Durim Abazi – Sümeyye Aksu

Milli ve manevi değerlerinden koparılan toplumları uçuruma iten seküler yaşam biçimlerine karşı alınması gereken tedbirleri alanında uzman isimlere sorduk. İnsanlığı tek tipleştiren yabancı kültürel etkinin bugün evlerin içine girdiğine dikkati çeken Yazar Taha Kılınç, eğitim seviyesindeki düşüşün kötüye gidişi hızlandırdığına vurgu yaptı.

5 MADDEDE DERDİMİZ

Taha Kılınç, bugün özellikle gençliğin ruhunu esir alan akımlarım kendine yol bulduğu boşlukları sıraladı. Kılıç, “İlki, teknolojinin ve iletişim imkânlarının ilerlemesiyle, yabancı kültürlerin tesirlerinin evlerimizin içine kadar girmesi. İkincisi, eğitim seviyemizdeki kalitesizlikle eş zamanlı olarak derinlikli okuma alışkanlıklarının kaybolması. Üçüncüsü, idealist insanların azalması ve toplumun genelinin daha fazla kazanmaya ve haram-helal demeden cebini doldurmaya odaklanması. Dördüncüsü, toplumun önünde görünen bazı Müslüman şahsiyetlerin kişisel hatalarının genellenmesi suretiyle, faturanın İslâm’a ve İslâm kültürüne çıkarılması. Ve nihayet beşincisi de özellikle ekonomik imkânların artmasıyla birlikte şükür ve tevekkül gibi kavramların hayatlarımızdan çekilmesi; materyalist bir mantığın zihinlere hâkim olması” tespitlerini yaptı.

“HERKES ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPACAK”

Tüm bu problemlerin çözümü, kâğıt üzerinde çok kolay, ancak uygulamada büyük zorluklarla karşılaşacağına dikkati çeken Kılınç, “Yine de yılmayacağız. Kendimizden ve en yakın çevremizden başlayarak, güzel örneklikleri oluşturmak ve çoğaltmak için elimizden geleni yapacağız. Bu işin başka bir çaresini göremiyorum doğrusu. Bizim bugün yapamadığımız ve güç yetiremediğimiz bazı şeyleri, bizden sonra gelenler tamamlayacaktır diye inanıyorum ben. Ama bunun şartı da, bugünün vazifelerini iyi yapmak, bizden sonrakilere iş yükü bırakmamak” diye konuştu.

 “GENÇLERE DOKUNAN PROJELER”

Türkiye İmam Hatipler Birliği Başkanı Muhammed Samet Akkaya gençliğin tamamını kapsayan bir yozlaşmanın olduğunu söyleyerek sayıları tahminimizden daha fazla olan milli ve manevi değerlere sahip gençlere haksızlık edilmiş olacağını belirtti. Akkaya, “Her çağda olduğu gibi bu çağda da doğru yetişmeyen ve doğru olmayan işleri yapan gençlerimiz var evet ama buradaki suçlu o gençlerimizde değil, o gençlerimizin hayatlarına dokunmayan bizlerde. Eğer bir yerde bir eksik varsa, milli ve dini değerlerden habersiz yetişen bir nesil bulunuyorsa, burada suçu kendimizde aramamız lazım. En önemlisi de bizlerin, o gençlerin hayatlarına nasıl dokunabileceği üzerinde düşünmesi ve bununla ilgili bir program ve altyapı hazırlaması lazım” diye konuştu.

Sosyal medya eğitimi şart’

Samet Akkaya, Türkiye’nin de dahil olduğu tüm dünyada, teknolojiyle birlikte gelişen bir değişimin söz konusu olduğunu dikkati çekti. Akkaya, “Eskiden yaygın olan gecekondu kültüründe hepimizin malumu olan bir sıcak iletişim söz konusuydu” diyen Akkaya, Ancak teknoloji ile birlikte yeni çağda değişim gösteren sosyal hayat, insanları birbirlerine yabancılaştırıyor. Teknolojinin evlerimize girmesinden sonra gerek sosyal hayat gerekse aile yapısı tamamen yozlaşmış şekilde önümüze çıkıyor. Bununla beraber değişim ve bozulmalar gözükürken, yaşlılarımızın tabiriyle, ‘Nerede o eski neşeli günler?’ cümlesi sosyal hayatımızda vücut buluyor” dedi.

