MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde MHP Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 15. dönem eğitim ve öğretim yılı açılış törenine katıldı.

Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:

PKK/PYD/YPG’yi eğitip, donatıp silahlandırarak kiralayanlar, DEAŞ’ı planlayıp, projelendirip tetikçi olarak kullananlar hiç kuşku yok ki sadece Türkiye’nin değil insanlığın topyekûn düşmanlarıdır. Zalimlerin her yerinden kan damlayan paslı mızrağı hiçbir çuvala sığmamaktadır. Ülkemiz terör illetinin pek çok badire ve belasına yıllarca doğrudan muhatap kalmıştır. Bu kapsamda ağır bedeller ödendiği aşikârdır. Türkiye bugüne kadar yalnızca terör örgütleriyle mücadele etmemiş, perde gerisinde el ovuşturan, zulmün senaryosunu yazan muhasım ülkelerle de kıran kırana hesaplaşmıştır. Türk milletine biçilen kefen her seferinde yırtılıp atılmıştır.

“TERÖRE GÖZ YUMANLAR SUÇ ORTAĞIDIR”

Çok açık ifade etmek gerekirse bu zahmetli süreç med-cezir halinde devam etmektedir. Kuklaları temizlemek, piyonları alt etmek önemli olduğu kadar, bunları kumanda eden, iplerini tutan, silik bir gölge gibi sahne arkasında duran ahlaksız ve alçaklarla da mücadele elbette kaçınılmaz bir mecburiyettir. Teröre menfaatleri gereğince göz yumanlar, teröristi görücüye çıkarmakla kalmayıp sabırsızlıkla kucaklamayı ve görüşmeyi bekleyenler rezalet ve hıyanetin etrafında birbirine tutunmuş suç ortaklarıdır. Kimin kiminle aynı hizaya girdiği, kimlerin kimlerle silah çatıp kurşun askerliğe heves ettiği artık gizlenemeyecek boyutlardadır.9 Ekim 2019 tarihinde başlayan Barış Pınarı Harekâtı adeta bir turnusol kağıdı işlevi görmüş, gizli kapaklı niyetleri, Türklüğe hasım çevreleri vatanseverlik basiretiyle açığa çıkarmıştır.

AB’YE TERÖR TEPKİSİ

Arap Ligi sakat tutumuyla Siyonizm’e ve Büyük İsrail hedefine alenen hizmet ettiğini göstermiş, dahası Türkiye’ye hançer kaldıran terör sponsorları birer birer kıyıya vurmuşlardır. Sözde demokrasi, insan hakları ve demokrasi müdafaası yapan, aslında bu değerlerle uzaktan yakından alakaları bulunmayan AB ülkeleri terörü aklama ve arkalama yarışına girmişler, nihayetinde tarihin bir kez daha Haçlı tarafında durmuşlardır. Avrupa Parlamentosu 24 Ekim 2019’da kronik siyasi hastalığından dolayı felce uğramış, Türk düşmanlığından, Türkiye’ye şaşı ve şaibeli bakışından dolayı itibar ve inandırıcılığını tekraren sıfırlamıştır.

Bununla birlikte KKTC Cumhurbaşkanı çirkef ve çirkin mesajlarıyla Kıbrıs Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı’nı aynı kefeye koyarak oturduğu koltuğa, dökülen şehit kanlarına, Kıbrıs Türklüğüne ihanet ettiğini kanıtlamıştır. Nitekim uyuyan Komünist uyanmış, zalimlerle birlikte eşzamanlı olarak devreye girmiştir.

“TERÖRİSTİ TALTİF ETMEK NAMERTLİKTİR”

ABD Başkanı Trump ise gerek tehdit dozu yüksek mesajlarıyla gerekse de Sayın Cumhurbaşkanımıza yazdığı çukur ve çürük mektubuyla iki ülke arasındaki ilişkilere önemli ölçüde hasar ve zarar vermiştir. Türk milleti Trump mektubunu gıyaben yırtmış ve çiğnemiştir. Kod adı Mazlum, asıl ismi canavar olan YPG’li teröristi telefonla arayıp methiyeler düzen, bununla kalmayıp ülkesine davet eden Trump amansız ve tedavisi imkansız bir nefret ve melanet virüsüne yakalanmıştır. Gerçekler örtülemeyecek kadar meydandadır. Kırmızı bültenle aranan bir katilin müttefik bir ülke tarafından takdir ve taltif edilmesi ayıptır, hukuk dışılıktır, namertliktir. ABD Başkanı’nın Türk milletinin onuruyla oynama teşebbüsü tarifi ve tamiri olmayan bir alçalma ve kepazelik halidir.

