Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin İstanbul şubesi, asgari ücret konusunda önemli bir teklif ve öneride bulundu. Asgari ücretin en düşük memur maaşına endekslenmesi gerektiğine dikkat çeken kurum, ayrıca bölgesel olarak belirlenmesinin daha adil olacağına vurgu yaptı.
ESAM İstanbul’dan yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Mevzuatımızda Asgari ücretin nasıl tespit edileceği düzenlenmiş ve bu minvalde Asgari ücretin her yıl Aralık ayında işçi, işveren ve kamunun temsilcilerinden oluşan 15 kişilik komisyonca belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu komisyon bünyesinde en çok işçi üyeye sahip olan işçi sendikası (Türk-İş) ile en çok işveren üyeyi bulunduran işveren sendikası (TİSK) 5’er üye ile temsil edilmektedir.
Türk-İş Kasım ayında yayınladığı raporunda dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yani açlık sınırının 2.102,83 TL, Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının, yani yoksulluk sınırının 6.849,62 TL olduğunu ifade etmişlerdir.
Üretimin emek ve sermaye bileşiminden oluştuğunu düşünerek, emeğe hak ettiğini vermek, sağlıklı bir üretimi ve akabinde üreten güçlü bir Türkiye’yi beraberinde getirecektir. Bugün asgari ücretle işçi çalıştıran işverene bir işçinin maliyeti 3.006,12 TL’dir. İşçinin eline geçen rakam ise 2.020,90 TL’dir. Aradaki fark ise Vergi ve Sosyal Güvenlik kesintileridir.
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi İstanbul Şubesi olarak teklif ve çözüm önerimiz: Asgari ücret, en düşük memur maaşına endekslenmelidir. Ayrıca Asgari ücretin bölgesel olarak belirlenmesi daha adil olacaktır. Ülkemizin gelişmiş, harcama ve yaşam maliyetlerinin yüksek olduğu illerinde daha yüksek asgari ücret, daha az gelişmiş illerinde nispeten daha düşük asgari ücret politikası uygulanmalıdır. Bununla beraber asgari ücretten alınan Gelir Vergisi oranlarında değişikliğe gidilerek daha az oranda vergi alınmalı, Sosyal Güvenlik Prim miktarları düşürülmelidir. Bu uygulamadan kaynaklı Devlet Bütçesinde oluşacak açık, servet vergileri ile ikame edilmelidir.”
