Sümeyye Aksu / Özel Haber - TÜRKIYE, 15 Temmuz 2016’da gerçekleştiren darbe girişiminin yaşandığı gecenin yaralarını sarmaya çalışırken, tankların önüne yatan, mermilere kendini siper eden gaziler, gördüklerini anlatmaya devam ediyor ve anlattıklarıyla, o kara gecede yaşanan dehşeti gözler önüne seriyor. 15 Temmuz gecesinin tanıklarına, neler yaşadıklarının yanı sıra, o anki hislerini ve ölümü göze alarak, mermilerin tankların önüne nasıl atladıklarını sorduk. 15 Temmuz Gazilerinden Mehmet Onay, Erol Bulut, Erdal Aras, Serdar Bektaş ölümle karşı karşıya kaldığı anları Diriliş Postası’na anlattı.

DARBE AMACINA ULAŞAMAMIŞTIR

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğünün önünde darbeci askerlerin açtığı ateşle yaralanan ve gazilik onuruna erişen Eski İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın koruma amiri Mehmet Onay, “15 Temmuz daha önce yaşanılan darbelerden farklı olarak darbe girişimi olarak kalmıştır. Polisin, vatandaşın ve askerin içerisinde bu darbeye karşı olan kahramanlar sayesinde darbe amacına ulaşamamıştır. Bugüne kadar yaşanmış en büyük ihanettir” dedi.

MÜCADELEDEN ZAFERLE ÇIKTIK

Darbe girişiminden ilk nasıl haberdar olduğunu anlatan Onay “15 Temmuz günü biz Vatan Cuddesi’nde Emniyet Müdürlüğü’nde idik ve Emniyet Müdürümüz toplantı yapıyordu. Ne yazık ki bizim darbe girişiminden haberimiz olmadı. Boğaz Köprüsü şimdiki adı ile 15 Temmuz Şahitler Köprüsü’ne vardığımız esnada bir grup askerin köprünün Anadolu istikametinden Avrupa istikametine geçişe kapattığını gördük. Sayın Müdürümüz Mustafa Çalışkan ve bizler bu terörist gruba yaptıklarının yanlış olduğunu defalarca anons ettik ama bize ateş ettiler. 34 şehit ve 399 yaralı ile köprüyü Allah’ın izni ile teslim etmedik ve mücadeleden zaferle çıktık” dedi.

TÜRKİYE’YE İNANCIM TAM

Ardahan Göle doğumlu Erdal Aras işgal gecesinin farkına vardığı o ilk anları şöyle anlatıyor: “Darbe söylentilerini duyduğum anda Kadıköy Koşuyolu’nda idim. O kadar kötü oldum ki anlatamam. Elim ayağım boşaldı. Hayırdır arkadaş ne darbesidir bu ülkede siyasi kriz yok, devleti yönetenler hiç durmadan çalışıyor. Darbe yapılacak ne bir ortam vardı ne de bir neden ve bizler de buna izin vermezdik ve vermeyecektik diye düşünüyorum.”

“ÜSTÜME DÜŞEN GÖREVİ YAPTIM”

Gazi Erdal Aras Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “inin meydanlara” seslenişiyle sokağa indiklerini ve üstüne düşen görevi yerine getirdiğini ifade etti. Aras vurulduğu anları ise “Saat 01.00 sularıydı ben teyzemin oğlu Caner abiyle beraber kalabalığın en önüne geçmiş hainlerin üstüne yürümeye başlamıştık. Yürürken de siz kimsiniz de kimin silahını, tankını, topunu bu ülkenin vatandaşına çeviriyorsunuz diye bağırıyorduk. Biz kalabalığın en önündeydik ve az bir mesafe kala cuntacılar toplu bir şekilde hedef gözetircesine ateş açtılar üzerimize. Sağımda solumda onlarca kişi olmasına rağmen tek bir adım bile geri adım atmadım aksine yürümeye devam ettim. Bizim için artık ölmek vardı. Dönmek yoktu. Tam da o sıralarda sağ kalçamdan bir sızı sonrasında da sıcak hissetmemle vurulduğumu anladım ve teyzemin oğluna vuruldum diye bağırıp yere yıkılmam bir oldu” diye anlattı.

“VATAN İÇİN ŞEHİT VERMEYE RAZIYIZ”

15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut ise milletin birlik ruhuyla şaha katlığı o gecede yaşadıklarını dile getirdi. Bulut “15 Temmuz’da tabi çok büyük bir bedel ödedik vatan için değerdi. 251 şehit verdik 2790 gazimiz vardı ancak biz bu vatan için gerekirse 2500 değil yani değil gazi 250.000 şehit vermeye razıyız. Çünkü bu vatan kolay kazanılmadı. Her adımında her metrekaresinde şehit kanlarımız var tabi biz vatanımıza milletimize devletimize sahip çıktık elhamdülillah. Bundan dolayı da çok mutluyuz” diye konuştu.

“SARAÇHANEDE VURULDUM!”