“KILIÇDAROĞLU EMPERYALİZMİN DEFOLU TERCUMANI OLMUŞTUR”

Üstelik CHP Genel Başkanı’nın Trump’ın zelil mektubunu grup toplantısında okuması, Barış Pınarı Harekatı’na içi yana yana destek açıklaması ne vatan sevgisiyle, ne de sorumlu ve sağduyulu siyaset anlayışıyla kesinlikle bağdaşmayacaktır. Kılıçdaroğlu, Trump’ın Türkiye’deki derin gırtlağı, emperyalizmin densiz ve defolu tercümanı olduğunu küstah ve köhne ifadelerle ibra etmiştir. Türkiye’ye karşı oluşturulmuş fitne, nifak ve tezvirat kafilesine gönüllü şekilde iştirak eden CHP’nin, yine Barış Pınarı Harekatı’nı karalayan terör sevici HDP’nin; amalı, fakatlı, kuşkulu cümlelerle eften püften destek veren İP’in maskeleri tümüyle düşmüştür.

“RUSYA VE ABD İLE ANLAYMA MİLLİ UAYANIŞIN MÜJDESİDİR”

17 Ekim 2019’da ABD’yle yapılan 13 maddelik uzlaşma, 22 Ekim 2019’da Rusya’yla sağlanan 10 maddelik anlaşma stratejik bir başarı, milli bir uyanışın müjdesidir.1945’ten bugüne kadar bazen çok kutuplu, bazen de tek kutuplu bir alana hapsolan uluslararası sistem içinde manevra kabiliyeti zaman zaman daralan, siyasi, diplomatik ve ekonomik sıkışma yaşayan Türkiye sonunda feleğin çemberini kırmıştır. Aynı anda hem ABD hem de Rusya’yla uzlaşmaya varıp Barış Pınarı Harekatı’nın haklılığını ve milli tezlerini kabullendiren Türkiye artık bölgesinde ve küresel zeminde parlayan, öne çıkan, sözünü dinleten bir ülke seviyesine bileğinin ve birikiminin yardımıyla ulaşmıştır.

CUMHURBAŞKANI’NA TEŞEKKÜR

Siyasi ve diplomatik kanallarla beslenen, milletimizin tamamıyla benimseyip arkasında durduğu askeri bir harekatın nasıl dengeleri değiştirip bekamızı emniyete aldığı son gelişmelerle iyice anlaşılmıştır. Türkiye ihmal edilmesi, yok sayılması, hafife alınması imkansız bir ülke olduğunu milli şuur ve ruhuyla teyit ettirmiştir. Bu konuda üstün bir emek ve çalışma sarfeden, sabır ve akılla mücadele gösteren Sayın Cumhurbaşkanımıza milli duruşuyla birlikte tavizsiz ve teslimiyete kapalı tavrından dolayı içtenlikle teşekkür ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti hükümetiyle övünüyor, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleriyle, gücünü tarihten ve milletten alan şahsiyetli diplomatlarımızla iftihar ediyorum.  Türkiye güney sınırları boyunca inşa edilmek istenen korsan terör devletine darbe indirmiş, teröristleri sınır hattından derinlemesine 30-32 kilometrelik bir alana kovalayarak süpürmüştür.Oyun bozulmuş, şer oyuncular bozguna uğratılmıştır. Yalana ve iftiraya sarılıp haklı ve meşru mücadelemizi Kürtlere ve masumlara saldırı olarak tanımlayanlar hakiki Türk ve Kürt düşmanlarıdır.

“MİLLİ BİRLİK OLDUĞU SÜRECE HİÇ BİR MÜSTEVLİNİN FERMANI OKUNMAYACAK”

Önümüzdeki dönemde Barış Pınarı Harekatı’nın önemli sonuçları olacaktır. Bu durum mukadderdir, beklenen bir akıbettir. Rusya’yla varılan mutabakat gereğince teröristlerin Tel Abyad’ın batısıyla, Resulayn’ın doğusundan çıkmaları için belirlenen 150 saatlik mühlet 29 Ekim 2019’da dolacaktır. Hainler ülke içinde ve mücavir topraklarda kesinlikle tutunamayacaktır. Teröre karşı başlayan, moral düzeyi çok yüksek olan mücadele azmi bir bayrak gibi Türk milletinin her ferdinin vicdanında dalgalanacaktır. Türkiye’nin batıyla ilişkilerini ahlaken sorgulayacağı, geleneksel ittifak ilişkilerini gözden geçireceği bir süreç de son harekatla birlikte hız kazanmıştır. Türkiye ne doğu ne de batı anlayışından ziyade, hem doğu hem de batı ekseninde dengeli ve eşit mesafede siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkilerini milli çıkarlar doğrultusunda yeni baştan ele alacak bir aşamadadır. Müttefiklik hukukuyla 1952’den bu tarafa içinde yer aldığımız NATO’nun ise Türkiye’nin terörle mücadelesine soğuk bakışıyla tartışılması artık zarurettir. Milli birlik ve beraberlik güçlü olduğu müddetçe, milli yürekler toplu vurduğu sürece hiçbir müstevlinin, hiçbir zalimin, hiçbir hainin, hiçbir sömürgecinin fermanı okunamayacaktır. Siyaset ve Liderlik Okulumuzun 15.Döneminin hayırlı olmasını yürekten diliyor, katılımcı öğretim üyelerine ve değerli arkadaşlarımıza üstün muvaffakiyetler temenni ediyorum.

Editör: TE Bilisim