Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Federal bir çatı altında Kıbrıs'ın tümünün Avrupa Birliği'ne alınması bir bakıma o yol, Türkiye ile bağlarımızın kopartılmasıdır. Biz asla Türkiye ile bağlarımızın kopartılmasına izin vermeyiz." dedi.

Temaslarda bulunmak üzere Elazığ'a gelen Tatar, yerel Kanal 23 ve Kanal Fırat televizyonlarını ziyaret ederek programlara konuk oldu.

Tarihi Harput Mahallesi Okumaevi'nde de Final Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyeleriyle bir araya gelen Tatar, görüşme öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Elazığ'da bulunduğu için mutlu olduğunu söyledi.

Tatar, KKTC'den Elazığ Valisi'ne, milletvekillerine, Belediye Başkanı'na, tüm Elazığ halkına sevgi ve saygılarını getirdiğini belirtti.

1963 yılında "Kanlı Noel" olarak tarihe geçen hadisede, o zaman tabip binbaşı olarak Kıbrıs'ta görev yapmakta olan Nihat İlhan'ın, eşi ve üç çocuğunun hunharca evlerinde katledildiklerini hatırlatan Tatar şöyle konuştu:

"Aramızda çok önemli gönül bağları vardır. Bu ziyaretimin sebebi Nihat İlhan'ın oğlu Prof. Dr. Mustafa İlhan başbakan olduğum zamanda beni ziyaret etmiş, ben de kendisini Elazığ'da ziyaret etmek istedim. O babanın ilk eşi Mürüvvet Hanım ve evlatları Hasan, Kutsi ve Murat'ın kabirlerini ziyaret etmek istiyorum. Pandemi dolayısıyla biraz geciktim ama şimdi Allah nasip etti ve cumhurbaşkanı olarak geldim."

KKTC Cumhurbaşkanı olarak ortak yaşanan birtakım yaşadıkları olaylar dolayısıyla Elazığ ile gönül ve kader birliğinin bulunduğunu dile getiren Tatar, bu acıları da hep yüreğinde paylaşmak istediğini belirtti.

Şehitlere rahmet dileyen Tatar onları hiçbir zaman unutmadıklarını, unutmayacaklarını anlattı.

Tatar şöyle dedi:

"O 3 çocuk, o şehitler benim yaşlarımdaydılar. Katledildiler. Kıbrıs'ta yaşanan o olayları hiçbir zaman Türk ulusu, Türk milleti unutmamalıdır. Çünkü Kıbrıs'ın bir Yunan adası yapılması için her türlüsü yapılmıştı. Ama hamdolsun biz Türkiye'nin desteğiyle biz orada direndik. Direnmeye de devam ediyoruz. O bakımdan vefa örneği, 20 Temmuz'un arifesinde, Kurban Bayram'ının ilk günüdür. KKTC'de her yıl kutladığımız Kıbrıs Barış Harekatı'nın 47. yıl dönümüdür. 20 Temmuz'a 3 haftalık zaman kaldı."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük bir heyetle KKTC'yi ziyaret edeceğini hatırlatan Tatar mesajların verileceğini belirtti.

Temmuzun ilk haftasında, 20 Temmuz'un arifesinde Elazığ'ı ziyaret etmek istediğini dile getiren Tatar şöyle devam etti:

"Bu ortak gönül birliğimizi Türk ulusuyla, milletiyle ve bütün dünyayla paylaşmak ve bu şekilde bir gönül birliği içerisinde bütün bunları buradan paylaşabilmek, bu duyguları yaşayabilmek, İlhan ailesinin acılarını ve bizim acılarımızı tekrar hatırlayabilmek. Ona göre Kıbrıs'ta verilen mücadelenin ne kadar kutsal ve değerli olduğunu bir kez daha bütün dünyayla Türkiye ile paylaşmak, bu anlamlı yerden tarihi yerden Elazığ'ımızdan vereceğimiz mesajı fevkalade önemli olduğuna inandım."

