Diriliş Ertuğrul dizisinin senarist ve yapımcısı Bozdağ, Özbekistan Kültür Bakanlığı davetlisi olarak geldiği başkent Taşkent’te, Harezmşahlar Devleti’nin son hükümdarı Celaleddin Harezmşah’ın hayatına ilişkin düzenlenen bir konferansa katıldı.

Türkiye, Azerbaycan, İran ve Özbekistan’dan çok sayıda bilim insanı ve uzmanın katıldığı konferansta, Türkiye’nin Taşkent Büyükelçisi Mehmet Süreyya Er, Kültür ve Tanıtma Müşaviri Alparslan Akıncı ve İletişim Müşaviri Davut Gazi Benli de hazır bulundu.

Konferansta, Harezmşah’ın hayatı ve mücadelesini konu alan sunumlar yapıldı, Bozdağ ve ekibinin çekeceği diziye ilişkin hazırladığı kısa film gösterildi.

Konferansta konuşan Bozdağ, tarih bölümünde okurken, Türk medeniyetinin ana kaynağı olan bu coğrafyaya ait hükümdar, devlet ve bilim adamlarıyla ilgili araştırmalar yaptığını belirterek en büyük hayalinin Türk dünyası ile ilgili kalıcı eserler bırakmak olduğunu söyledi.

DİZİ ÇEKİMLERİ GELECEK AY BAŞLAYACAK

Bir yıldır Harezmşah’ın hayatını konu alacak bir dizi üzerinde çalıştıklarını, temmuzda da Özbek tarafıyla dizi konusunda bir anlaşma imzaladıklarını aktaran Bozdağ, gelecek ay oyuncu seçiminin ardından dizi çekimlerine başlayacaklarını dile getirdi.

Bozdağ, çekimleri Türkiye ve Özbekistan’da yapılacak dizinin ilk etapta 13 bölümden oluşacağını, devamının çekilip çekilmeyeceğine ise sonra karar vereceklerini vurguladı.

“TÜRKİYE, DİZİ YAPIMINDA ÖNDE GELEN ÜLKELERİNDEN BİRİ”

Özbekistan Kültür Bakanı 1. Yardımcısı Ozodbek Nazarbekov da son yıllarda Türk yapımcıların önemli projelere imza attığını vurgulayarak “Türkiye, dizi yapımında dünyada önde gelen ülkelerden biridir.” dedi.

Bu nedenle Özbek halkının büyük hükümdarı olan Harezmşah’ın hayatını anlatacak proje için Diriliş Ertuğrul’un yapımcısı Bozdağ ile anlaştıklarını belirten Nazarbekov, amaçlarının bu büyük hükümdarın hayatı ve mücadelesini en iyi şekilde seyirciye aktarmak olduğunu söyledi.

Özbek gazeteci-yazar Kemal Muhammed Yakub da Harezmşah’ın toplumun her kesimi tarafından sevildiğine işaret ederek, 11 yıllık hükümdarlık döneminde, Cengizhan ordusuna karşı savaşarak, onu yenen ilk komutan olduğunu hatırlattı.

Yakub, diğer ülkelerin Cengizhan ile ilgili çektikleri dizilerde Harezmşah’ın Cengizhan’a karşı kazandığı zafere yer vermediğine dikkati çekerek yeni dizinin bu açığı kapatacağına inandığını kaydetti.

CELALEDDİN HAREZMŞAH KİMDİR?

Celaleddin Harezmşah Mengüberti Harezmşahlar Devleti’nin son hükümdarıdır. Alaaddin Muhammed’in oğludur.

Celaleddin Harezmşah’ın babası Harezmşah Alaaddin Muhammed, annesi Hint bir cariye olan Ayçiçek Hatun’dur. Doğum tarihi bilinmemekte olup, asıl adı Mengüberti, Mengübirtî’dir. Celaleddin kendisinin lakabıdır. Babasının yanında uzun yıllar bulunmuş ancak Kıpçak asıllı bir anneden doğan kardeşi Uzlagşah veliaht tayin edilmiştir.

