Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2020 yılı bütçesinin sunumunun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

“Yeni askerlik sisteminin hayata geçmesiyle çeşitli zorlukların meydana geldiğine” yönelik söylemlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Akar, herhangi sürprizle karşılaşılmadığını, uygulamanın planlandığı gibi devam ettiğini belirtti.

Terörle mücadelenin tamamen profesyonel personelle gerçekleştirildiğini aktaran Akar, yapılan operasyonlar dolayısıyla hudutlara yeteri kadar askeri personel takviyesinin yapıldığını aktardı. Alınan tedbirlerin ardından Kıbrıs’ta da konuyla ilgili bir sorun yaşanmadığını dile getiren Akar, “Kanun yürürlüğe girmeden önce TSK’de yükümlü olarak 217 bin 115 erbaş ve er mevcudu vardı. Halihazırda 231 bin 921 yükümlü silah altında bulunmaktadır. Dolayısıyla askerlik hizmetinin 6 aya düşürülmesiyle herhangi bir zafiyet söz konusu değildir” diye konuştu.

“UYGULAMAYA YÖNELİK BİR SIKINTI YOK” 

Yeni askerlik sistemi ile bedelli askerlik uygulamasında düzenlemeye gidildiğini anımsatan Akar, “Yeni kanun yürürlüğe girdiği tarihten şu ana kadar 20 bin 725 yükümlü bedelli askerlik için müracaat etmiş bulunuyor. Bunlardan 688 milyon civarında bedel tahsil edilmiş bulunuyor. 31 Aralık 2019’a kadar müracaatların alınmasına devam edilecektir. Bu süreç devam ediyor. Uygulamaya yönelik herhangi bir sıkıntı yoktur. Ocak 2020’den itibaren yükümlülerin askerlik yapacakları birlik ile celp ve sevk dönemleri açıklanacaktır.” bilgisini verdi.

Yeni kanun kapsamında hayata geçirilen yedek astsubaylığa yoğun ilgi gösterildiğini de belirten Akar, vicdani ret konusundaki soru üzerine, mevcut kanunlardaki ilgili maddelerini hatırlatarak, “Vicdani ret kavramıyla ilgili yasalarımızda hüküm bulunmamakla birlikte konuya ilişkin herhangi bir çalışma da yoktur. Vicdani ret kapsamında 82 milyonluk ülkemizde 2017’de 28 kişi, 2018’de 23 kişi, 2019 yılında ise bugüne kadar da 18 kişi müracaatta bulunmuştur” dedi.

“TAMAMEN TERÖRLE, TERÖRİSTLE MÜCADELE YAPIYORUZ”

Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin sorulduğu Akar, yakın zamanda bir tatbikatın yapıldığını, Doğu Akdeniz’de bir güç boşluğunun olmadığını ifade etti.

“Sosyal medya hesabının bulunup bulunmadığı” sorusuna Akar, sosyal medyada hiçbir şahsi hesabının bulunmadığı yanıtını verdi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin faaliyetlerine ilişkin bir soru üzerine Akar, “Teorik anlamda bizim yaptığımız faaliyetler ister yurt içinde, ister yurt dışında olsun savaş değil. Tamamen terörle, teröristle mücadele yapıyoruz. Çünkü savaş hukuku söz konusu değil.” dedi.

Akar, barıştan yana olduklarını, Atatürk’ün izinde “Yurtta sulh, cihanda sulh” dediklerini belirterek, ancak dünyanın, coğrafyanın, çevrenin şartlarının olduğunu, bölgeye 10 binlerce kilometreden gelenlerin bulunduğunu ifade etti.

Suriye’de yaşanan duruma dikkati çeken Bakan Akar, “2011’i biz getirmedik. 2011 yılı geldiğinde bütün tutanaklarda var, benim şahsen yaptığım veya diğer arkadaşlarımızın yaptığı görüşmeler var. Dedik ki ‘ey NATO, ey müttefiklerimiz, arkadaşlarımız şu anda 2011, marttan itibaren olaylar kötüleşiyor.’ Gerçekten 2011-2012’de Allah nasip etti biz bunları söyledik.” diye konuştu.

Suriye’de yaşanan gelişmelerin Türkiye için de tehdit oluşturur hale geldiğini ifade eden Akar, “Orada daha önceden olmayan PKK’nın yerine YPG çıktı. DEAŞ diye bir mahluk çıktı ortaya, bir canavar çıktı. Dolayısıyla bütün bunlara karşı bizim seyirci kalmamız mümkün değildi.” dedi.

“HUDUTLARIMIZDA GÜVENLİK SAĞLANDI”

Akar, Türkiye’nin ve Türk milletinin güvenliğini esas alarak yapılması gerekeni yaptılarını belirterek, “Bunu yaparken sivil, asker ayrımı asla söz konusu değil. Herkes bilgisini, görgüsünü masaya koydu. Tartışması, görüşmesi yapıldı. Bir mühendislik meselesi bu. Sadece ‘girelim çıkalım’, duygusallık veya şovenizm değil.” diye konuştu.

