Ahmet Akar / Röportaj

Koronavirüs pandemisi kısa sürede dünyayı etkisi altına aldı. Bu nedenle Kovid-19’a karşı diğer ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de eğitimle tedbirler uygulanmaya başlandı.

Konuyla ilgili Eğitim Bir-Sen Başkan Vekili Latif Selvi, Diriliş Postası Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu. Başkan Selvi, “Pratik uygulamalar itibariyle öğrencilerimizin öğrenme kayıpları asgari seviyeye indirilmesi için hem başında hem de sonunda ciddi bir çalışmamız oldu. Bu çalışmalarda olumlu neticede aldık.” şeklinde konuştu.

Pandemi döneminde Eğitim Bir-Sen olarak neler yaptınız? Üyelerinize ne gibi desteklerde bulundunuz?

Pandemiden itibaren bütün dünyada bir tedbir söz konusu oldu. Her ülke toplumun yaşadığı problemleri çözmeye dönük, hem eğitimle hem öğretimle hem sağlıkla hem de ticaretle ilgili birtakım tedbirler aldı. Bu bağlamda değerlendirdiğimiz zaman ülkemizde de birçok alanda yeni uygulamalarla karşılaştık. Eğitim-öğretime bütün dünyada bir süre ara verildi. Daha sonra uzaktan eğitim yoluyla zaman zaman da yüz yüze eğitimi sınırlı uygulamalarla hayata geçirildi. Bu zaman zarfı içinde yapmış olduğumuz çalışmaları birkaç kategori olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Bunlardan bir tanesi pandemi uygulaması ile birlikte çalışanların ekonomik kayıplarını oluşturabilecek birtakım problemlerle karşılaştık bunları çözümledik, çözümlenmesine katkı verdik.

EK DERS ÜCRET SORUNUNU ÇÖZDÜK

Yeni atanmış öğretmenler vardı, göreve başlamalarıyla ilgili bir problem çıktı çözdük. Ek ders ücretleriyle alakalı olarak birtakım hak kayıpları olabilecek bir durum vardı bunları çözümledik. Hafta sonları Deha kursları haricindeki organizasyonlarda fiilen görevi yerine getirdikleri zaman alacakları imkanları bu süreç içerisinde izinli sayılmaları suretiyle problemi çözdük. Eğitim-öğretimin geleceği açısından bütün dünyadaki sendikalarla bir uzaktan eğitim ortamı oluşturduk ve bu toplantılarda ülkelerin tecrübelerini değerlendirdik. Hangi ülke ne yapıyor, biz ne yapıyoruz gibi birçok paylaşımlarımız oldu. Şunu gördük; bütün ülkelerde eğitim-öğretim pandemiden dolayı doğrudan etkilenmişti.

SORUNLARI ASGARİ DÜZEYE İNDİRDİK

Pratik uygulamalar itibariyle öğrencilerimizin öğrenme kayıplarının asgari seviyeye indirilmesi için hem başında hem de sonunda ciddi bir çalışmamız oldu. Bu çalışmada olumlu netice aldık. Bu doğrultuda şunu da söyleyebiliriz ki atılan olumlu adımların pratik karşılığının oluşması sendikamızın katkıları ve girişimleriyle oldu. Bir diğer konu, dünyadaki ve bizdeki eğitim sorunlarını, arkadaşlarımız EBSAM merkezimizde inceledi. Dünyada eğitimin aktörü olarak bilinen Dünya Bankası, UNESCO, OECD gibi kurumlar pandemi dönemindeki eğitim uygulamalarını inceledi ve bu doğrultuda önemli makaleler yayınlandı. Bu makalelerin tamamında şunu gördük:

“Öğretmenlerin artık yapay zeka ve benzeri birtakım uygulamalarla bu kadar öğretmene ihtiyaç olmayacağı, bu kadar devasa binaların okulların yapılmasına gerek kalmayacağı” gibi birtakım iddialar vardı. Bunları biz tutarlı bulmuyorduk ama buna rağmen bunlar dile getiriliyordu. Çünkü uzaktan yöntemlerle dijital ortamlarda eğitimin rahat bir şekilde verilebileceği iddiası vardı. Bu makaleler de şunu gösterdi ki, öğrenci öğretmen ve okul ortamının alternatifi yok.

EĞİTİMCİLER SUÇLANDI

Pandemide evden çalışmak zorunda kalan eğitimciler psikolojik olarak etkilendi mi?

Öğretmen arkadaşlarımız genellikle öğrencilerimizin geleceği için en verimli şekilde “uzaktan yüz yüze eğitimi nasıl verebiliriz”e odaklandılar. Bu anlamda da çalışmalarını bu doğrultuda sürdürdüler. Tabii ki sınıf ortamına göre daha yorucuydu. Bazen kamuoyunda öğretmenler evlerinde yatıyorlar gibi yaklaşımlara arkadaşlar üzüldü. Kimi köşe yazarları da bunları gündeme getirdi. Bu ise doğru değildi. Sağlık Bakanlığı ‘Yardımınıza ihtiyacımız var’ deyince kamudan destek aldıkları kişi sayısına bakacak olursak %90’ını eğitimci arkadaşlardı. Yine bir başka önemli tarafı arkadaşlar bu görevi alırken bir yandan elindeki teknolojik imkânları kullandı. Eğitimciler öğrencilerine uzaktan eğitim yoluyla yüz yüze dersleri hazırladılar... Öğrencilerimizin çalışmalarını takip ettiler. Velileri öğrencilerin ödevler için sürekli bilgilendirdiler. Arkadaşlarımız öğrencilere odaklandığı için kendi ailevi sorunlarını dert etmediler.

TÜRKİYE'NİN TEK AVANTAJI EBA

Türkiye’nin bir tek avantajı vardı; birçok ülkeye göre… EBA bir destekleme altyapısı olarak, kaynak merkezi olarak katkı veriyor. Yüz yüze eğitim yaptığımız dersleri daha sınırlandırmış olarak 30 dakikaya indirilmek suretiyle ders programları hazırladık. Bir hafta içerisinde neredeyse bütün dersleri Ortaöğretim Genel Müdürlüğümüz, Din eğitimi Genel Müdürlüğümüz, Mesleki Eğitim Genel Müdürlüğümüz ve Temel Eğitim Genel Müdürlüğümüz çalışmalarını yaptı. Okullarımızın yaşadığı güçlükleri bakanlıkla paylaşmak suretiyle Maliye Bakanlığı’nın inisiyatif almasıyla, Milli Eğitim Bakanı’nın girişimleriyle çözümledik.

10 BİN ÖĞRETMENLE SAHA ÇALIŞMASI

Eğitim Bir-Sen olarak önümüzdeki dönemler için planlarınız nelerdir?

Şuan da eğitim sisteminde sıkıntıların içindeyiz. Yaşanan güçlüklerin ve uygulamaların daha iyi olabilmesi için odak analizlerimiz ve okulları güvenle açmakla ilgili çalışmalarımız oldu. 20.000 veli, 10.000 öğretmenle bir çalışmamız oldu. Bunların raporlarını paylaştık. Bütün süreçler sağlıklı bir şekilde olması için tüm girişimlerimiz devam ediyor.

Öğretmen ihtiyacımız olduğu için 20.000 atama yapılacak. Bugüne kadar ciddi bir fedakârlık yapılarak bütçede en fazla yeni kadro alımı tahsisi Milli Eğitim Bakanlığı’na verildi. Yüz yüze eğitim tam anlamıyla başladığı için öğretmen açıklarımızın kapatılması ve ilave kadro verilmesini istiyoruz.

En yakın zamanda Türkiye genelinde bütün gençlerimizin açıklamaları olacak. Biz buna destek veriyoruz ve ilave kadro tahsisi yapılmasını istiyoruz. Bu çerçevede fakülte eğitimleriyle başlayan sonra da devam eden bir çalışma ağımız var. Hep beraber birbirimize bir yabancılık hissetmeden, herhangi bir tedirginlik hissettirmeden rehberlik yapıyoruz. Bu doğrultuda 20.000 arkadaşımızın kadrosu duyuruldu.

Belli bir takvim çerçevesinde müracaatları, mülakatları ve sonra da yerleşme söz konusu olacak. Son olarak öğretmen yoksa eğitim öğretim ana unsurlardan birisine sahip değildir. Onun için bir öğretmen açığı olmadan öğretim hayatına geçmemiz gerekir.

ÇOCUKLARIN KONSANTRASYON SORUNU VAR
Türkiye kademeli geçişi seçen ülkelerden biri oldu. Bu doğrultuda sağlıktaki problemler göz önünde bulundurularak Bilim Kurulu’yla da yapılan değerlendirmelerden sonra şu anda ilkokul seviyesinde, okulöncesinde, ortaokullarda 8. sınıf, liselerde 12. Sınıfta, hafta sonu kurslarında ve Anadolu meslek liselerinde derslerinde okullar, belli koşulları karşılamak üzere kısmi olarak açılmış oldu. Ben özellikle bir noktanın altını çizmiş olayım, bazen deniyor ki çocuklarımızın sadece internet erişimi, televizyona erişim, bilgisayara erişim problemi mi var?.. Hayır, tüm her türlü imkan var ama okul ortamı gibi kendisini derse konsantre edebileceği bir ev ortamı yok!..
Editör: TE Bilisim