Darbecilere karşı İstanbul’da geceden sabaha kadar ilçe ilçe dolaşan Bulut “Bir vatandaşımız vatan caddesine baskın yapıldığını söyleyince biz vatan caddesine indik. Vatan caddesinde bir dostumuzu Mehmet Güler abimizi şehit verdik. Sonra saat 02:30 gibi Saraçhane‘ye çıktım. Üç gibi de Saraçhanede ben vuruldum havuza düştüm daha sonra bayılmışım. Dört ameliyattan ve ortopedi bölümünde altı aylık bir süreçten sonra eve çekildim. Elhamdülillah bugün fizik tedavilerin falan devam ediyor ilaç tedavilerimiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.

“HİÇ GÖRÜŞEMEYECEKMİŞ GİBİ VEDALAŞTIK”

49 yaşındaki evli ve bir çocuk babası olan öğretmen Serdar Bektaş ise o gece ailesiyle nasıl helalleştiğini anlattı. Darbeyi TRT1 ekranındaki darbe anonsuyla öğrenen Bektaş “Bildiriden sonra çok etkilendim. Saçma sapan bir şeyler oluyor dedim. Hanımla bir daha hiç görüşemeyeceğiz düşüncesiyle hanımla, çocuğumla vedalaştık. Çocuğum üç yaşındaydı. Camın penceresini kapatın dedim. Enişteyle birlikte yola çıktık” şeklinde konuştu. Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne kadar giden Bektaş ve eniştesi burada hainlerin açtığı ateşle karşılaştı. Ayağına şarapnel isabet eden Bektaş, sabaha kadar darbecilere karşı verilen mücadeleye destek verdi. Bulut “Filmlerdeki gibi bir geceydi. İnanılmaz bir geceydi. Ben yaramın sonradan farkına vardım. Ayağım kanamış, şişmiş. O gece daha rahat ederim diye bot giymiştim. O şekilde bir müddet daha durduk. Ama gecenin ilerleyen saatlerinde İstanbul, Eskişehir’den durumlar düzeliyor diye haberler gelmeye başladı. En son Genelkurmay kalmıştı diye hatırlıyorum. Biz Binali Yıldırımın haberiyle her tarafın normalleştiğini öğrendik” dedi.

SABAH SAATLERİNDE TERÖRİSTLER ALINDI

Bektaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Sabah saatlerinde hain darbe girişimini düzenleyen o paşalar teslim alındı. Rütbeleri alındı. O gün teyzemlerdeydim onlar da hastaneye git dediler. Ben hafif yaralandığımı söyledim. Israr ettikleri için hastaneye gittim. Muayene oldum, doktor rapor tuttu. Polisler rapor tuttular.”

ŞARAPNEL PARÇASI İLE YAŞIYORUM

Tedavi sürecinizden bahsedebilir misiniz?

Ayağımda şarapnel parçası duruyor. Şarapnel parçası ile yaşıyorum. Doktorlar da durursa birşey olmayacağını söylüyor. Benimle benzer durumda arkadaşlarım var. Sadece ayağımda hafif bir çıkıntı var. Bu arada hafif yaralıyım.

O GECE ORADA OLAN HERKES GAZİ

Çevrenizde nasıl tepkiler ile karşılaşıyorsunuz?

Şimdiye kadar hiç kimseye kardeşim sen niye çıktın gibi eleştirilerde bulunmadım. Şu da var o gece meydanlara çıkıp ama yaralanmayan insanlar da var. Hiç yarası olmayan, hastaneye uğramayanlar vardır. Benim nazarımda o gece oraya çıkan herkese gazi şehitlik mertebesi diyebiliriz. Tabi ki şehitlik kader varsa olur. Bize nasip olmadı. Böyle benim nazarımda öyledirler.

15 TEMMUZ’U ÖNEMSİZLEŞTİRİYORLAR!

15 Temmuza hala kontrollü darbe diyenler özellikle muhalefet cenahının söylemleri ne hissettiriyor? Bu tür söylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok üzülerek bazı şeyleri söyleyeyim. Maalesef 15 Temmuz’u ve gazilerini önemsizleştirmeye çalışıyorlar. 15 Temmuz deyince sadece hükümetle iliştiriyorlar, Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Aslında öyle değil. Ama maalesef öyle yapmaya çalışıyorlar. Gaziler olarak bunları yaşıyoruz. Sağ olsun sizin gibi gazeteciler, bazı kurumlarda insanlar bilenler var. Allah onlardan razı olsun! Bilenler biliyor. Bilmek istemeyenlerin kafası İse farklı çalışıyor. Şöyle söyleyeyim gazilik, şehitlik dendiği zaman bazı kesimde bir kıymet, değer vardır. Ama bazı kesimler var ki onların bu işlerle hiçbir alakası yoktur. Şunu da söyleyeyim, işte özgürlük bilmem ne diyorlar, Ben o gün meydanda olduğum için onlar sokaklarda özgürce gezebiliyor. Bir tane şehit cenaze katılmamış, bir tane şehit olduğunda camına bayrak asmamış, bir şehit olduğunda dışarıya çıkıp düşüncelerini haykırmamış bu insanlar başka bir şey olduğunda dışarıya çıkıp bağırıyorlar. Allah’tan vatanımızı seven evlatlar var ve bu sayı çok fazla. Yoksa bu memleket düşüncesizlerin, vatan sevgisinden mahrum olanlar insanları yüzünden ayakta kalamazdı”

Editör: TE Bilisim