Üsküdar Üniversitesi Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kadın-erkek ilişkilerinde şiddetin bir iletişim tuzağı olduğuna dikkati çekerek, ‘Şiddet olan ilişkilerin kazananı olmaz. Şiddet uygulayan insan bunu yapmadan evvel davranışının ‘ailenin geleceğini etkiler mi etkilemez mi’ diye düşünürse hisseden beyni değil, düşünen beyni devreye sokar. Düşünen beyinle de şiddeti yenerler.’ şeklinde konuştu.

Kütahya’da gerçekleştirilen bir programa katılan Tarhan, kadın-erkek ilişkilerinde yaşanan şiddetin, aile birliğinin sağlanmasını olumsuz etkilediğini dile getirdi.

Kadına yönelik şiddetin arkasında ‘gizli depresyon’ olduğunu belirten Tarhan, ‘Kadınlara yönelik şiddetin arka planında tespit ettiğimiz gizli depresyon var. Gizli, örtülü depresyon olan birçok erkek, duygularını öfkeyle ifade ediyor. Bu durum kadınlarda da var ama erkeklerde çok daha fazla. Öfke dilini kullanarak duygularını ifade eden bir kültürümüz var maalesef. Öfke, biriken bir duygu. Birikiyor, birikiyor ve bir anda ifade ediliyor. Daha sonra kişi öfke nedeniyle haklıyken haksız duruma düşüyor.’ dedi.

Tarhan, öfkenin ilişkinin en büyük düşmanı olduğuna da dikkati çekti.

‘EGO SAVAŞLARININ ARKASINDAN ŞİDDET GELİYOR’

Şiddetin çok çeşitli olduğunu aktaran Tarhan, ‘Kadına yönelik, erkeklere yönelik ve çocuklara yönelik şiddetler var. Bu tarz şiddetlerde en çok rastladığımız ego savaşlarıdır. ‘Benim dediğim, senin dediğin’, ‘Ben haklıyım, sen haklısın’, ‘Benim annem, senin annen’, ‘Benim param, senin paran’ gibi ego savaşları, karşılıklı güç savaşları, kişilik savaşları olduğunda bunun arkasından şiddet geliyor.’ değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, hak aramak için şiddetin kullanılmasının kesinlikle yanlış olduğuna dikkati çekti.

‘ŞİDDET YALNIZCA GÜÇSÜZLERİN KULLANDIĞI BİR YOLDUR’

Şiddetin sorun çözme, hak arama yöntemi olmadığına işaret eden Tarhan, ‘Şiddet sadece güçsüzlerin, zayıfların kullandığı bir yoldur. Fikir gücü olmayan insanlar ses gücüyle hakim olmaya çalışıyorlar. Fikir gücü olan insan sağlam fikirlerle, kanıtlarla ve delillerle yaklaşır. Sesini yükselten, bağıran, çağıran kişiler ses tonunu, gücünü kullanarak hakim olmaya çalışırlar ve bunun ardından da şiddet gelir.’ şeklinde konuştu.

Ayrıca, şiddetin arkasında öfke kontrolsüzlüğünün olduğuna değinen Tarhan, şiddete başvuranlar için tedavi yöntemleri bulunduğunu da aktararak, beyinde serotonin azalması varsa bu durumun ilaçlarla düzeltilebileceğini kaydetti.

‘ŞİDDET OLAN İLİŞKİLERİN KAZANANI OLMAZ’

İlişkilerde şiddete çanak tutmanın da olduğu bilgisini veren Tarhan, bu durumun erkeklere göre kadınlarda daha fazla görülebildiğini ifade ederek, ‘Şiddete çanak açıyorlar yani şiddeti besliyorlar. ‘Karşı taraf şiddet uygulasın, bana vursun da ters köşe yapayım’ diyen kişi tipleri var. Öfkelenen kişiler de bu duruma çok iyi malzeme oluyorlar. Şiddete çanak tutan davranışlara dikkat edelim. Şiddete çanak tutan davranışlarda da genellikle sizi sıkıştırır ve içinizdeki en kötünün ortaya çıkmasını isterler. Daha sonra sizi patlatır. Ondan sonra rahatlayan tipler vardır.’ dedi.

Şiddeti kadın-erkek ilişkilerinde bir iletişim tuzağı olarak nitelendiren Tarhan, ‘İlişkilerde bunlara dikkat etmek gerekiyor. Bunlar ilişkilerde iletişim tuzaklarıdır. Şiddet olan ilişkilerin kazananı olmaz. Şiddet uygulayan insan bunu yapmadan önce davranışının ‘ailenin geleceğini etkiler mi, etkilemez mi’ diye düşünürse hisseden beyni değil, düşünen beyni devreye sokar. Düşünen beyinle de şiddeti yenerler.’ ifadelerini kullandı.

Eğitimcilere şiddet neden arttı?Yazarlar

Babasından şiddet gören 6 yaşındaki çocuk kurtarılamadı!Gündem

Editör: TE Bilisim