Hakan Çalışır / Analiz-Yorum

Kovid-19’dan en fazla etkilenen ülkelerden biri olan Kolombiya’da yaklaşık 80 bin kişi salgın sebebiyle öldü. Pandemi, ülkedeki gelir dağılımındaki eşitsizliği, işsizlik ve yoksulluğu yüzeye çıkardı. Ayrıca bu dönemde yolsuzluklarda da artış meydana geldi. Zaten geçtiğimiz yıl Eylül ayında benzeri protestolar meydana gelmişti. Ekonominin yüzde 7 küçülmesi ve halkın bundan direk etkilenmesi sokakları hareketlendirdi. Yoksulluğun yükü Kolombiya’da Kovid-19 korkusunu geçti.

Vergi reformu tepki çekti

Böyle bir ortamda Duque Hükümeti, geçen hafta yeni vergi reformu tasarısını gündeme getirdi. Tasarıya göre, yaklaşık 700 dolar maaş alan orta kesim ek olarak vergilendiriliyor, kurumlara ilave vergi artışı yapılıyor, bazı vergi muafiyetleri kaldırılıyor. Bu tasarının en fazla rahatsızlık meydana getiren maddesi ise gıda gibi en temel ihtiyaçlarda dolaylı vergilerin artırılmasıdır. Maliye Bakanı Alberto Carrasquilla, hedeflenen vergi gelirinin yüzde 73’ünün vatandaşlardan, kalanının ise şirketlerden geleceğini aktarmıştı. Zaten yoksullukla uzun yıllardan beri mücadele eden halkta bu tasarı büyük tepkiye yol açtı. İşsizliğin ve gelir dağılımındaki dengesizliğin yüksek olduğu ülkede mevcut olan şiddet potansiyeli böylelikle açığa çıktı. 

Halk sokaklarda

28 Nisan’da tasarının açıklanmasından sonra sendikaların bir araya gelmesiyle oluşturulan Ulusal Grev Komitesi grev kararı aldı. Öğrenciler ve diğer toplum kesimleri de işçilere destek olmak için meydanlara çıktı. Sendikaların başını çektiği protestolara orta sınıfların da katılmasıyla ülke geneline tepkiler yayıldı. Bu eylemler Kolombiya’da son 30 yıl içerisinde işçilerin öncülüğünü yaptığı en büyük grev ve karşı duruş olma özelliğini de taşır. Yoğun toplumsal tepkiler üzerine Kolombiya Hükümeti 2 Mayıs’ta vergi reformu tasarısından vazgeçtiğini açıkladı. İlaveten Maliye Bakanı Alberto Carrasquilla görevinden ayrıldı. Buna rağmen binlerce vatandaşın sokaklardaki eylemleri yatıştırılamadı. Hükümet karşıtı gösterilerle ilgili çözüm bulmak amacıyla bir araya gelen hükümet ile Ulusal Grev Komitesi arasındaki görüşmede ise anlaşma sağlanamadı.

Şiddet artıyor

Protesto gösterileri barışçıl şekilde başladı ve büyük oranda barışçıl şekilde devam etti. Çok az sayıdaki bazı eylemcilerin emniyet binalarına saldırmasıyla kontrolden çıkan çatışmalar polisin orantısız müdahalesiyle bastırılmak istendi. Şimdilerde protestolar kırsal bölgelere de yayıldı. Güvenlik güçlerinin orantısız müdahalesi sonucunda bilanço çok ağırlaştı. Ölü ve yaralı sayısı konusunda hükümet ve STK’lar farklı rakamlar açıkladı. Kolombiya Ombudsman Ofisi 42 ölü, 500’ü polis 900 yaralı, 548 kayıp olduğunu bildirdi. Resmi verilere göre 900 kişi de gözaltına alındı. STK’lar ise 62 ölü, 2 bin yaralı, 380 kayıp vakası bildirdi. STK’lara göre en az 2 bin kişi de gözaltına alındı.  Polisin ateş açması sonucu göstericilerin öldüğü olaylar üzerine BM, AB, ABD ve Uluslararası Af Örgütü’nden kınama mesajları yayınlandı.

Sokaklar yeniden hareketlendi

Kolombiya'da hükümet karşıtı gösterilerle ilgili çözüm bulmak amacıyla bir araya gelen hükümet ile Ulusal Grev Komitesi arasındaki görüşmede anlaşma sağlanamaması nedeniyle sokaklar yeniden hareketlendi. Ulusal Grev Komitesinin çağrısı üzerine başta başkent Bogota olmak üzere Medelllin, Cali, Baranquilla, Popayan gibi birçok kentte bir araya gelen binlerce kişi Devlet Başkanı Ivan Duque hükümetini bir kez daha protesto etti. Hükümet ile müzakereler sonuç verene kadar genel grevin süreceğine işaret eden Ulusal İşsizlik Komitesi üyesi Diogenes Orjuela, "Toplumsal protesto hakkı verilmediği sürece sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Çünkü son 15 günde, halkın nasıl dövüldüğü ve kötü muamele gördüğüne herkes şahit oldu." ifadesini kullandı.

Dünyadan tepkiler yağdı

Polisin ateş açması sonucu göstericilerin hayatını kaybettiği olaylar üzerine BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Marta Hurtado, polisin vergi reformlarını protesto eden göstericilere ateş açtığı, bundan dolayı çok sayıda insanın öldürüldüğü ve yaralandığı gelişmelerden derin endişe duyduğunu aktarmıştır. Aynı şekilde Avrupa Birliği Kolombiya Yüksek Temsilcisi Borrell, bu tip protesto gösterilerine karşı orantısız güç kullanımının durdurulması gerektiğini söyledi.  ABD’li yetkililer ise can kaybını önlemek için güvenlik güçlerinin en üst düzeyde kısıtlanması gerektiğini aktardılar. Diğer taraftan güvenlik güçlerinin kontrolsüz müdahalelerde bulunduğu, bu durumun ölü ve yaralıların bilançosunu artırdığı vurgulanmıştır. Uluslararası Af Örgütü, askeri müdahaleyi ve gösterilere polis tarafından uygulanan baskıyı kınadı. Halklar da tepkilerini iletti. Örneğin Kolombiya’nın Berlin Büyükelçiliği önünde kalabalık protesto gösterileri yapıldı ve polis şiddetinin durdurulması istendi.

Editör: TE Bilisim