Bu duygularla Elazığ'da bulunduğunu aktaran Tatar, Elazığ'da birçok iş insanı ve öğrencinin KKTC'de yaşamlarını sürdürdüğünü, onları da selamladığını söyledi.

"Türkiye ile bağlarımızın kopartılmasına izin vermeyiz"

Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Zaten aynı milletin evlatlarıyız. Hepimizin ortak temennisi ve yüreği güçlü bir Türk ulusu ve Türk milleti ve KKTC güvenlik içerisinde yaşayan bir Kıbrıs Türk halkı, çünkü 1071'de Malazgirt Savaşları, Selçukluların ve daha sonra Osmanlıların Anadolu'ya geçişi, 1453'te İstanbul'un fethi, 1571'de de 70 bine yakın şehit verilerek bir yıl süren savaşlar var. Kıbrıs'ın fethi 2. Selim ve Osmanlı tarihinde o günden beridir Kıbrıs'ta bir mücadele verilmektedir. Yunanlılara ve İngilizlere karşı, ama neticede bizim orada bir devletimiz vardır."

"Kıbrıslı Türkler her zaman Türkiye ile beraber olmuştur"

Cumhurbaşkanı seçilmesiyle yeni bir siyaset oluştuğunu ve geliştiğini kaydeden Tatar, "O vizyonda Kıbrıs'ta yan yana yaşayan iki bağımsız devletin iş birliğiyle ancak bir anlaşma olabileceği, çünkü bugün Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliğindedir. Ama Türkiye Avrupa Birliği'nde değil. Kıbrıslı Türkler her zaman Türkiye ile beraber olmuştur. Dolayısıyla federal bir çatı altında Kıbrıs'ın tümünün Avrupa Birliği'ne alınması bir bakıma o yol, Türkiye ile bağlarımızın kopartılmasıdır. Biz asla Türkiye ile bağlarımızın kopartılmasına izin vermeyiz." ifadesini kullandı.

Oradaki güvenlik ve geleceklerinin Türkiye devletiyle birlikte oluşturacakları siyasete bağlı olduğuna dikkati çeken Tatar, aralarındaki bağların, köprülerin, siyasi, ekonomik, kültürel ve her türlüsüyle daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Doğu Akdeniz'deki olaylar, değişen konjonktür, enerji kaynakları bağlamında, stratejik ve hava sahasında hem göklerde zaten bunların ne kadar önemli olduğunu her gün tekrar halklarımızla paylaşıyoruz. Her türlüsüyle o bölgede güçlenmekteyiz. Dolayısıyla öyle bir tehlikeli oyuna hiçbir zaman gelmeyiz, gelmeyeceğiz. O bakımdan Kıbrıs'ta adalet, eşitlik, Kıbrıs'ın gerçeklerine göre siyasi bir anlaşma istiyoruz. Kıbrıs'ın gerçeği de şu anda zaten 60 yıldan beridir şehitlerimizin şehit edilişlerinden 60 yıl bir zaman geçmiştir. 60 yılda Kıbrıs Türk Devleti, KKTC olarak vardır, var olacaktır. Çünkü egemenliğimizdir, bizim geleceğimizi güvence altına alacak olan, egemenliğimiz Türkiye Cumhuriyeti ile her türlü şu anda var olan anlaşmalar ve birtakım yakınlıklar devam edecektir.

Su projesinden sonra başka türlü büyük projelerde de KKTC'nin desteklenmesi ve daha büyük güçlü bir devlet haline gelmesi zaten Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir öngörüsü, temennisi ve dileğidir. Çünkü ulusal çıkarlarımıza baktığımızda bu tartışmaların içerisinde Doğu Akdeniz'in herkesin pozisyon almaya çalıştığı bu önemli bölgede bizim Türkiye ile iş birliğinde ulusal duruşumuzun, gücümüzün muhafaza edilmesi ve daha da güçlendirilmesi bu siyasete bağlıdır."

