Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tıbbi Bitkiler Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yüksel Kan, son dönemde ülkeler arası ekonomik mücadele ve sağlıklı yaşam, doğru beslenme, faydalı, kaliteyi gıdaya yönelme farkındalığının arttığını söyledi.

Bu durumun kendisi gibi endemik bitkiler üzerine çalışan akademisyenler için umut verici olduğunu dile getiren Kan, Türkiye menşeli bitkilerin üretimi ve ihracatıyla, ülkenin kalkınma ve gelişme hızının da artabileceğine değindi.

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tıbbi Bitkiler Eğitim, Araştırma ve Uygulama çiftliğinde 50 endemik bitkiye ilişkin üretim çalışmaları yaptıklarını anlatan Kan, endemik bitkilerin milli ve yerli değerler olduğuna vurgu yaptı.

Endemik bitkilerin, ilaç, gıda, boya, kozmetik ve benzeri sektörlerde ham madde olarak kullanılabilen, katma değeri yüksek bitkiler olduğuna değinen Kan, tohumunu ürettikleri dağ çayı bitkisinin ülke içinde yaygınlaşmasını ve yurt dışına ihraç edilmesini hedeflediklerini belirtti.

5 bin metrekarelik üretim alanlarının 500 metrekaresinde endemik dağ çayı bitkisini ürettiklerini dile getiren Kan, ‘Bir metreden fazla boyu olan dağ çayı bitkisinin çiçek yapısı neredeyse 50 santimetre. Bu 50 santimetre çiçek yapısı, aynı zamanda tıbbi bir çay ham maddesi. Bu bitkiyi geleneksel olarak asırlardır kullanıyoruz. Dedelerimiz, dedelerimizin dedesi, anneannelerimiz bu bitkiyi kullanmış. Bu bitki, sağlık ürünü, gıda ürünü ve kokulu olduğu için aynı zamanda kozmetik ürünü. Çok fonksiyonel bir bitki.’ diye konuştu.

Dağ çayı bitkisinin üretiminin ülkeye değer katacağını savunan Kan, şöyle devam etti:

‘Dedelerimiz bunu öksürük kesici olarak kullanmış. Üst solunum yolları enfeksiyonunda, boğaz hastalıklarının tedavisinde, öksürükte kullanmış. Şimdi her tarafımızı virüsler, bakteriler sardı. Her geçen gün kirlenen dünyada maalesef mikropların yoğunlukları da arttı. Bir pandemi sürecinden geçiyoruz. Bu bitkinin genel olarak virüslere karşı koruyucu özellikleri var. Antiviral antimikrobiyal ürünler olarak bu bitkiler üst solunum yolları enfeksiyonlarında kullanılabiliyor.’

Kan, dağ çayı bitkisinin tohumluklarını ürettiklerini, 2021 yılı başında üreticiye dağıtacaklarını belirterek, ‘Daha geniş alanda üretimini yapacağız. Bitkiden ilaca giden, bitkiden gıdaya, kozmetiğe giden sektörün oluşmasını hedefliyoruz. Dağ çayı bitkisinde çok yoğun bir arı popülasyonu da var. Bu bitkinin, arıcılık, kaliteli bal üretimi gibi pek çok sektörle ilişkisi var. Dolayısıyla gelecekte de bu bitkilere çok ihtiyaç duyulacak.’

‘Avrupa’da bulunmayan endemik bitkiler bizde’

İnsanların doğal, nitelikli, kaliteli ürünler kullanmak istediğini dile getiren Kan, ‘İnsanlarımız bu doğal bitkileri çay, ilaç, gıda olarak kullanmak istiyor ama yeterince üretim olmadığı için bunlara ulaşmakta güçlük çekiyoruz. Bunların bir kısmını yurt dışından ithal ediyoruz. Avrupa ülkelerinden, bitkilerden elde edilmiş, ilaçlar, gıda ürünleri, kozmetik ürünleri ithal ediyoruz. Bugün Avrupa ülkelerinden, 100’e yakın bitkiden elde edilen ilaç, gıda, kozmetik, aroma ürünü ithalatı yapıyoruz. Oysa bunların ham maddeleri bizde, gen kaynakları bizde. Avrupa’da olmayan endemik bitkiler bizde.’ diye konuştu.

‘Milli değerlerimizi uluslararası pazarlara sunmanın zamanı geldi’

Kovid-19’la mücadelede endemik bitkilerden faydalanılması gerektiğini dile getiren Kan, ‘Milli değerlerimizi uluslararası pazarlara sunmanın zamanı geldi. Bunun için üniversite olarak, ülke olarak bu sorumluluğu taşıyoruz. Artık alan ülke değil satan ülke, tüketen ülke değil, üreten ülke olcağız. Endemik bitkileri sektöre kazandıran, endemik bitkilerle dünyada marka ülke olacağız.’ değerlendirmesini yaptı.

Editör: TE Bilisim