Yemen Savaşı yedinci yıldönümüne girerken ülke içinde ve Suudi Arabistan sınırında birçok cephede şiddetli çatışmalar devam ediyor. Kazananın olmadığı savaşta vefat eden yalnızca siviller oldu. Askeri, siyasi ya da ekonomik herhangi bir gelişme göstermekten öte şehirlerarası yolların bile yıkıldığı Yemen'de savaş mağdurları el-Cezire'ye konuştu. 

“EKMEK YAPMAK İÇİN UN BULAMIYORUZ”

Fırında çalışan 45 yaşındaki Abdülcelal Naci, çalıştığı işin ailesini geçindirmek için yeterli olmadığını söylüyor. Ailesiyle birlikte temel ihtiyaçlarını yardım kuruluşlarından karşılayan Abdülcelal, savaştan önce kazancının yeterli olduğunu ifade ederek şöyle söyledi:

''Ülkede herkes yaşamak için yardım kuruluşlarına ihtiyaç duyuyor. Çocuk sahibi olan çoğu aile çocuklarına ekmek alamıyor. Un bulamayıp ekmek yapamadığımız günlerimiz de oldu. Sonuç olarak diğer birçok Yemenli gibi insani yardıma muhtacım. Yardım kuruluşlarının desteğiyle ayakta kalıyoruz bunu kimse inkar edemez. Fakat kendi paramızı kazanıp evimize ekmek götürmek istiyoruz. Çocuklarımız için geleceğimiz olsun istiyoruz.'' 

''ANNENİZİN AÇ OLDUĞUNU GÖRMEK ÇOK ZOR''

Yemen Savaşı başladığında henüz 10 yaşında olan ve mühendis olmayı hayal eden Macid Muhammed, savaştan önce okula gittiğini fakat sonrasında çalışmak zorunda kaldığını söyledi. Babasının savaş sonucu meydana gelenkayıplar nedeniyle psikolojik bir travma geçirdiğini belirten Macid, savaşın hayatındaki izlerini şöyle anlattı:

''Savaş başladığında Taiz şehrindeydim ve dördüncü sınıftaydım. Dört kardeşimle birlikte okula gidiyordum sonra her yer bombalandı ve okula gideceğimiz bir yol bile kalmadı, evlerimize kaçmak zorunda kaldık. Hep okulumu tamamlamayı ve mühendis olmayı hayal ederdim ama 2015'ten beri sadece hayatta kalmaya çalışıyoruz. Babam savaş yüzünden psikolojik bir travma geçirdi. Bize yiyecek getirecek, temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak kimse yok. Annenizin ve kardeşlerinizin aç olduğunu gördüğünüzde ve yadım edemediğinizde bunun ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz. O yüzden bazen çalışmak daha iyidir.''

''ÇADIRDA YAŞAYACAĞIMIZI HİÇ DÜŞÜNMEZDİK''

Dört çocuk annesi olan Safiye Said, savaş nedeniyle evini kaybetti ve şimdi çocuklarıyla beraber çatışmadan kaçtıkları çadırda yaşıyor. Savaştan önce ailesiyle, akrabalarıyla ve komşularıyla birlikte doğduğu mahallede yaşadığını anlatan Safiye, savaşın onları kampa muhtaç duruma düşürdüğünü ifade etti ve şöyle dedi:

''Güvenlik ve yemek bizim için öncelik haline geldi. Bizi ne yağmurdan ne de soğuk havadan koruyamayan plastik örtülerin altında uyumak zorundayız. Savaştan önce birlikte büyüdüğümüz aileme, akrabalarıma ve komşularıma yakın evimizde güzel bir hayat yaşıyorduk. Ancak şimdi kampta tanıştığımız yeni insanlarla bu çadırda yaşamaya çalışıyoruz. Evimiz eskiden birkaç odadan oluşuyordu. Bu çadır ise tüm aile için bir oda. Bu savaş bizi iyi barınak dahil her şeyden mahrum etti. Hayatımızı kötüden daha kötüye çevirdi. Çadırda yaşayacağımızı hiç düşünmezdik ama yaşamak zorundayız. Bu çadırda mutfak yok, banyo yok. Hasta bir dul olduğum için tek düşündüğüm çocuklarıma yardım etmek ve tedaviye erişmek.''

Oldukça zor şartlar altında insanların hayat sürdürmeye çalıştığı Yemen, Birleşmiş Milletler tarafından dünya üzerindeki insani krizin yaşandığı en kötü yer olarak biliniyor.

Editör: TE Bilisim