Diriliş Postası Haber Müdürü Muhammed Şimşek/İstanbul

Son yüzyılın siyasi tarihine en yürek burkan ve en utanç vesikasına dönüşen 1960 darbesi üzerinden geçen onca yıla rağmen bugüne hâlâ Anadolu insanının içini sızlatmaya devam ediyor. Neyse ki dönemin başbakanını yok yere darağacına çıkaran talihsiz sürecin izleri bugün bir bir silinmeye çalışılıyor. Bir milletin hür iradeleriyle sandıkta seçtiği temsilcilerine reva görülen muamelenin yaşandığı adı “yassı”, namı “yaslı” ada, yeni düzelmeyle bundan böyle inadına “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olarak anılacak. Geçen zamanda ağırlayacağı misafirleriyle de modern yüzyıla yakışır bir toplumun inşasında hem kendi hem gelecek nesillerin doğuşunda sembolleşen bir anlam taşıyacak. Buradan bakınca bir teselliye dönüşen bu gelişme oldukça önemli.

NELER YAŞANMIŞTI?

Peki bugün böylesine bir misyon yüklenerek aydınlık bir geleceğe mal edilen adada geçmişin zifir karanlığında neler yaşandı? Millet ruhuyla geleceğini tayin eden Anadolu insanının ayaklarına vurulan bir prangaya dönüşen 27 Mayıs 1960 darbesi günlerinde dönemin iktidar partisi Demokrat Partili 592 siyasetçi tam 15 ay boyunca Yassıada’da zindanlara kapatıldı.

Adada kurulan sözde mahkemede sergilenen hukuk tiyatrosunda Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan cuntacılar tarafından idama mahkum edildi. Ardından darağacına çıkarılan bu isimler üzerinden millet ruhunu boğmak istediler ve kısmen de olsa o gün için bunu başardılar.

Demokrasi Feneri ışığını yakıyor

Adanın en dikkat çekici yapısı ise 24 metre yüksekliğindeki taş yüzeyli Demokrasi Feneri. Fenerin ışığı yalnızca adadan değil komşu adalardan ve İstanbul’un yakın kıyılarından da görülebilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı gibi demokrasiye olan saygıyı ve inancı canlı tutan, simgeleyen bir yapı olarak Demokrasi Feneri, ışığıyla geleceği aydınlatacak.

MİLLİ İRADE MÜZESİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Bugün yakın tarihin en karanlık darbesinin izlerini taşıyan ada 60. yılında demokrasi ve milli iradeyi yansıtan müze kütüphane, konferasn salonu ve Demokrasi Feneri gibi birçok görkemli yapıyla yeniden inşa edilerek hizmete açıldı. Merhum Adnan Mendres ve Turgut Özal gibi Türkiye’nin siyasi tarihi içinde halkın gönlünde yer ederek milletin adamları olarak kabul edilen bu silsilenin son halkasında bugün milli iradeyi temsil eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eliyle hizmete açılan adanın gelecek nesillere çok şey anlatacak.

Marmara Denizi’ndeki adalar grubunun bir parçası olan, İstanbul’a komşu bu küçük kayalık; 185 metrelik eni ve 740 metrelik boyu ile Bizans döneminde politik sürgünlerin uğrak yeri haline gelen bir zindan adası olarak kullanılmıştı.

İstanbul’a yalnızca birkaç kilometre uzaklıkta bulunan Yassıada, Cumhuriyet tarihindeki kötü ününü ise 27 Mayıs darbesi sonrası Demokrat Parti yönetiminin ve milletvekillerinin tutukluluklarına, sözde mahkemede yargılanmalarına ev sahipliği yapmasıyla aldı.

40 bin yeni ağaç ve bitki

Bir dönem Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından eğitim üssü olarak kullanılan ve bu nedenle çok katlı beton binalara ev sahipliği yapan adanın yüzde 60’ı (inşaat alanının üç katı) peyzaj alanı olarak ayrıldı. İklim ve araziye uygun 40 bine yakın yeni ağaç ve bitki dikilirken, adadaki mevcut nitelikli ağaçlar ve tescilli yapılar da korundu.

ADA DÜNYAYA AÇILIYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle üzerinde durduğu konulardan biri olan adanın karanlık geçmişinin yeni nesillere ve dünyaya anlatılması amacıyla darbe yargılamalarına sahne olan spor salonu, 27 Mayıs Müzesi’ne dönüştürüldü. Adadaki yapılardan biri de dünyanın demokrasi tecrübesi ve insan hakları tarihinin aktarıldığı Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi olarak değerlendirildi. Kütüphanesi ve sergi alanlarıyla birlikte ada, tam anlamıyla bir açık hava müzesi olarak tasarlandı.

Genç nesillere şuur aşılanacak

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları ve girişimiyle bundan 5 yıl önce başlayan çalışmalar tamamlandı. Yassıada, eski günlerini geride bırakarak, toplumsal hafıza açısından son derece önemli bir kongre merkezine ve açık hava müzesine dönüştürüldü. İşletmeciliğini Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) üstlendiği, günübirlik ziyaretlere de açılacak Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın iki temel işlevi olacak. Öncelikle, Türkiye’nin demokrasi ve siyasi tarihinin utanç vesikaları olan darbe, tutuklamalar ve yargılamalar ülkenin genç nesillerine öğretilerek, Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun aziz hatıraları yaşatılacak. İkinci olarak ise ulusal ve uluslararası demokrasi ve insan hakları toplantılarına ev sahipliği yapılarak, bu alandaki tarihi tecrübe küresel düzeyde paylaşılacak.

Öte yandan; adada uluslararası alanda üst düzey katılımcıların da misafir edilebileceği dikkate alınarak 123 odalı kongre oteli, her türlü toplantıya ev sahipliği yapabilecek 500 kişilik kongre merkezinin yanı sıra cami, anıt ve park ile meydanlar da inşa edildi. Adanın diğer yapıları ise tarihi Bizans sarnıcı ve zindanları, şato yapısı, seyir terasları, engelliler için yatay asansör, tarihi subay gazinosu, iskele idare ve kriz yönetim yapısı, karşılama yapısı, helikopter pisti, restoran ve personel yatakhanesi ile yönetim binasından oluşuyor.

Editör: TE Bilisim