Celaleddin, 1200’lü yıllarda babasının yerine tahta geçti. Bir müddet sonra da Moğolların üzerine taarruza geçerek onları mağlup etti.

1221 yılında Valyan Kalesini kuşattığı bir anda Moğollar taarruza geçtiler. Celaleddin Harzemşah, yalın-kılıç öne atılarak düşmanı perişan etti. Fakat gece yarısı Moğollar atlarının üzerine şal ve keçeden mankenler yaptılar. Bunları arkalarına dizdiler. Bu hali gören Harzemliler, Moğolların imdat aldıklarını zannederek kaçmak istediler. Celaleddin “Korkmayın, bu bir hiledir. Onlar daima harbi böyle hilelerle kazanırlar…” diyerek bu bozguna mani oldu. Bu suretle Moğol orduları bir kere daha mağlup edildiler.

Cengiz bundan haberdar olduğu zaman, bizzat Celaleddin’in üzerine yürüdü. Celaleddin ise, üzerine büyük kuvvetlerin geldiğini görünce Sind Nehri’ne doğru kaçmaya başladı. Bu nehrin öte tarafına geçmek istiyordu. Fakat Moğollar Celaleddin’in etrafını dört kat askerle sardılar. Yiğit Celaleddin, ateş ve su arasında bırakıldı. Bu anda ne yapabilirdi? Cengiz, onun diri olarak tutulmasını emretmişti. Celaleddin kılıcını çekerek tek başına çarpışmaya ve kendisini durdurmak isteyenlerin başlarını uçurmaya başladı. Fakat hiçbir düşman askeri ona ok atmıyordu. Ağır ağır içinde bulunduğu çember daraltılıyordu. Celaleddin, çemberi yarmak için bir sağa bir sola baş vuruyor, fakat muvaffak olamıyordu. Yapılacak tek şey vardı: Yorulmamış bir ata binerek kalkanını arkasına, Türk bayrağını eline aldı; yüksek bir yardan kendisini Sind Nehri’nin coşkun sularına atıverdi. Yüzerek karşı yakaya geçti.

Bu kahramanlık sahnesini Cengiz ve askerleri hayret ve hayranlık içerisinde seyretmişlerdi.

Sultan Celaleddin üç yıl sonra. 1224’te Kirman’a dönerek, devletini yeniden toparlamak için çalışmaya başladı. 1225 yılında Tebriz’i alarak, karargahını buraya taşıyan Celaleddin, 1228’de İsfahan’da Moğol ordusuyla çarpıştı. Kardeşi Gıyaseddin’in ihanetine rağmen Moğolları hezimete uğratan Celaleddin, takip sırasında sol cenahının Moğol tuzağına düşmesi üzerine, Luristan’a kaçtı.

Bir yandan da ülke içindeki isyanlarla meşgul olan Celaleddin 1230’da Ahlat’ı ele geçirdi. Ancak, kaleyi savunanlara ve halka karşı şiddetli davranışları, çevredeki Müslüman ülkelerin düşmanlığını çekti. Bunun üzerine Anadolu ve Suriye kuvvetleri birleşerek, Celaleddin’in üzerine yürüdü. Celaleddin, 10 Ağustos 1230’da Erzincan yakınlarında Yassıçimen Yaylasında hezimete uğrattı.

Celaleddin’in zayıflamasından faydalanan Moğollar tekrar saldırıya geçti. Moğol tehlikesinin kavrayamayan diğer Müslüman ülkeler, Celaleddin’in yardım talebini cevapsız bıraktılar.

Ağustos 1231’de Dicle köprüsü kenarında Moğolların baskınına uğrayan Celaleddin’in tüm maiyeti öldürüldü. Kaçarak dağlara çekilen Celaleddin Harezmşah, burada göçebeler tarafından öldürüldü.

Editör: TE Bilisim