Muhammed Şimşek / Analiz-Yorum

Hedef aldığı ülkeleri türlü ayak oyunlarıyla uluslararası hukuku by-pas ederek cendereye almakta oldukça mahir olan ABD, 17/25 Aralık'ta gerçekleştirmeye çalıştığı yargı darbesinin bir başka versiyonuyla karşımızda. Daha önce Rıza Zarrap üzerinden Türkiye'nin kara para akladığını ve ambargoyu delerek İran’dan petrol satın aldığını ileri süren ABD bir dizi yaptırım kararları aldı. Ancak o tarihte Türkiye'ye boyun eğdiremediği gibi İran'dan ham petrol alarak ambargoyu asıl delenin ABD olduğu ortaya çıktı. Dahası Zarrap'ı kendi tarafına çekerek Türkiye'yi uluslararası hukuk tiyatrosu sergileyerek mahkûm etme planı da zaman içinde suya düştü.

ZİHİNLERİ ZEHİRLİYORLAR

Bugün Türkiye üzerinde bir başka yöntemle ameliyat yapmaya çalışan ABD'nin elinde daha önce Venezuela üzerinde kullandığı ve Demokles’in Kılıcı’na döndürdükleri uyuşturucuya ilişkin kara propaganda var. Hatırlanacağı üzere dünyanın en zengin madenlerine sahip Venezuela'nın altın potansiyeline el koymak için operasyon çeken ABD, Maduro hükümetin uluslararası uyuşturucu ticareti yapmakla suçlamıştı. Bugün Sedat Peker'in dillendirdiği uluslararası uyuşturucu ticareti iddiaları, Amerika’nın uyuşturucu dairesinin senaryosu olduğunu açık ediyor.

HEP AYNI TAKTİK

Yakın zamanda sosyal medya ağları ve internet mecraları üzerinde inşa edilen yabancı medya devlerine ait yayınlar Türkiye'de beşinci kol faaliyetine girişti. Sedat Peker üzerinden devreye alınan kara propagandaya zemin oluşturan bu faaliyetlerin benzerine 2015'te Rusya Devlet Başkanı Putin'i hedef alan operasyonlarda rastladık. Bugün en az Rusya kadar ABD'nin hışmına uğrayan Türkiye'de aynı taktiklerin kullanıldığını görüyoruz. Özellikle toplumun hükümete ve siyasete bakışını zehirleyemeye çalışan operasyonda kullanılan figürler ve video içerikleri ciddi benzerlikler taşıyor. O tarihte gerçekleştirilen operasyonların ana hedefi de Rus halkının Putin'e verdiği tepki noktasına götürerek Erdoğan hükümetini köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Batı'ya yakın pozisyonda duran Levada Center’a ait araştırmada “Putin her şeyi kontrolüne almak isteyen biri. Bu nedenle iyi şeylerin olduğu kadar kötü şeylerin sorumluluğu da onda” yorumları yapılmıştı. Sistematik yayınlarla ülkede kamuoyu oluşturanlar bir sonraki adımda katılımcılarının yüzde 80'inin yolsuzluklardan Putin'i sorumlu tuttukları sonucuna varan anketler yayınladı.

HEDEF YENİ TÜRKİYE

Bugün Türkiye'ye yönelik operasyonun nihai hedefi de 2023 seçimlerine giderken Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun şahsında Türkiye'nin her alanda ortaya koyduğu 2053 ve 2071 vizyonu olduğunu çok rahat söyleyebiliriz. Artık karşılarında boyun eğmeyen ve her istediklerin alamadıkları Türkiye'den rahatsız olan ABD'nin konsolide ettiği Batılı egemenler Erdoğan hükümetini kirli yöntemlerle al aşağı etmeye çalışıyor. Seçim öncesi vaadinde bu durumu açıkça ifade eden Biden, Erdoğan hükümetini devirmek için HDP'ye ve muhalefete destek vereceğini işaret etmişti. Bugün Peker'in speaker olarak kullanıldığı Dubai merkezli operasyonda muhalefetinde iddialar üzerinde tepindiğini görebiliyoruz. Ancak her şeye rağmen Rusya'da başarılı olamayan ABD ve yerel işbirlikçilerinin Türkiye'de başarı şanslarının daha az olduğunu söyleyebiliriz. Böyle olsa bile ne devlet aklının ne siyasilerin ne de halkın tedbirli davranarak kara propagandaya pabuç bırakmaması gerekiyor.

Editör: TE Bilisim