Sümeyye Aksu / Özel Haber

İlk kovid-19 vakasının açıklandığı günden itibaren kovid-19 pandemisi ülkede öncelikli ve en önemli gündemlerinden biri haline gelmiştir. Salgını kontrol altına alabilmek çin, hekimler ve tüm sağlık çalışanları büyük bir mücadele sergilemekte, canla başla çalışmaktadır. Sürecin başından bu yana hastanelerde görevli sağlık çalışanları geçen yılki gibi bu sene de 14 Mart Tıp Bayramı’nda hastalarına nefes olmanın gururunu yaşıyor. Salgınla ön saflarında mücadele eden ve bu süreçte çok sayıda mesai arkadaşını kaybeden sağlık çalışanları, acılarını kalplerine gömerek Kovid-19’la savaşmaya devam ediyor.

Pandemi sürecinde özveriyle görevini yapan sağlık çalışanlarından biri olan, Bitlis’te filyasyon ekibinde çalışan Mahmut Süleymanoğlu yeni tip koronavirüs sürecinde yaşadıklarını, sağlık çalışanlarının verdiği mücadelenin önemini Diriliş Postası’na anlattı.  Bitlis’in fiziki şartları çok sıkıntılı olduğunu belirten Süleymanoğlu, yılmadan görevleri için kilometrelerce yol kat ederek vatandaşa ulaştıklarını söyledi. Süleymanoğlu, “Çoğu zaman kışın kar yağdığı zaman biz yolda kalıyorduk. Köy yollarını yürüyerek gitmemiz gerekiyordu. Hem aşı için hem filyasyon için. Yani fırtına oluyordu, yolda kalıyorduk. Velhasıl problemler sürekli oluyordu” dedi.

Hastalığı yakınlarına bulaştırmamak adına aileleriyle çok uzun zamandır görüşemediklerini ifade eden Süleymanoğlu, bu süreçte sosyal hayatlarının sıfıra indiğini belirterek yakınlarını korumak için kendileri psikolojik olarak zorlu bir görevi sırtlandıklarını kaydetti. 

Ciddi anlamda bir yıpranma yaşadıklarını ifade eden Süleymanoğlu, en büyük motivasyonlarının azalan vaka sayılarının olduğunu söyleyerek bu süreçte rahat bir nefes aldıklarını vurguladı.  Tek motivasyon vakaların azalması diyebilirim. Hem iş yükümüzü azaltıyor hem yaptığımız işin, verimliliğini, faydasını görmüş oluyoruz. Halkımız bu yasaklara, getirilen kurallara dikkat etmeye devam etsin istiyoruz. Emeğimiz çöp olmasın.” diye konuştu.

İLK ACI İSTANBUL’DA

Ülkemizde ilk Kovid-19 vakası 10 Mart tarihinde görülürken, virüse bağlı olarak hayatını kaybeden ilk sağlık çalışanı Dilek Tahtalı oldu. İstanbul’da bir özel hastanede kayıt görevlisi olarak çalışan Dilek Tahtalı, 26 Mart’ta hayatını kaybetti. Ailesinin tek çocuğu olan Tahtalı’nın cenazesi Amasya’da toprağa verildi.

HOCALARIN HOCASINA VEDA

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (Çapa) Dahiliye Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu da koronavirüsle mücedele şehit verilen isimlerden birisi oldu. Türkiye’deki ilk Kovid-19 hastasını muayene eden Taşçıoğlu, hastaları tarafından çok sevilen bir hekim olmanın yanısıra, öğrencileri için duayen bir eğitimciydi. Dahiliye alanında yaptığı çalışmalarla tıp dünyasına önemli katkılar sundu. Taşçıoğlu’nun ismi Okmeydanı’ndaki şehir hastanesine verildi.

İSMİ HASTANEYE VERİLDİ

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pataloji Ana Bilim Dalı’ndan emekli Prof. Dr. Feriha Öz sağlık ordusunun bir diğer acı kaybı oldu. 1976’da profesör unvanını alıp yüzlerce talebe yetiştiren 87 yaşındaki Öz’ün ismi Sancaktepe’de inşa edilen hastaneye verildi.

EVLADINA DOYAMADI

İstanbul Mehmet Akif Ersoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakım hemşiresi olarak çalışan Hemşire Dilek Akçabelen, 34 haftalık hamile iken koronavirüse yakalandı. 11 Nisan’da hastaneye kaldırılan Akçabelen’in durumu ağırlaşınca bebeği sezeryanle alındı. 1 Haziran’da yaşamını yitiren 30 yaşındaki Dilek Akçabelen, evladı Tunç’a doyamadı.

KARDEŞ DOKTORLARI AYIRDI

İzmir’de koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren Dr. Muharrem İdiz’den (59) sonra, kendisi gibi doktor olan kardeşi Nuri İdiz (54) de hayatını kaybetti. Ateş ve nefes darlığı şikayetiyle 1 Nisan günü Kovid-19 testi pozitif çıkan Nuri İdiz tedavi altına alınmıştı. İdiz hastanede tedavi edildikten iki gün sonra abisi Muharrem İdiz yaşamını yitirdi. Yoğun bakımda tedavi altına alınan ve durumu kötüleşen Nuri İdiz ise 6 Nisan’da müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Editör: TE Bilisim