Dünyanın en büyük örgütlü terör yapısı olan Amerika Birleşik Devletleri’nde ülke içinde yaşanan silahlı saldırılar arttı. Son 1 ayda yaşanan silahlı saldırılarda 75 kişi öldü. “Öldürmenin” bu kadar basit olduğu bir ülkenin “dünyanın jandarması rolüne bürünmesi” ise ayrı bir ironi olarak tarihe not düşüldü.

Şiddet üzerine kurulu bir topluluk olan ABD’de silahlı saldırılardaki artış dikkat çekiyor. Amerika kıtasına “işgalci” olarak yerleşen ‘Beyazlar’ önce Kızılderililere soykırım uyguladı. Ardından “Kuzey-Güney” adı verilen eyaletler arası savaşta yaklaşık 700 bin kişinin ölümüne sebep oldu. Kölelik kalksa da siyahilere ve beyaz olmayanlara yönelik şiddetin kesilmediği ABD’de son birkaç ayda şiddetin dozu arttı.

4 AYDA 150 SALDIRI

2021 başından bu yana 150’ye yakın toplu silahlı saldırının (saldırgan hariç en az 4 kişinin vurulduğu silahlı saldırılar) rapor edildiği ABD’de son 1 aylık süre içinde 45 toplu silahlı saldırı yaşandığı kayda geçti. Bu saldırılarda en az 75 kişi ölürken, 100’den fazla kişi de yaralandı. ABD’de silahlı saldırılarla ilgili olayları takip edip derleyen “Silahlı Şiddet Arşivi” (GVA) adlı kuruluşun verileri, yeni tip koronavirüs ( Kovid-19) salgınına rağmen ülkedeki silahlı saldırıların hız kesmediğini ortaya koydu.

2020’DE 41 BIN KIŞI ÖLDÜ

2020 yılında ateşli silahlar sebebiyle 41 bin kişinin öldüğü ülkede, ateşli silah kaynaklı ölümlerde 40 yılın zirvesine çıkıldı. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) tarafından hazırlanan rapora göre ise, 2015’ten beri sadece aşırı sağcıların gerçekleştirdiği saldırılarda 91 kişi öldü. Aşırı solcular tarafından gerçekleştirilen saldırılarda ise 19 kişi öldü.

*** 

18 BİN ÇOCUK NEREDE?

"Medeni" Avrupa, kendisine sığınan 18 bin çocuğun akıbetinden habersiz.

Belçika gazeteleri De Standaard ve Knack’in Lost in Europe adlı araştırmacı gazetecilik kuruluşuyla yaptığı çalışmaya göre, 2018 itibaren yanlarında yakınları olmadan Avrupa’ya gelen çocuk yaştaki 18 bin 292 çocuktan haber alınamıyor. Lost in Europe’un resmi dairelerden aldığı sayılara göre İtalya’da 5 bin 775, Belçika’da 2 bin 642, Yunanistan’da 2 bin 118, İspanya’da 1889, İsviçre’de 944 kaytmanya’da Federal Emniyet Teşkilatı’nın verdiği bilgilere göre 2018-2020 yılları arasında bir yetişkinin refakatinde olmayan 7 bin 806 çocuk kayıp olarak bildirildi. Kayıp çocukların organize suç örgütleri tarafından kullanılmış olabileceği veya zorla çalıştırıldıkları tahmin ediliyor.

ÇOĞU KAYIT ALTINA ALINMADI

Bu çocukların çoğunun Fas, Cezayir, Eritre, Gine ve Afganistan’dan geldiği belirtildi. Romanya ve Fransa gibi bazı ülkelerde bu tür kayıp vakalarının kayıt altına alınmadığı için sayının aslında çok daha fazla olabileceği kaydedildi. Bazı çocukların Avrupa içinde ülke değiştirdiği, gittikleri ülkede de ortadan kaybolduğu ve böylece birkaç kez kayıp olarak kaydedildikleri bildirildi. Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson’un çocukların ortadan kaybolması nedeniyle “büyük endişe” içinde olduklarını söylediği ancak AB Komisyonunun sorumluluğu üye ülkelere yüklediği aktarıldı. Avrupa polis teşkilatı Europol, 2016’da en az 10 bin göçmen çocuğun kayıp olduğunu bildirmişti.

*** 

BİR İNSANLIK DIŞI UYGULAMA DAHA!

Yunanistan kolluk güçlerinin mültecilerin üzerine benzin döktüğü görüntüler daha önce yaşanan botların bıçaklandığı, gerçek mermiyle göçmenlerin vurulduğu, sınırda öldüresiye dayak ve işkence olaylarını hatırlattı.

Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, İzmir’in Çeşme ilçesinde devriye gezen sahil güvenlik botu, Yunanistan tarafındaki düzensiz göçmen botunun, Türk kara sularına geri itildiğini tespit etti.

Yunanistan Sahil Güvenlik unsurunun, yapılan tüm uyarılara rağmen botu Türk kara sularına geri itmesi üzerine, Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, 41 düzensiz göçmeni kurtararak, Çeşme Limanı’na getirdi. Bacağında yanık tespit edilen bir düzensiz göçmen, 112 Acil Servis personeline teslim edildi.

Yunanistan kolluk güçlerinin mültecilerin üzerine benzin döktüğü görüntüleri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından paylaştı.

PLASTİK BOTA ATEŞ AÇILDI

Bu durumun bir katliam olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, görüntüyü şu notla paylaştı: “Yunanistan kolluk güçlerinin insanların üzerine benzin dökerek yakmaya kalkışması, Avrupa’nın gözcülüğünde katliam yapmaktır. Avrupa, Yunanistan’ı şımartmaya ve olanlara sessiz kalmaya devam ettikçe tarihe, bu kötülüğün azmettiricisi olarak geçecektir.”

Yaşanan olay yürekleri sızlatırken, mültecilere denizin ortasında her türlü insanlık dışı muameleyi gerçekleştiren Yunanistan kolluk güçlerinin ilk vukuatı değil. Aynı kolluk güçleri daha önce mültecileri taşıyan tekne ve botları ateş açmış ya da bıçaklamıştı.

2 Mart’ta yaşanan bir olayda, Yunan Sahil Güvenlik tekneleri durdurulan mültecilere ateş açmıştı. Olay anları kameralar tarafından kaydedildi. 6 metrelik lastik bot ile Muğla’nın Bodrum ilçesinden denize açılarak Yunanistan’a geçmeye çalışan mülteciler, Yunan sahil güvenliğince durduruldu. Mültecileri ikna edemeyen Yunan sahil güvenliği mültecilerin botuna ateş açtı. Göçmenlerin botunu batırma tehdidinde bulunan sahil güvenliğine iki sahil güvenlik helikopterinin havadan eşlik etmesi ise, göçmenlere hem denizden hem havadan insanlık dışı muamele dedirtmişti.

Denizlerde petrol türevi sızıntıyı önlemek için kullanılan bariyerleri mültecilere karşı kullanma kararı alan Yunanistan, sınır kapılarında ise yüksek tel örgü kullanamaya başlamıştı. Meriç Nehri boyunca çekilen tel örgülerin ardından Yunan askeri nöbet tutmaya başlamıştı.

PAKİSTANLI GÖÇMEN ÖLDÜRÜLDÜ

Ege’de bebeklerin boğulmasına yol açan Yunanistan güvenlik güçlerinin acımasız hareketleri saymakla bitmiyor. Yine 2 Mayıs 2019’da yaşanan bir olayda iki düzensiz göçmen Yunanistan sınırında yarı çıplak bir şekilde darp edilmiş halde bulunmuştu. Göçmenler, Yunan sınır güvenlik güçlerinin kendilerini dövdüğünü, paralarını ve elbiselerini alarak, zorla Türkiye’ye gönderildiklerini söylemişti.

Ayrıca 4 Mart 2020’de yaşanan bir olayda Pakistan uyruklu bir göçmen, gerçek mermiyle sınırda vurularak öldürülürken, aynı olaydan bir gün önce göçmenlerden 2’si bıçaklama, 6’sı Yunanistan’ın sınırdaki unsurlarının gerçek ve plastik mermileri kullanmasıyla yaralanmıştı.

TAMPON BÖLGEDE YAŞAM MÜCADELESİ

Daha önce Türkiye’nin Avrupa’ya giden göçmenleri durdurmama kararı almasıyla Edirne sınırı hareketlenmişti. Yunan polisinin insanlık dışı uygulamaları korkunç görüntülerin oluşmasına neden olmuştu. Yunanistan polisi göçmenlere göz yaşartıcı gaz kullanırken, otomatik tüfeklerle de ateş açmıştı. Sınırda set oluşturulunca Avrupa’ya geçemeyen göçmenler, iki ülke arasındaki tampon bölgede kalmıştı. Olaylar Türkiye-Yunanistan arasında mülteci krizinin yaşanmasına neden olmuştu.

Editör: TE Bilisim