Başkalarının oyununa gelmemek lazım

"Dolayısıyla Kıbrıs'ta iki ayrı devleti savunuyoruz. Federasyon geçmişte kalmıştır. O defter kapanmıştır. Bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da söylemişti." diyen Tatar, pozisyon ve anlayışın bu olduğuna işaret etti.

Bu şekilde meseleyi ulusal çıkarları kapsamında değerlendirdiklerini dile getiren Tatar, ona göre başkalarının oyununa gelmemek gerektiğini vurguladı.

Öyle bir oyuna asla ne Türk milleti ve ulusu ne de Kıbrıs Türkü'nün gelmeyeceğini belirten Tatar, Elazığ'dan bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk halkının bir kader ve gönül birliğinin, tarihten gelen hakları ve çıkarları olduğu mesajını verdiğini ifade etti.

Gelecekte herhalde daha güçlü, Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarımızı korunması için bu anlayışın daha da köklenmesi gerektiğini kaydeden Tatar onun için mücadele ettiklerini ve çalıştıklarını bildirdi.

İlhan ailesinin acısını paylaşmak için Elazığ'da bulunduğunu dile getiren Tatar şöyle devam etti:

"Vefalı bir insan, vefalı bir halk, hiçbir zaman unutulmaz, Türkiye çok bedeller ödemiştir. Kıbrıs'ta şehitler vermiştir. İlhan ailesi onlardan biridir. Prof. Dr. Mustafa İlhan'ın daveti üzerine buradayım. Elazığ'dan bütün Türkiye Cumhuriyeti'ne ve KKTC'ye buradan verdiğimiz mesajın ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bütün dünya da bunu görsün. Kıbrıs'ta bir mücadele vardı. Türk mücadelesidir. KKTC'nin ilelebet yaşayabilme meselesidir. Çünkü biz bunu hak ediyoruz. Ayrı halk ayrı bir devlet ve arkamızda 85 milyon bugün, ileride 100 milyon güçlü bir Türkiye, Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarımızı korunması bakımından bu anlayış ve gönül birliğinin ilelebet sürmesi lazım. Dolayısıyla tüm Türkiye'ye bir kez daha şükranlarımı minnet duygularımı ifade etmek istiyorum."

Rum kesimindeki yangın

Bir gazetecinin Rum kesimindeki yangınla ilişkin sorusu üzerine Tatar, gelişmeyi üzüntüyle izlediklerini söyledi.

"Aynı adada yaşıyoruz. Böyle bir felaket, böyle bir yangın, biz de gerekli desteği vermeye hazırız dedim. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Bey ile dün görüştüm. 'Bir görüşme olursa helikopter gibi destekler de verilebilir mi?' dedim. 'Memnuniyetle.' dedi, sayın Fuat Oktay. Dolayısıyla o mesajı da ilettim, karşılığında daha bir cevap alamadım. İnşallah yangın söndürülmüştür." ifadesini kullanan Tatar, gerekeni yaptıklarını, çünkü insanlık ve medeniyetin bunu gerektirdiğini dile getirdi.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:

"Telefon açtık, konuştuk. Dolayısıyla Kıbrıs'ta iki eşit devlet iş birliğine varız. Onun için müzakere yoluyla anlaşmanın herkes için iyi olacağını hem Kıbrıs'taki Türk ve Rumlar için hem de bölgesel olarak Doğu Akdeniz'deki dengelerin oluşması bakımından Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerginliklerin ve tansiyonun azalması için de orada bir anlaşma herkesin faydasına olacaktır. Ama hep onların dediği gibi hep onların hakimiyetinde Türkler bir azınlıktırlar, federasyon, Avrupa Birliği, Türkiye zaten orada yok, dolayısıyla yavaş yavaş Kıbrıs'ta orayı bir bütün almak ve Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkarmak hayaline asla müsaade etmemiz söz konusu değildir."

Cumhurbaşkanı Tatar'a, Vali Erkaya Yırık, AK Parti Milletvekili Zülfü Demirbağ, Metin Bulut ve Sermin Balık, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, İl Emniyet Müdürü Celal Sel de eşlik etti.

Editör: TE Bilisim