Diriliş Postası Muhabiri Batuhan Gülşah/Atina

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 1974’ten bu yana atıl durumda olan Kapalı Maraş bölgesi için kararlılığı, Güney Kıbrıs’ta endişeyle takip ediliyor. Başbakan, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı ve UBP Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Maraş’ın açılması konusunda kararlı olduklarını, bu adımın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisine büyük yarar sağlayacağını vurgulamıştı.

“TATAR KARARLI”

“Bu ülke yararına Türkiye ile kuracağımız sağlıklı ve yakın ilişkilerle aktif siyaset izleyerek Doğu Akdeniz’de haklarımızı aramaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanmıştı. Söz konusu gelişme, Güney Kıbrıs’ın önemli haber sitelerinden Sigma’da gündem olurken, “Tatar, işgal altındaki bölgede kaldığı için 1974’ten beri kapalı durumdaki Maraş’ı Türkleştirmek için kararlı. Maraş’ı açarak Sahte Devlet (KKTC’nin Yunan/Rum siyasi terminolojisindeki adı) ekonomisine yeni dinamizm getirecek” denildi.

TAZMİNAT YERİNE DAVET

Sigma’nın yanı sıra Fileleftheros ise, Maraş’ın yeniden kullanıma açılma kararının Kıbrıslı Türk halkının tepkisiyle karşılaştığını, KKTC yönetiminin bu adımları Türkiye’nin baskısıyla atmak zorunda kaldığı şeklinde haberler yaptı. Fileleftheros’ta çıkan haberde, mevcut gündemden çok “Maraş açılınca ne olacak” sorusuna cevap getiriliyor. Maraş’ın açılması durumunda Yalancı Devlet adı verilen KKTC’nin 1974’te giden Kıbrıslı Rumlar’a da bölgeyi açacağı, yıllardır tazminat için bekleyen Rumlar’ın böylece mallarına doğrudan erişim hakkı bulunacağını ancak bunun tek koşulunun bölgedeki KKTC hâkimiyetini tanımak olacağı yazıldı.

“KARAR VERME HAKKI BİZE AİT”

Kıbrıslı Rum yetkililer, mallarına doğrudan erişim hakkı tanıyarak “işgal yönetimi”nin Kıbrıslı Rumlar’ın aklını çelmeye çalıştığını, bölgeye Rumlar’ı çekerek hakimiyet konusundaki iddiasını perçinleme hedefinde olduğunu dile getirdi. Türkiye ve KKTC’nin temel argümanının “Bölge uluslararası çerçevede kullanıma kapalı olsa bile KKTC toprağı. Dolayısıyla karar verme hakkı KKTC yönetimine aittir” teziyle hareket ettiğine dikkat çekiliyor. Zira Kıbrıslı Rumlar’a göre bölgede tek yasal devlet Kıbrıs Cumhuriyeti adında, Ada’nın tamamını temsil ettiği savunulan ülke. KKTC ise Türkiye kuklası işgal devletinden ibaret olarak görülüyor.

Dolayısıyla Kıbrıslı Rumlar’ın KKTC kontrolündeki bölgeye geri dönme ihtimali, Güney Kıbrıs siyasetinde gün geçtikçe daha da büyük endişe doğuruyor.

Diriliş Postası Muhabiri Batuhan Gülşah/Atina

Editör: TE Bilisim