Çin'in işgal ettiği Doğu Türkistan’da yaşayan ailelerinden haber alamayan Müslüman Uygur Türkleri, Çin'in Türkiye'deki misyonları yakınlarında eylemlerini sürdürerek yakınlarının akıbetini öğrenmeye çalışıyor.  

Doğu Türkistan’da yaşayan ailesi ve akrabaları arasında 40 kişiden haber alamayan Uygur Türkü ilahiyatçı Habibullah Küseni ve 4 yıldan uzun süredir annesi, kardeşleri ve yeğenleriyle görüşemediğini belirten Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Abdürreşit Celil Karluk, yaşadıklarını anlattı.

“İLAHİYATÇIYIM DİYE DÖVDÜLER”

Küseni, Yemen'de ilahiyat eğitimi aldıktan sonra 2001'de döndüğü Doğu Türkistan’da 8 yılda 7 kere hapse atıldığını belirterek, "Hiçbir suç isnat etmeden sadece ilahiyatçı olduğum için dövdüler, 'Sen teröristsin.' dediler. 2009'da Uygur Türkü bir polis ülkeyi terk etmezsem Çinlilerin beni yok edeceğini söyleyince Suriye'ye geldim. Çocuklarım orada Arapça eğitim aldıktan sonra 2012'de Türkiye'ye geldik." diye konuştu. 

Aralarında 3 kız, bir erkek kardeşi ile enişteleri, yeğenleri ve kuzenlerinin bulunduğu 40 yakınının akıbetini 4 yıldır bilmediğini dile getiren Küseni, şöyle devam etti:

"Annem iki ay önce evde ağlayarak bir şey yazıyordu. Ne yazdığını sordum, annemin daha önce bir şey yazdığını görmemiştim. (İsimleri tek tek yazarak) 'Ailemizden 40 kişi toplama kampında.' dedi. Benim annem her gece namaz kılıyor, her gece ağlıyor. Annemin kızları ve oğlu ile 4 senedir iletişimi kesildi. Hayatta mı, öldüler mi bilmiyorum."

NAMAZ KILANA 17 SENE HAPİS!

Sadece erkek kardeşi ve bir eniştesinin durumuna ilişkin dolaylı yollardan bilgi aldığını söyleyen Küseni, "Küçük kardeşim sadece lokantasında namaz kıldığı için 17 sene hapis cezasına çarptırıldı. İlk önce 7 sene ceza aldı, sonra da benim kardeşim olduğu için 10 yıl daha eklediler." ifadelerini kullandı. 

Küseni, "Çinliler bizi terörist diye suçluyor. Hiçbiriyle ilgili bize cevap vermiyor. Biz toplama kamplarında olduğunu biliyoruz ama nerededir onu bilmiyoruz. Kesin bilgimiz yok." dedi. 

“DENEK YAPILDIĞI İÇİN FELÇ OLDU”

Küseni gibi Türk vatandaşı olan Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Abdürreşit Celil Karluk da 4 yıldan uzun süredir annesi, kardeşleri ve yeğenleriyle görüşemediğini anlattı. 

Eğitim ve öğretim hayatı boyunca Çin, ABD, Avusturalya ve Türkiye'de bulunduğunu belirten Kaşgar doğumlu Akademisyen, babasının "Kardeşini hacca götür." vasiyetini yerine getirmek için kardeşi Abdülcabbar (Cappar) Celil'i 2014'te önce Türkiye'ye getirdiğini söyledi. 

Karluk, "Hacca göndermek üzereyken polisler ailesine baskın yaptı ve dönmesi emredildi. Çin'den ayrıldıktan 11 gün sonra döndü. Temmuz 2014'ten beri bu kardeşimden haber alamıyordum ama 2017'de kardeşimin kamplara alındığı ve tıbbi deney ve işkencelerle tamamen felç edildiği bilgisini aldım. Diğer kardeşlerimin de 2017 sonrası toplama kamplarına alındıkları duyumu geldi." diye konuştu. 

“ANNEM VE AKRABALARIMLA GÖRÜŞEMİYORUM”

Karluk, biri gördüğü işkenceler nedeniyle felç olduğu düşünülen 3 kardeşi, 1938 doğumlu annesi, 20'ye yakın yeğeni ve eşinin ailesine ulaşamadığını söyledi. 

Bunların sebebi olarak da kendisinin Türkiye'de olmasını gösteren Karluk, 4 yıldır görmediği annesiyle yaptığı son telefon görüşmesine ilişkin de şunları kaydetti:

"Annemin sesini en son 2017'nin nevruzunda duydum. Aradım, 'Oğlum şu lanet telefonu kapat evdeler, bir daha arama.' dedi. Ondan sonra ne ben sesini duyabiliyorum ne onlardan bir ses seda var. Kardeşlerimle de iletişimim kesildi. Felç olan kardeşimin Kaşgar'da evde olduğunu, bakıma ve tedaviye muhtaç olduğunu öğrendim ama kimin baktığını bilmiyorum. Çocuklarının nerede olduğunu bilmiyorum. Uluslararası basına yansıyan bilgiler çok daha rahatsız ediyor. Sistematik tecavüz, işkenceler, organ hırsızlığı ve öldürmeler. Ben bunlara maruz kalmalarından çok endişe ediyorum. Benim kız yeğenlerim var, yengelerim var. Bunları düşündükçe gece gözüme uyku girmiyor." 

“SELAM VERMEK TERÖRİZM İÇİN YETERLİ”

Karluk'un Çin temsilciliklerine yaptığı başvurular sonucunda, kardeşinin beyin kanaması geçirerek felç olduğu, annesinin ise alzaymır nedeniyle konuşamadığı cevabını aldığını kaydetti.

Diğer kardeşlerinin ise "Teröre teşebbüs" suçuyla hapse girdiği bilgisini edinen Karluk, "Çin'de bir insanın terörist olması için 'Selamünaleyküm' demesi yeterli, 'Ben Müslüman'ım' demesi yeterli, sakal bırakmak bile terörist olmanız için yeterli." dedi.

Editör: TE Bilisim