefkatle yanaşıyorum’

Gülmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arıcılık yapmaya karar verdiğinde Genç Çiftçi Projesinden haberdar olduğunu belirterek, ‘Genç Çiftçi Projesiyle devletten aldığım 40 kovanı 750’ye çıkardım. İlk başlarda ‘zordur, yapamazsın’ dediler, ama ben başardım. Çocuklarıma nasıl anne şefkatiyle yanaşıyorsam arılarıma da aynı şefkatle yanaşıyorum.’ dedi.

Arıların bir bölümüne kendisinin bir bölümüne de eşinin baktığını anlatan Gülmak, ‘Benim baktığım arılar daha sakin ve iyi oluyor. Bazen eşim, senin arılar bu kadar sakinken benim arılar neden saldırgan oluyor diyor. Ben şefkatle yanaşıyorum. Benim ekmeğim bu arılardan çıkıyor. 5 çocuğum da öğrenci, onların ihtiyaçlarını buradan karşılıyorum. Bize bu imkanı sunan Tarım ve Orman Bakanlığına teşekkür ederim. Aldığımız destek sayesinde kimseye muhtaç olmadan geçiniyoruz.’

‘Arılarımla dertleşiyorum’

Bölgedeki kadınların eşlerinden yeterince destek göremedikleri için evden çıkmadığını aktaran Gülmak, ‘Niye kadın yapamasın? Kimseye muhtaç olmayayım diye bu işi başardım. Tek bir sıkıntım var, karakovan ballarımızı değerinde satamıyoruz. Hemen hemen 6 ay uğraşıyoruz, emek veriyoruz. Balımızın hak ettiği değerde satılmasını istiyoruz.’ ifadelerini kullandı.

10 yıl önce Mersin’den gelerek her şeye sıfırdan başladığını anlatan Gülmak, ‘Önceden durumumuz iyi değildi, şimdi çok iyi. Kadın emeği olduğu zaman bunun tadı daha güzel oluyor. Bazen gelip arılarımla dertleşiyorum. Sakinleşiyorlar.’ diye konuştu.

Editör: TE Bilisim