Diriliş Postası Muhabiri İbrahim Seçkin Talaş/Ankara

Cami olarak tekrar hizmete açılması ya da müze olarak kalması konusunda çeşitli tartışmaların yaşandığı Ayasofya ile ilgili Türkiye ve yurtdışında yorumlar yapılmaktadır. Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fethi Güngör, Ayasofya’nın ibadete açılmasına ilişkin Diriliş Postası’na konuştu.

Ayasofya, Hristiyan ve Müslüman âlemi için önemli bir dinî merkez olarak dikkati çekiyor. 1453 İstanbul’un fethiyle birlikte cami statüsünde insanların ibadetine açıldı. Cumhuriyet döneminde müze haline getirilmesi sizce doğru bir karar mıydı? Ayasofya, tekrar cami olarak açılmalı mı?

Ayasofya Camii’nin 24 Nisan 1934’te ani bir kararla müze haline getirilmesi kanaatimce yanlış bir tasarruf idi. Hangi gerekçeyle ve ne gibi bir maslahat gözetilerek bu kararın alındığının belgeleriyle ortaya konulması gerektiğini düşünüyorum. Gerçi Cumhuriyet döneminde cami olmaktan çı- karılan mabetler Ayasofya’dan ibaret değil ne yazık ki. Ama bu bahs-i dîger…

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinin ardından camiye dönüştürdüğü ve 481 yıl cami olarak Müslümanların ibadet ettiği bir mabedin yeniden cami olarak ibadete açılması her Müslümanın gönlünde yatan bir arzudur elbette. Mabet olarak inşa edilen hiçbir yapının başka amaçlarla kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum.

“Ayasofya için heyet teşkil edilmeli”

Ayasofya’nın açılmasının görüşüleceği Danıştay’dan olumsuz birkarar çıkması halinde konuya ilişkin bir referandum düzenlenmeli mi?

Bu mesele nasıl ve niçin Danıştay’ın konusu oldu bilmiyorum. Ayasofya meselesinin Türkiye’de referandum yaparak sonuca bağlanacak bir mesele olmadığını düşünüyorum.

SÖMÜRGECİLER AYASOFYA’NIN AÇILMASINI İSTEMİYOR

Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılmasının etkileri neler olabilir? Ayasofya’nın cami olarak açılması Türkiye sınırlarının dışına etki eder mi?

Avrupa Parlamentosu’nunMart 2019’da yayımladığı Türkiye ile üyelik müzakerelerine ilişkin raporda, Ayasofya’nın camiye çevrilmemesi gerektiği vurgulanmıştı. Yunanistan’da ve diğer bazı AB ülkelerinde medya organlarında bu konuda tepkiler yer almıştı. Ayasofya’nın yeniden cami halinde ibadete açılmasına tepkiler sadece Hıristiyan Batı’dan yükselmedi. Küresel sömürge düzeninin işbirlikçisi Sisi’ye beyat etmiş sözde Fetva Kurulu da Ayasofya’nın“1453’te İstanbul işgal edilene kadar kilise idi…” açıklamasında bulunmuştur.

“ONLARCA KİLİSE, HAVRA VE SİNAGOG RESTORE EDİLDİ”

Ayasofya Camii’nin Müslüman dünyası için önemi nedir?

Gerek İslam âlemi gerekse Hıristiyan âlemi için olağanüstü büyük bir sembolik değer taşıyan Ayasofya meselesine daha soğukkanlı ve hakkaniyetli bir yaklaşım geliştirmeye niyetlenmek ve bu sahih niyetle adım etmek gerektiğini düşünüyorum. Hatırlayacağınız üzere 15 Mart 2019’da Yeni Zelanda’da şeytanın kölesi olmuş bir terörist, iki yıl hazırlanarak gerçek- leştirdiği cami saldırısın- da cuma namazı için gelen 50 kadar savunmasız Müslümanı hunharca şehit etmişti. Bu caninin elindeki manifestoda, Ayasofya’nın ve İstanbul’un geri alınmasından da söz ediliyor, camilerin ve minarelerin yıkılmasından, ezanların susturulmasından dem vuruluyordu…

İslam âleminin önder ülkesi Türkiye’de Ak Parti döneminde gayrimüslim vakıfların Cumhuriyet’in ilk döneminde el konulmuş olan emlaki iade edildi, onlarca kilise, havra ve sinagogun tamiratı hükümet eliyle gerçekleştirildi. Doğru tutum ve davranış budur. Ayasofya meselesi ideolojik saplantılarla yahut kör siyasi tarafgirliklerle ele alınacak bir mesele değildir. Bilge Önder Aliya’nın dediği gibi düşmanlarımız bizim öğretmenlerimiz olamaz.

Ayasofya’nın açılmasının gündeme gelmesinin sebepleri neler?

Ayasofya meselesinin ülke içi ya da ülkeler arası siyasi mülahazaların üstünde hakkaniyet kaygısıyla ele alınması- nın daha isabetli bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Kovid-19 salgını döneminde Kâbe başta olmak üzere dünyanın tüm camilerinin ve diğer tüm ibadethanelerinin aylarca kapalı kaldığı bir dönemde Ayasofya meselesinin niçin Türkiye’de gündemin ilk sırasına oturduğunu bilemiyorum. Ancak, Ayasofya meselesini etraflıca ele alacak bir heyet teşkil edilebilirse bu heyetin Endülüs’te müzeye tebdil edilen Kurtuba Camii’ni de gündemine alması gerektiğini düşünüyorum.

“ERDOĞAN ULUSLARARASI BİR ÇAĞRI YAPABİLİR”

Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni meselesinde olduğu gibi Ayasofya meselesinde de uluslararası bir heyet teşkili için çağrı yapabilir. Fatih Sultan Mehmed’in vasiyetnamesi de gözetilerek mesele dinî, tarihî, siyasi, stratejik vd. boyutları etraflıca ele alınır ve hakkaniyet esasını mihver edinen bir çözüm ortaya konulursa, tüm tarafların saygı duyacağı ve benimseyeceği, böylece yanlış taraflara çekilerek sonu gelmez kavgalara sebebiyet vermeyecek bir sonuca ulaşılabileceği kanaatindeyim.

Editör: TE Bilisim