İlk dönem İslam alimleri Müslümanların özellikle Cuma namazını tek bir camide kılmalarını söylemiştir. Nitekim Peygamber efendimiz (s.a.v) döneminde de bu şekildeydi. Fakat İslam coğrafyası fetihlerle vesilesiyle hem yüz ölçümü yönünden hem de nüfus bakımında genişlemesinden dolayı Cuma namazlarının tek bir camide kılınmasının zorluğu ortaya çıkmıştır. Bu sebeple Müslümanlar Cuma namazlarını farklı camilerde kılmak zorunda kalmıştır.

Bu zorunluluğun ardından bazı alimler bir şehirde iki farklı camide Cuma namazının kılınamayacağına içtihad etmiş bazıları da kılınabileceği yönünde fetva vermiştir.

ZUHR-I AHİR NAMAZI NEDİR?

Günümüzde nüfüsu milyonları aşan Müslüman toplumunun ikinci fetvayla yani “bir şehirde birden çok camide Cuma namazının kılınmasının caiz oluşu” ile amel etmektedir. Zaten Hanefi ulemasının görüşü de bu yöndedir.

Bu itibarla Zuhr-ı ahir namazını tanımlamak gerekirse “son öğle namazı anlamına gelmekle birlikte bazı İslam alimleri tarafından, Cuma namazının sahih olmaması ihtimaline binaen, ihtiyaten kılınması öngörülen o günkü öğle namazıdır” şeklinde söyleyebiliriz.

ZUHR-I AHİR NAMAZI NASIL KILINIR?

Zuhr-ı Ahir namazı cuma namazının dört rekat son sünnetinden sonra adıyla dört rekât daha namaz kılınabilir. Namaza başlamadan önce “Niyet ettim zuhr-ı ahir namazını kılmaya” veya “Vaktinde yetişip henüz üzerimden düşmeyen son öğle namazını kılmaya niyet ettim.” Şeklinde niyet edilir. Zuhr-ı ahir namazı öğle namazının farzı gibi kılınabileceği gibi, dört rekatlık bir sünnet gibi de kılınabilir.

BU KONUDA DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NIN FETVASI NEDİR?

Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda şunları aktarmaktadır: “Cuma namazının tek camide kılınması, cumanın anlamına uygun olmakla birlikte, nüfusu milyonlara ulaşan büyük şehirlerin ortaya çıktığı günümüzde bunun yerine getirilmesi mümkün değildir. Hanefî mezhebinde fetvaya asıl olan görüşe göre, herhangi bir kayıt olmaksızın bir şehirde birden çok camide cuma namazı kılınabilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 15-16). İmam Şâfiî de Bağdat’a gittiğinde cuma namazının birden fazla yerde kılındığını görmüş ve buna karşı çıkmamıştır (Nevevî, el-Mecmû’, IV, 585; Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, I, 420-422). Böyle olunca, her bir camide kılınan cuma namazının ayrı ayrı geçerli olması, bu yönden aralarında bir fark gözetilmemesi esas olup cuma namazı kılanların ayrıca zuhr-i âhir (son öğle namazı) kılmaları gerekmez. Ancak cuma namazına dâhil olmadığını bilerek, bu namazı kılmak isteyenler için de bir sakınca söz konusu değildir.”

Editör: TE Bilisim