Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sakarya Gaz Sahası'ndaki Fatih gemisinde TRT Haber özel röportaj konuğu oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez soruları cevapladı.

"BİZ İLK GÜNDEN BERİ İNANIYORDUK"

Dün önemli bir aşamayı geride bıraktık diyen dönmez sözlerine şöyle devam etti:

Yaklaşık 1 yıldır burada hummalı bir çalışma yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı 320 milyar metreküplük gaz ilk keşfimizdi. Ekim ayında yine 85 milyar metreküplük keşfimizi duyurduk. Sakarya Gaz Sahası'nda 405 milyar metreküplük keşfimizle birlikte toplamda bu bölgede 540 milyar metreküplük keşfimizi açıklamıştık. Sadece sondajı yapmakla kuyuyu açmakla iş bitmiyor. Kuyunun üretime hazırlanması gerekiyor. Test ve analizler yapılması gerekiyor bunun da son aşaması gaz yakmadır. Bu da bir hafta on gündür devam ediyor. Dünkü ateşlememiz testin son aşamasıydı.

Artık elimizde sahayı tanıma adına tüm veriler ulaşmış oldu. Kıyıda bir terminalimiz var işleme tesisleri bir de arada boru hatlarımız olacak. Filyos'a olan uzaklığımız 160-170 kilometre civarında. Üretim öncesi hemen hemen tüm çalışmaları teyit eden bir test aşamasıydı bu ve başarıyla geçtik bu aşamayı.

Biz ilk günden beri inanıyorduk. Malesef bazı çevreler buna inanmak istemedi. İlk keşiften sonra kuyunun içiresinde tüpleri doldurmuştuk. O görüntüleri de aslında kamuoyu ile paylaşmıştık. Yine inananlar ve inanmayanlar oldu. Bu işin gereği inansınlar diye yapmadık. Mutluluğumuzu da vatandaşımızla paylaşmış olduk.

"3 YERLİ İNSAN KAYNAĞIMIZ VAR"

Karadeniz'in altındaki gaz, ben milyonlarca yıldır burada sıkışıp kaldım artık beni buradan çıkarın diyor. Son derece kaliteli bir gazdan bahsediyoruz. Bizim sistemimize uygun bir gaz. Bu gaz benim veya sizin gazınız değil 84 milyonun burada payı var. En kısa sürede inşallah kullanıma başlanmış olacak.

Biz ilk sondaj gemimiz Fatih'i aldığımızda yine kendi personelimiz vardı fakat bazı hizmetleri yabancı kuruluşlardan alıyorduk. Bugün tersine döndü 3 yerli insan kaynağımız var 1 yabancı insan kaynağımız var. Biz onların tecrübelerinden de istifade ediyoruz. Yurt dışında uzun yıllardır çalışan kendi insanımız vardı. Şu an ekibin içerisinde de onlar var. Çok daha iyi şartları ellerinin tersiyle iterek bu ekibe dahil oldular. 

"BURADAKİ GAZ 10 YIL BİZE YETECEK KADAR BULUNUYOR"

İlk günden beri maliyetleri sürekli izliyoruz. İyileştiriyoruz, maliyetlerde ciddi bir tasarruf sağlıyoruz. Kendi kaynaklarımızı kullanıyoruz. Bu gemileri kiralamış olsaydık oradaki maliyetleri biliyoruz. Ama biz kendi insan kaynağımız ve kendi varlıklarımızla sismik ve sondaj gemilerimiz gerekse yerli sanayiden temin etmiş olduğumuz malzemelerle yatırım giderlerinin, işletme giderlerinin sonucunda oluşacak maliyetin ithat ettiğimiz gaza göre çok daha ekonomik olacağını söyleyebilirim.

