Sümeyye Aksu / Röportaj

İki yıla yakın bir süredir tüm dünyayı kasıp kavuran koronavirüs, her şeyi olduğu gibi bayramlaşmaları da etkiledi. Salgın nedeniyle o eski kucaklaşmalar olamıyor, kalabalık sofralar kurulamıyor. Türkiye, dokuz günlük bayram tatilinde yakınlarını ve büyüklerini ziyaret etmek için yollara düştü. Delta varyantının hızlı bulaşıcılığı ve bazı bölgelerde aşılama oranının düşük kaldığına dikkat çeken uzmanlar, “tedbiri elden bırakmayalım” diyor. Aynı zamanda, Kurban Bayramı’nda da bayramlaşmak için açık alanların tercih edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bayramda dikkat edilmesi gerekenleri Türkiye solunum araştırmaları Derneği (TÜSAD) Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. M. Onur Turan Diriliş Postası’na anlattı.

BAYRAMDA ÇİFT DOZ AŞI

Yaz mevsiminin gelmesi, Temmuz ayı ile birlikte çoğu kısıtlamanın kalkması ve Kurban Bayramı tatili derken pandemi fikrinden uzaklaşıldığını belirten TÜSAD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. M. Onur Turan, sürecin devam ettiğini, üstelik delta varyantı vakalarında artış yaşanması böyle dönemlerde riski artırdığını söyledi. “Bu nedenle tedbiri elden bırakmamak gerekiyor” diyen Doç. Dr. Turan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bayram öncesi vatandaşlarımızın mutlaka çift doz aşı yaptırmalarını öneriyoruz. Unutulmamalıdır ki; çift doz aşılamanın tamamlanması, varyantlara karşı bizi daha çok koruyacak ve toplumsal bağışıklığı arttırarak bizlerin ve sevdiklerimizin hastalanma riskini azaltacaktır. Aşı ayrıca bulaş riskini aza indirgeyecektir. Sağlıklı ve mutlu bir tatil süreci geçirmemiz için, çift doz aşımızı yaptırmalı, maske, mesafe, hijyen kurallarına da mutlaka uymalıyız.”

‘‘ASLA MASKE ÇIKARTILMAMALI’’

Bayramlaşma sırasında çok kalabalık ortamlardan kaçınılması gerektiğini işaret eden Doç. Dr. Turan, “Mutlaka sosyal mesafe kuralına uyulmalı, en az 1,5 metre mesafe bırakılacak şekilde oturulmalı ve asla maske çıkarılmamalıdır” diye konuştu.

“TOKALAŞMAYIN!”

Doç. Dr. Turan, “El öpmek kültürümüzün önemli bir parçası olsa da, eller virüsün taşınmasında ve bulaşmasında önemli bir temas aracıdır. Bu nedenle bayram süresince el öpmemek veya öptürmemek, el temasından mümkün olduğunca kaçınmak ve temas olur ise sabun ile ellerin yıkanması uygun olacaktır. Bayramlar için bir diğer geleneksel özelliğimiz küçüklere bayram harçlığı verilmesidir. Para virüs bulaşı açısından risk taşımakta olan bir obje olduğu için para yerine küçük hediyeler tercih edilmesi daha güvenli olacaktır. Paraya dokunduğumuzda mutlaka el hijyeni sağlanmalı, ellerimiz yıkanmalı veya dezenfekte edilmelidir” ifadelerini kullandı.

SAKİN YERLER TERCİH EDİLMELİ

Bugünlerde artışa geçen ve bulaşıcılık oranı yüksek olan delta varyantı nedeniyle önlemler kesinlikle gevşetilmemeli” ifadelerini kullanan Doç. Dr. Turan, “Delta varyantı, şu ana dek tanımlananlar içerisinde en hızlı ve kolay bulaşabilen varyant. Bayramda tatile gidecek olanlar açısından, tatil yeri seçiminde daha sakin ve izole tatil yerlerinin seçilmesi daha az riskli olacaktır. Toplu taşıma araçlarında yolcu kısıtlaması kaldırıldığı için bu tür yerler Kovid-19 açısından tehlikeli olabilir. Toplu taşıma araçlarında maskeler asla çıkarılmamalı, koltuklar gibi araç içerisinde ortak kullanım alanlarına temas edilirse ellerimiz dezenfektan ile temizlenmelidir” değerlendirmesinde bulundu.

“HAVUZLAR RİSK OLUŞTURABİLİR”

Doç. Dr. Turan, “Koronavirüsün su ile bulaşması beklenen bir durum değil. Enfekte olmuş kişilerin deniz veya havuz kullanımı sırasında tükürüklerinin suyla teması o an için risk oluşturabilir. Denizde ve düzenli olarak klorlanan havuzlarda bu risk çok düşük olsa da, kalabalık havuzlara girilmemesi ve havuz/deniz içerisinde sosyal mesafenin korunması koruyucu olacaktır” diye konuştu.

Nemli maske koruyucu değil

"Maskelerin özellikle tatil döneminde, sıcak havalarda kolayca ıslanıp nemlenebileceği unutulmamalı” diyen Doç. Dr. Turan, Islanmış ve nemli maskeler koronavirüs açısından koruyuculuğunu kaybettiği gibi, kişilerin kolay enfekte olmasına da yol açabilmektedir. Bayram sürecinde de, her zaman uygulamamız gereken sağlıklı beslenme, düzenli ve yeterli uyku, bol su tüketimi ve düzenli egzersiz gibi aktivitelerin devamı özellikle bağışıklık sistemini güçlendirme açısından faydalı olacaktır" diye konuştu.

KURBAN ETİ VİRÜS İLE ENFEKTE OLABİLİR!

Normal şartlarda kurban etinin çiğ olarak tüketilmediği sürece kurban etinden Koronavirüs bulaşmasının mümkün olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Turan “Ancak hasta kişinin ağzından çıkan damlacıkların etin üzerinde kalması durumunda, kurban etinin bu virüs ile enfekte olması söz konusu olabilir. Virüs bulaşmış ete dokunup ellerimizi sabunla yıkamadan veya dezenfekte etmeden ağız, burun ve gözümüze temas ettirirsek bulaş riski yükselir. Bu yüzden kurban ile uğraşan herkesin maske ve eldiven takması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

KESİM NOKTALARINA DİKKAT!

Bir diğer sorun, kurban kesim yerlerinin çok kalabalık olabilmesi ve ortamda bulunan kişilerden virüsün geçme ihtimalinin bulunması akıllardan çıkmamalıdır” diyen Doç. Dr. Turan, “Bu nedenle kurban kesim bölgelerinde sosyal mesafe kurallarına uyulması önemlidir” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim