Hukukçular terörist sevici ABD’li temsilci için hukuki yaptırım uygulanabileceğine dikkat çekiyor. ABD’nin Suriye Özel Temsilci Yardımcısı David Brownstein’in Haseke’de PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan YPG elebaşı “Mazlum Abdi” kod adlı Ferhat Abdi ile nevruz ateşi yaktı. İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan Abdi ile kolkola görüntü, Türkiye’ye yönelik sürekli “müttefiklik” vurgusu yapan ABD’nin ikiyüzlülüğünü bir kere daha gözler önüne serdi. Hukukçular Derneği Başkanı Ahmet Yılmaz ve İstanbul 2 Nolu Baro Yönetim Kurulu Üyesi, Avukat Cavit Tatlı, ABD’nin PKK’ya olan desteğini ve ABD’li temsilcinin PKK’yla olan görüntüsünü uluslararası hukuktaki yerini Diriliş Postası’na değerlendirdi.

TERÖRÜN TANIMI TARTIŞMA KONUSU

Ahmet Yılmaz, uluslararası hukukun terörü yasakladığını ve desteklenmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak. “Tartışmalı olan husus terörizmin tanımı ve kimin terör örgütü kimin olmadığı yönünde. DAEŞ’e gelince terörle topyekûn mücadelede uzlaşılıyor ama konu ABD dahil birçok ülkenin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK olduğunda, mücadele göstermelik oluyor” dedi.

“GÜÇLÜ OLANIN BORUSU ÖTÜYOR”

ABD’nin terörle mücadelede tezinin “meşru müdafaa” hakkını en geniş şekilde yorumlamak üzerine olduğunu belirten Yılmaz, “ABD, Bush doktrini çerçevesinde, kendine yönelik saldırı ihtimaline karşı meşru müdafaa hakkını ileri sürüyor. Fakat bu durum uluslararası hukuka uygun bir görüş değil” dedi. Yılmaz, şunları söyledi: “ABD kendi ileri sürdüğü iddianın tersini Suriye’de yapıyor. Maalesef uluslararası hukukta güçlü olanın istediğini yaptığı bir alan var. ABD kendi menfaatlerine hizmet ettiği sürece başka ülkeler için terör örgütü olarak faaliyet gösteren kişi, kurum ve yapılarla bir araya gelmekten sakınmıyor. Kendisi için faydalı olan her şeyi, terör örgütü olup olmadığına bakmaksızın, kullanıyor.”

“ULUSLARARASI HUKUK GÜÇTÜR”

“Uluslararası hukuk, güçtür” diyen Avukat Cavit Tatlı ise, ABD’nin benzer bir durumda nasıl tavır alacağını şu ifadelerle anlattı: “YPG Güney Amerika’da ABD aleyhine faaliyet gösteren bir örgüt olsaydı, Türkiye de bu örgütün temsilcileriyle görüşmek için ‘özel temsilci’ atasaydı, o zaman uluslararası hukukun ne olduğunu, BM’nin Türkiye aleyhine ne kadar hızlı kararlar aldığını görürdük. Yaptırımlar gelirdi. Özel hukuktan doğan hakları bir kenara bırakılırdı. Maalesef ABD’li temsilcinin bu tavrı demokrasi olarak değerlendirilir ve uluslararası hukuk da hiçbir şey yapmaz.”

“Türkiye’nin yaptırım hakkı var”
“Egemen devletler kendi kararlarını vermek ve uygulamak zorundalar” diyen Tatlı, Türkiye’nin bu konuda adım atması gerektiğini belirtti. Tatlı, Egemen ülkelerin kendi kararlarını uygulayabildikleri oranda uluslararası etkin olacağına dikkat çekerek “Türkiye olan terör konusunda böyle bir girişimin gayrı hukuki olduğunu önce uluslararası platformlarda dile getirmeli ancak bunu orada bırakmamalı” dedi. Türkiye’nin elindeki argümanları ortaya koyarak bu konuda da adımlar atması gerektiğine vurgu yapan Tatlı, “ABD’nin PKK ile görüşen temsilcilerine yönelik terör soruşturması başlatabileceğini, Türkiye’ye giriş-çıkış yasağı konuşabileceğini, Türkiye üzerinden özel uçuşlarının yasaklanabileceğini” hatırlattı. Tatlı, alternatif yaptırımların da masaya gelmesi gerektiğini söyledi.
Editör: TE Bilisim