Birincil enerji kaynakları bakımından baktığımızda bunların yüzde 70'ini ithal ediyoruz. Doğal gazın yaklaşık yüzde 98'ini ithal ediyoruz. Petrolde yine baktığımızda yüzde 8'ini kendi kaynaklarımızdan üretebiliyoruz yüzde 92'sini ithal ediyoruz. Doğal gaz ve petrole yıllık 50 milyar dolar ödeme yapmamız söz konusu. Burada toplamda 540 milyar metreküplük bir gaz keşfimiz var. Teorik olarak baktığımızda 10 yıl bize yetecek kadar gazı burada keşfetmiş bulunuyoruz. Buradaki miktarın önümüzdeki yıllarda çalışmalarla artacağını öngörüyoruz.

"BU KEŞİF SADECE TÜRKİYE'NİN DEĞİL DİĞER ÜLKELERİN ARZ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN DA ÖNEMLİDİR"

Burası Hazar Denizi'ne benzer bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Daha önceki çalışmalarla yeni çalışmalar arasında jeoloji değerlendirmede farklI bir yöntem sonucu buraya ulaşmış oldu. Yeni modele göre bütün Karadeniz'i yeniden değerlendirmemiz gerekiyor. Sismik çalışmaları şimdi yeni parametrelere göre yeniden simüle edeceğiz. Romanya da 4-5 sene önce keşif yapmıştı. Komşumuz Yunanistan'da faaliyetlerine devam ediyor. Bu keşif sadece Türkiye'nin arz güvenliği açısından değil diğer ülkeler açısından da önemlidir.

Keşfettiğimiz gazı öncelikle kendi iç ihtiyaçlarımız için kullanacağız. Enerji arz güvenliği tüm ülkeler için olmazsa olmazdır. Kendi kaynaklarınızdan üretebiliyorsanız kendi kaynaklarınızdan üretemiyorsanız dışarıdan tedarik anlaşmalarıyla bu açığınızı gidermeniz gerekiyor. Altyapınız önemli burada.

Türkiye genelinde doğudan batıya hangi gazı istiyorsanız isteyin fiziki alt yapıya kavuşturmuş oluyoruz.

"YAPTIRIMLARA TAVİZ VERMEDİK"

Türkiye coğrafyasıyla kritik stratejik bir lokasyonda. Coğrafya kaderimizdir tanımlamasının en güzel örneklerinden biri Türkiye diyebiliriz. Komşu ülkelere baktığımızda istikrarsızlıkların, iç savaşların sıkça yaşandığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Son yıllarda özellikle yerelleşmeye önem verdik. Bu denizdeki çalışmalar için gerekli olan araç gereçlerin sismik ve sondaj gemileri bu politakanın bir sonucu. Akdeniz'deki faaliyetlerimizde tehditlerle karşı karşıya kaldık. Yaptırım ve tehditlere taviz vermedik. Taviz vermeden o çalışmaları yaptık. Planladığımız şekilde de devam edecek. Türkiye'nin bir anlamda dışa bağımlılığını isteyen içeride ve dışarıda merkezler var. Çalışmalardan rahatsızlık duymaları, gizli ya da açık şekilde ifade etmelerini ben buna bağlıyorum.

Bizim elimizde yaklaşık 50-55 milyar metreküplük doğal gaz kontratları var. Bu kontratların bazıları 2000 yılı öncesi yapılmış kontratlar. Boru hattını yapabilmek için uzun dönemli satış kontratı yapmanız lazım. Önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde bazı sözleşmeler sona erecek. Uzun dönemde ülkenin ihtiyaç duyacağı doğal gazı hesap ediyoruz. Kontratımızdaki miktarı buna göre ayarlamaya çalışıyoruz. Karadeniz'deki bu keşif daha önce kurgulanan projeksiyonu lehimize revize etmemize neden oldu. Dışarıya olan bağımlılığımız bu anlamda azalmış olacak.

Bulamazsınız dediler bulduk, şimdi çıkaramazsınız diyorlar, nasıl bulduysak öyle çıkartacağız. En büyük kanıtı da Kanuni gemisinin artasında yanan doğal gaz.

Editör: TE Bilisim