Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) etkisiz kaldığını ve salgının ortaya çıkmasının üzerinden aylar geçmesine rağmen hala bir karar alamadığını belirtti.

“Dijital Diplomasi” temasıyla birincisi düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’nun ilk etkinliği, Uluslararası Barış Enstitüsü (International Peace Institue) iş birliğinde, “Kovid-19 Salgınının Çatışma Dinamikleri ve Arabuluculuk Üzerindeki Etkileri” konulu video konferansla yapıldı.

Etkinliğe Çavuşoğlu’nun yanı sıra, Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo ile Uluslararası Barış Enstitüsü (IPI) Başkanı Terje Rod-Larsen de katıldı.

Burada konuşan Çavuşoğlu, salgının herkesi dijital çağa hızla yönelttiğini ve çoğu kişinin buna neredeyse hazırlıksız yakalandığını anlatarak İstanbul Arabuluculuk Konferansının, Birleşmiş Milletler (BM) Arabuluculuk Dostlar Grubu Toplantısının ve Antalya Diplomasi Forumunun temalarının da dijital çağ ile alakalı olduğunu hatırlattı.

Çavuşoğlu, geçen ağustos ayında, Türkiye’nin “Dijital Diplomasi” inisiyatifini açıkladığını hatırlatarak, “Şimdi, çabalarımızın ne kadar yerinde olduğunu görüyoruz.” dedi.

Antalya Diplomasi Forumunun, Türkiye’nin, bilgiye dayalı tartışma ile diplomatik eylemi birleştirmek amacıyla ortaya koyduğu yeni bir inisiyatif olduğunu da vurgulayan Çavuşoğlu, “Salgın bizleri, Forumu dijital platforma taşımaya zorladı. Bugün de ilk etkinliğimizi gerçekleştiriyoruz. Açılış etkinliğimizde, Uluslararası Barış Enstitüsü ile iş birliği yürütmekten memnuniyet duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, video konferanstaki tüm katılımcıların barış için arabuluculuk faaliyetlerine doğrudan destek verdiğini belirterek, Türkiye’nin, Finlandiya ile BM’de Arabuluculuk Dostlar Grubunun eş başkanı olduğunu, İsviçre’nin, AGİT içindeki benzer bir grupta kendilerine katıldığını ve tüm bu girişimlerin başarısının, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) içinde de benzer bir grubun oluşmasına yol açtığını anlattı.

BM Arabuluculuk Dostlar Grubunun 60 üyeye ulaştığını vurgulayan Çavuşoğlu, amaçlarının, arabuluculuk konusunu, uluslararası toplumun gündeminde ilk sıralarda tutmak olduğunu da kaydetti.

Çavuşoğlu, düzenlenen bu video konferansın da arabuluculuğa duyulan ihtiyacı hatırlatmak üzere ortaya konan çabanın bir parçası olduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Salgının olduğu dünya bize daha fazla zorluk sunduğundan arabuluculuğa şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Salgın, çatışmalara barışçıl çözüm bulma yönündeki mevcut çabaları şimdiden karmaşık hale getirdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (Kovid-19’la mücadelede) etkisiz. Salgının ortaya çıkmasının üzerinden aylar geçti ancak Konsey hala bir karar alamadı.”

Dünya genelinde jeopolitik rekabetin arttığını belirten Çavuşoğlu, barışı sağlamaya yönelik operasyonlarla, arabulucu ve kolaylaştırıcı çabaların salgın sürecinden etkilendiğine dikkati çekti.

Çavuşoğlu, herkesin odağında salgının olduğu bu dönemde, çatışmaların taraflarının daha bariz hale geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Libya’da, darbeci diktatör Hafter ayrım gözetmeksizin sivillere yönelik saldırılarını artırdı. Yemen’de ve Suriye’de çatışmalar hayatlara mal olmaya devam ediyor. İsrail hükümeti Batı Şeria’yı ilhak etme planları kuruyor. Terörist örgütler ve aşırıcı gruplar (bu süreci) bir fırsat penceresi olarak görüyor. Suriye’de, Irak’ta ve Afganistan’daki DEAŞ saldırılarının arttığına ilişkin son raporlar ise endişe verici. Salgın, YPG/PKK vahşetini durdurmadı.”

Aşırı sağcı grupların Müslümanları, göçmenleri, Asyalıları ve diğer birçok toplumu etiketlemeye devam ettiğini de belirten Çavuşoğlu, salgın sürecinden en çok göçmen ve mülteciler gibi hassas grupların etkilendiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletlerin (BM), salgını kontrol etmek ve dünyadaki en savunmasızları korumak için 90 milyar dolar mali yardıma ihtiyaç olduğunu açıkladığına dikkati çekerek, Suriye Geçici Hükümetinin İdlib kentinde, muhaliflerin kontrolündeki yerlerde yaşayan 5 milyon kişiyi korumaya yönelik tedbirleri açıkladığını ve acil desteğe ihtiyaç duyduklarını anlattı.