“Hiçbir ayrım yapmaksızın 82 milyonun güvenliği bizim onurumuzdur, namusuzumuzdur, şerefimizdir.” diyen Akar, bu çerçevede faaliyetleri yürüttüklerini vurguladı.

“Yapılan harekatların sonuçları neye vardı?” sorusunun yöneltildiği Akar, şunları kaydetti:

“Yaptığımız harekatların sonucu bir terör koridoru, terör devleti oluşturulması hayali bitti. Bunu Amerikalılar, teröristler söylüyor. İkincisi, şu anda Fırat Kalkanı Harekat bölgesinde en az 400 bin kişi Afrin’e, Cerablus’a, El-Bab’a, Azez’e dönüş yaptı. Değişik yerlerden, sadece Türkiye’den değil, bütün her taraftan göç aldı buralar. Türkiye’den de 70 bin civarında bir gidiş var. Bunların bir kısmı Cerablus’ta kaldı, bir kısmı Afrin’e kadar gitti. Diğer taraftan, bizim şu ana kadar sıkıntılı olan hudutlarımızda güvenlik sağlandı. Kilis’i, Reyhanlı’yı hatırlayın. Buralarda günlük hayat bir anlamda terörize olmuştu. Camiler bombalandı. Namaz kılarken camide vefat edenler var Kilis’te.”

“SURİYE MİLLİ ORDUSUNA BÜTÇEDEN ÖDEME YAPILMIYOR”

Akar, “Suriye Milli Ordusu”na ilişkin bir soru üzerine, “Suriye Milli Ordusu başı boş bir ordu değil. Birleşmiş Milletler tarafından tanınan bir geçici hükümet var. Bunun bir başı var Abdurrahman Mustafa. Bunun altına Selim İdris diye birini seçtiler. Bu zat da hem Milli Savunma Bakanlığı hem de Genelkurmay Başkanlığı görevini yapıyor. Bunun altında da bizimle beraber çalışmakta olan Suriye Milli Ordusu’nun elemanları var.” yanıtını verdi.

Suriye’de rejimin insanları katlettiğini belirten Akar, Suriye Milli Ordusu’nun herhangi bir grup olmadığını, vatanına, milletine bağlı, aklı, fikri yerinde, ülkesi, vatanı için çalışan insanlar olduğunu kaydetti.

Akar, Suriye Milli Ordusu’na Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden herhangi bir ödeme yapılmadığını söyledi.

“Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) özelleştirilecek mi?” sorusuna Bakan Akar, “Hayır, böyle bir şey söz konusu değil. Çok geniş çaplı bir takım araştırmalar, tespitler yapıldı. Burası en kısa zamanda tanıyamayacağınız bir hale gelecek. Bu konuda iddialıyız. Arkadaşlarımız yoğun şekilde çalışıyorlar. Özel sektör nasıl çalışıyorsa, benzer bir yöntemle MKE’nin fabrikaları modernize edilecek.” yanıtını verdi.

“AR-GE PROJELERİ PLANLANMAKTA VE YÜRÜTÜLMEKTEDİR”

Silah Fabrikasının bugün itibarıyla 2020 yılı için 148 milyon lira kesinleşmiş siparişi bulunduğunu belirten Akar, görüşmesi devam eden, sözleşmesi yapılacak olanlarla bu rakamın 300 milyon liraya çıkacağını ifade etti.

“TSK personelinin özlük haklarına” ilişkin bir soru üzerine Akar, personelin hayat ve özlük haklarını dünyanın ve Türkiye’nin şartlarına uydurmak için ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarla devamlı görüşme halinde olduklarını söyledi.

Akar, emekli olan kıdemli başçavuşların kıdem tazminatı alamaması ve emekli kıdemli binbaşıların sorunlarının gündemlerinde olduğunu, bunları en iyi şekilde çözme gayreti içinde olduklarını dile getirdi.

AR-GE çalışmalarının önemine işaret eden Akar, “Taktik ve teknik ihtiyaçların karşılanmasına yönelik AR-GE projeleri planlanmakta ve yürütülmektedir. Bunlardan bazıları, biyolojik silahlara karşı anti serum, aşı geliştirilmesi, kimyasal silahların tespit ve teşhisine yönelik kimyasal dedektörlerin geliştirilmesi, yapay zeka destekli İHA’lar gibi… Yapay zeka ve siber güvenlik konularında NATO’nun çalışmalarına katılım sağlanmaktadır.” diye konuştu.

S-400 sürecine ilişkin bilgiler de veren Akar, “S-400 çalışacak. TSK personelinin eğitim sürecini yaşıyoruz. Bunlar tamamlandığı zaman planlandığımız faaliyet neyse bunu uygulayacağız.” dedi.

Editör: TE Bilisim