“MEDYAYI DOĞRU KULLANALIM”

Akkaya, teknoloji, iletişim araçları ve özellikle sosyal medyanın doğru kullanılması konusunda insanlar üzerinde ciddi bir tehdidin söz konusu olduğunu vurguladı. Akkaya, “Bundan sonraki yaşamlarımızda da sosyal medya ve iletişim araçları hayatımızın bir parçası olacağından, okullarımızda, özellikle lise ve üniversitelerimizde sosyal medyayı doğru kullanım ile ilgili dersler verilmesi atılacak ciddi adımlardan bir tanesi olabilir” diye konuştu.

 “ MÜFREDAT BİR MİLLETİN ŞAH DAMARIDIR”

Eğitimci-Yazar Tarık Sezai Kartepe ise ‘Kendi tarihinden bihaber hale gelmek’ sadece bu kuşağın değil, resmi tarih tezinden etkilenen tüm nesillerin sorunu olduğunu dikkati çekti. Kartepe, “Hâlâ Fulbright Anlaşması’nın yürürlükte olduğunu ve tüm eğitim politikalarına 1949 yılından beri ABD’nin yön verdiğini unutmayalım. Müfredat, bir milletin şah damarıdır. Kesilirse kısa süre sonra hayat sona erer. Gençlerin milli ve manevi değerlerinden uzaklaşmasında bir hatadan bahsedeceksek, yaratılıştan gelen hakları güçlü bir şekilde savunmayan yaşlı ve orta yaşlı kuşağın büyük vebali olduğunu düşünüyorum. İtiraf edelim ki bizler, gençlerimize, faizsiz üretimi ve çalışmayı önceleyen, hukukun üstün olduğu bir Türkiye bırakmadık” dedi.

“HURAFELERDEN UZAK DURMALIYIZ”

Sadece batı özentiliğin değil, doğu özentiliğinin de çok zararlı olduğunu vurgulayan Kartepe, “Dinden kopuş sadece gençlerin sorunu değil, her kesimde bu yaşanıyor. Çünkü din, pratik bir yaşam alanı bulamıyor. Her tarafın, zengini daha zengin fakiri daha fakir eden faiz sarmalıyla dolduğu, haksız vergilerin bizzat muhafazakarlar tarafından toplandığı bir çelişkiler dünyasında yaşıyoruz. Dinamik bir İslami hayatta samimi isek, işe peygamberlerin hayatını düzgün bir şekilde anlatmakla başlamalıyız. Masalımsı değil, yaşanmış hayatları öğrenmeli özümsemeli. Hurafelerden arındırılmış cami kürsülerine ihtiyaç var. Unutmayalım suya sabuna dokunmadan temizlik olmaz” diye konuştu.

“PEYGAMBER METODU TEK ÇÖZÜM”

“Gençlerimiz, anne babalarının sınırsızca zenginleştiğini, zekat vermediğini, gelir kaynaklarının hesabını vermediğini görünce ‘din bu ise…’ sonucuna varıyor. Oysa din bu değil” diyen Kartepe, “Din, geliri tabana yayan, şeffaf, hesap verebilen muhteşem bir anlayış. Kim olursa olsun zalime karşı, kim olursa olsun mazlumdan yana. Biz böyle bir dine iman ediyoruz. Örnek, doğru, iyi, güzel, faydalı, adil davranışları artırırsak, zararlar kendiliğinden ortadan kalkar. Yıkıcı değil yapıcı, kırıcı değil onarıcı bir Peygamber (sav) metodu tek çözüm!” şeklinde konuştu. Kartepe, “Diriliş Postası’na, diriliş çabasından dolayı müteşekkirim” dedi.

Editör: TE Bilisim