Arakanlı Müslümanların (Rohingya) içinde bulunduğu kötü durumun da devam ettiğinin de altını çizen Çavuşoğlu, salgın sürecinde dünyanın ekonomik krizlerle, işsizlik ve gıda sıkıntısıyla karşı karşıya olduğunu da işaret etti.

“ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİ GÜVENİLİR KILMALIYIZ”

Çavuşoğlu, olumsuz bir tablo çizmek istemese de gelecek sorunlara dikkat çekmek istediğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Çatışmaların barışçıl çözümüne odaklanmalı ve savunmasız grupların içinde bulunduğu zor durumu ele almalıyız. İnsani yardımın kesintisiz akışını sağlamalıyız. Ayrıca uluslararası örgütleri sürece dahil etmeli ve güvenilir kılmalıyız. Gördük ki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ve BM kurumlarında acilen reforma gidilmesi gerekiyor.”

Mevcut mekanizmaları bu süreçte daha da yıpratmamak gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, “Salgın, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için bir hatırlatıcı oldu. Bu hedefleri yerine getirmeliyiz.” dedi.

Çavuşoğlu, yeni ve dijital platformlarda daha yaratıcı olmak gerektiğini de vurgulayarak, buna, BM’nin Yemen’de tarafları video konferans toplantılarıyla bir araya getirmesini örnek verdi.

Birlikte çalışılmazsa hiçbir çabanın başarılı olamayacağını kaydeden Çavuşoğlu, “Salgın, herkese küreselleşmeye dair çok değerli bir ders verdi; bir yerde yaşananlar herkesi etkiler. Tüm ülkeler güvende olana kadar hiçbir ülke güvende değildir. Çok taraflılığı canlı tutmalıyız.” şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, bu süreçte sözlerin değil, etkin iş birliği adımlarının günü kurtaracağını da söyledi.

“82 ÜLKEYE TIBBİ MALZEME DESTEĞİNDE BULUNDUK”

Salgının, bir sağlık krizi olmanın ötesinde, küresel sosyo-ekonomik ve güvenlik sorunlarını da beraberinde getirdiğini vurgulayan Çavuşoğlu, etnik köken, sosyal sınıf ya da din gözetmeksizin herkesi etkilediğinin altını çizdi.

Çavuşoğlu, bu süreçte, “ancak birlik olunursa salgının üstesinden gelinebileceğinin” görüldüğünü belirterek, “Tıbbi malzeme gereksinimi duyan diğer ülkeleri desteklemek için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Şimdiye kadar tıbbi malzeme talebinde bulunan 135 ülkeden 82’sine destek olduk.” dedi.

Dayanışma ve iş birliğinin gerekliliğine işaret eden Çavuşoğlu, arabuluculuk faaliyetlerinin de bu süreçte en önemli araçlardan biri olduğuna dikkati çekti.

Müzakere masasında kadınların da yer almasının sürdürülebilir barış olasılığını artırdığını vurgulayan Çavuşoğlu, geçen 20 yılda kadınların barış süreçlerinde söz sahibi olmasına ilişkin ilerleme kaydedildiğini ancak hala bu konuda alınacak yol olduğunu söyledi.

“AFGANİSTAN’DAKİ UZLAŞIYI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ VE DESTEKLİYORUZ”

Afganistan’daki barış sürecine ilişkin bir soru üzerine ise Çavuşoğlu, Türkiye’nin, tüm tarafları Afgan halkının yararına odaklanmaya teşvik ettiğini belirterek, “Afganistan’daki uzlaşıyı memnuniyetle karşılıyor, kapsayıcı ve temsil gücü yüksek hükümetin oluşturulmasını sağlayan tüm tarafları destekliyoruz.” dedi.

Türkiye’nin, Afganistan’ı desteklemeye devam edeceğini, Afgan halkının barış ve refahı hak ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, her NATO toplantısında kendisinin, Afganistan’ın ihtiyacı olduğu sürece sürdürülebilir barış ve istikrar tam olarak sağlanana kadar ülkeye destek verilmesi gerektiğinin altını çizdiğini de aktardı.

ANTALYA DİPLOMASİ FORUMUNUN İLK ETKİNLİĞİ DİJİTAL ORTAMDA YAPILDI

“Dijital Diplomasi” temasıyla birincisi düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’nun ilk etkinliği, Uluslararası Barış Enstitüsü (International Peace Institue) iş birliğinde, “Kovid-19 Salgınının Çatışma Dinamikleri ve Arabuluculuk Üzerindeki Etkileri” konulu video konferansla yapıldı.

Etkinliğe, Çavuşoğlu’nun yanı sıra Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo ve Uluslararası Barış Enstitüsü (IPI) Başkanı Terje Rod-Larsen katıldı.

Editör: TE Bilisim